yılbaşı-hindi-650x400

Her yılbaşı haftası bir zulüm gibi çöker müminlerin üstüne. Oysa her adım başı gözümüze sokarcasına seyrettirilen manzaralar, bize ne kadar yabancı, ne kadar uzaktır…O gece eğlenmek adına  çılgınlaşmak,insanlıktan çıkmak sanki zaruri bir halmiş gibi ertesi gün tatil yaptırılır.

Herkesin tatil yaptığı o günde, çok yoğun çalışan biri var ki düşünmeden edemedim “Acaba o da tatil yapar mı?” diye.
Her an, her yerde genç yaşlı demeden nice canları “Al” Emriyle alıp, öldüren Azrail yılbaşında ne yapar?

Başköşesine ışıltılı yılbaşı ağaçları konulan, yılbaşına özel sofralarla donatılan, o gece eğlenmek için hiç bir ayrıntının kaçırılmadığı evlerde ölüm nerede saklanır?

Gözümüzü nereye çevirsek ışıltılı bir kan kırmızısı, bizden olmayan, bizi yansıtmayan sinsi, göbekli, kırmızı kukuletalı bir tuhaf adam figürü…
Atam değil, dedem değil, neden dolaşır sokaklarımda, günlerce  evlerde vitrinlerde neden oturur? Kimi temsil eder, neyi anlatır çocuklarımıza?
Kolayca sahiplendiğimiz, iştiyakla hazırlandığımız yılbaşı etkinlikleri Müslümana ne kazandırır?

Kimliğindeki İslam yazısına bakmadan, noel babayı bağrına basan kardeşim:
Ölüm diye bir şey var, hatırladın mı?

Bir yılbaşı gecesi, tüm hazırlıkların bitmişken, hediyelerin hazır, sofran kurulmuşken, tam eğlencenin dibine vuracakken, Azrail kapını çalsa… Bütün o ritüellerin içinden seni çekip çıkarsa…“eğlence bitti” dese mesela…

Yılbaşına özel aldığın kıyafetin yerine beyaz elbisen giydirilse, hani şu dikişsiz, modelsiz olanından… En sevdiğin şarkıların, yılbaşı naralarının yerini ağıtlar alsa… Ne yapardın Azrail yılbaşında sana misafir olsa?
“Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ankebut, 57), “Sarp ve sağlam kalelere sığınsa bile!” (Nisa, 78)

“Daha yeni başladık, biraz daha mühlet ver” diyebilir miydin? Canını almaması karşılığı Azrail’e rüşvet verebilir miydin? Ya da verdiği rahatsızlıktan dolayı O’ na dava açabilir miydin?

Sen aklına getirmesen de, hatırlamak   istemesen de Azrail yılbaşında da boş durmayacak. Yaşına, nüfuzuna, gelirine bakmadan, canları almaya devam edecek.

 “De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacak. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size bütün yaptıklarınızı haber verecek.” (Cuma, 8 )

Bütün yanılgılarımızdan, unuttuklarımızdan, emanet edilen değerlere nasıl hor davrandığımızdan haber verecek. Kendi emirlerinin değil de, bizden olmayan, Allah ve peygamber düşmanlarının, kanı beş para etmezlerin dayattıklarını nasıl bir robot gibi uyguladığımızdan, uygulamayanları kınadığımızdan haber verecek…

Yılbaşında da gelecek ölüm. Bir kalp krizi, bir trafik kazası… Hep bir sebebi olacak, farklı bir adı olacak yine Azrail’in. Gizliden bir el gibi canları göğüsten çekip çıkaracak…

Bir gazetede küçük bir başlık, tv de kısa bir anonsla duyurulacak kiminin ölümü. Belki buna bile değer bulunmayacak… “Daha çok gençti “ diyecekler,”hayatının baharındaydı, yapacak çok şeyi vardı…”
“Tam yılbaşı gecesi olur mu”ydu? Azrail ne kadar da zalimdi…

O’nu kimse yılbaşı gecesi beklemiyor. Her yılbaşı gecesi nice eğlenceler yarıda, hindiler masada, hayatlar askıda kalıyor… Hiç gelmeyecek sanılan apansız geliveriyor…

Azrail yılbaşında da tatil yapmıyor. Her gün, her gece olduğu gibi yılbaşında da ölüm yağıyor O’nun eliyle. Evlere habersiz düşüyor ölüm…

“Can boğaza geldi, geri dön hadi
Hakikat sırrına erebildin mi?
Daha dün ölüme meydan okurken,
Azrail’e kafa tutabildin mi?”

Müslümanlığı kandil gecelerinden, aşure günlerinden ibaret sananlar, İslam’ı da portatif bir din sandılar. Nereye taşıyıp, nerede kullanılacağına kendileri karar verdiler. Kandil geceleri içeri alınan, yılbaşlarında kapıya konulan bir şeydi onlar için İslam.
Kura’n  her işe karışamazdı. Mantık kabul etmiyorsa, zamana uymuyorsa, kapağı hep kapalı kalmalıydı…

“Biz noeli kutlamıyoruz, yeni yılın gelişini kutluyoruz” diyenler, din düşmanlarına ait olan,ne noel figüründen,ne yılbaşı ağacından,ne de hindi dolmalarından  vazgeçtiler.

Maksat eğlence olsun çocuklar sevinsin diye süslü çorapları çocukların başucuna astılar. Yeni yıl sabahı çorapların içine koydukları hediyelerle çocuklara yeni bir din aşıladılar.
Noel babalı kartpostallar, e postalar gönderdiler sevdiklerine. Kırmızı kaplı, rengeyikli pahalı hediyeler verdiler birbirlerine.
Bir yandan bizden olmayan değerleri kutsarken, diğer yandan bizim değerlerimizi taşladılar. Yığınlarca tezatı , hakareti, azgınlığı bayağı bir gelenek haline getirdiler.

“Vur patlasın, çal oynasın”  naralı yılbaşı gecelerinin ortasına da gelecek Azrail. Çağrılmayı beklemeden gelecek…
Belki saat 12’yi vururken, şampanyalar patlarken, kadehler tokuşturulurken belki… Fasıla vermeden, dur durak bilmeden işine devam edecek.
Unutulduğu, ama asla unutmadığı yerde gelecek…

CAHİDE SULTAN

Yılbaşıyla alakalı diğer yazılarım

Duydunuz mu? Noel baba Filistine gitmiş!   *****   Mutlu yıllar ey Muhammed ümmeti!