Es-selamu aleykum dostlar

Daha önce tarifleri vasıtasıyla tanıştığımız Urfalı Zehra abla,yüreği dopdolu bir ablamız.Tertemiz hissiyatlarını ve rahmetlik hocaannesinin babasından kalma nasihatleri bizlerle paylaşmak istemiş.Bir yürek dolusu dert,bozulmuşluğa yükselen feryatlar var bu dizelerde.O içimizden biri,”Derdimiz,tasamız aynı Zehra ablam,yalnız değilsin merak etme”

Zehra ablamız pc ye biraz yabancı.Yazmakta oldukça zorlanmış fakat,telefonda harika bir sohbeti vardı.Allah O’ndan da sizden de Allah razı olsun…

Hocaannemin babasının nasihatı 

Dünyada   aşkı   mecazi  denilen,
Varlıkta  yalandır  kızım
İnanma  aldanma  kapılma  kızım
Hıçkırır  ağlarlar senin  için  ölürüm derler
İnanma  aldanma  kapılma  kızım
Eğilir  önünde  secde  ederler
Arkandan  lanetle  anarlar  kızım
Şimdi  bir  çiçeksin  göğse  takılan
Solunca  kaldırıp  atarlar  kızım
Mecaziden  kaç  hayatın yıkılır sonra
Baharda  saçların  ağarır  kızım.
 
Yıllar  önce  bu  kadar  kitle  iletişim  araçları,  küçük  ilçemizde  ne ana, şu  bu  okulu  yok,  ama
rahmetli  hocaannemizin,  bizlere  Kuranı  Kerim  ögretirken  küçücük  elleririmize  defterimizin  ilk
sayfasına  yazdırdığı  bu  dizelerin,  günümüzle  birebir  örtüştügünü   hayretle  görüp,  paylaşmak
istedim.

  Taa o  günlerde   fasih  bir  dille  kendisine   Hocaanne  dedirtmekle,  bizlere  aynı  zamanda
adabı  muaşeretide   ögrettigini,  şimdi  anladığım  bu  degerli  şahsiyeti,  rahmetle  anıp,  nisbetende
olsa  vefa  borcumu  ödemek  isterim.

 Evet  son  zamanlarına  yetiştigim  hocaannem (vefat  edeli  30 yıl  oldu)
dul  bir  hanım  olup,  5  kuruş  yan  geliri  olmamasına  rağmen,  paraya  pula  önem  vermez, seherden
özel  çayı  pişmeye  başlar, gelen  giden,  limitsiz  içerdi,  kapısı  her  vakit  açık  evi,  her  derde  deva 
şifahaneydi  sanki.

Şimdiki  boyalı  basın,  kenef  kanalların  hala  mahalle  hocası  diye  ti ye  aldıklarından.
Evde  keşke  daha  bilinçli   uzun  süre  kalsaydımda,  kimbilir  hocaanneme  neler  sorup,  neler  ögrenecektim
Ah ah  bir  çaymıydı ki   gördüklerimiz?  Mubarek  gün  ve  gecelerde,  hanımlar  toplanır,  zikir  sofrası  açılır
ortasına  bir  surahi  su  konur, herkes  eline  tesbihini  hanım,  hanım  alır (yok öyle  Ali  Kalkan, kırkan, kırpan)
başlanır  zikre  saatlerce,  akabinde  isteyen  sudan  içer, isteyen  hastasına  götürürdü.

 Bu  arada  Hocaannem kapsamlı  dualar  eder  Kahraman  ordumuzu  denizde,  karada,  her  yerde  muzaffer  eyle  derken  bizler
hep  bir  ağızdan  Amin,  derdik.  Güzel  yurdumuzda,  kapitalist  sistemin  böl,  parçala  yut  politikasını  hâlâ
işleme  koymak  isteyenleri  Allahın  Kahhar,  Cebbar, Muntekim  ismine  havale  ediyorum. Devlet  siz,  biz,
bastığımız  toprak,  dalganan  bayrak,  can  kurban. Rabbim  ülkemizi  bir  kaç  fırsatçıya  yem  etmesin. Amin

Bu  aciz  gönül,  haberlerdeki,  taa  gençliklerini  bildigimiz,  haber  mutfağında  her  iyi  şeyin  dibini  yakanların
eskidende  inançlı  kimseleri  adam  yerine  koymadıklarını  çok  önceden   bilir, evet  bu  bulmuşta,  bunamış
zevatın,  bir  kanalı ,her akşam, fakirlik, fukara  garibanlık  duygu  sömürüsü  yapar, diger  yandaşı , yılbaşı  gecesinde
adam  başı  200 milyona  gidilecek  mekanı  söylüyor.

 Bunların  dedesi   galiba  darwin  ki  yüzleri  kızarmıyor.
Edeb  ya  hu!  demezlermi  adama,  “bu  ülke  böyle  yoksulluktaysa,  kim  gidecek  o  mekana”   beyler  kendinize
geliniz.  Zannettiginiz  gibi   hareketleriniz  hiçte  güzel  degil,  bu  vatan  olmazsa  hepimiz  olamayız.  Ne  sizler
fildişi  kulenizde   bacak,  bacak  üstünde  sırıtarak, zat-ı alilerinize  musiki  terennüm  eden  bayanları   dinleyebilirsiniz,  ne de
bir daha  bu  günkü  imkanları  sunacak  yeri.  Saddamdan  beter  olur,  eştiginiz  kuyuya  düşersiniz.
Rabbim  bizlere  hususi  imdad,  imkan, ikramlar nasip  eyle,  Habibi  Zişan  Hz  Hasan  Hüseyin  dedesi  hatrına
 
Ah   hocaannem!   sizler   gittiniz,  zikirli  dillerde  azaldı ya,
Safi   gönülleri   bulmak   Hak  getire
Yanlız  kaldık,  üzüldük,   gerçekten   delilendik
Herkes   sessiz  yok ki  duyan
Değil  acıyan,   dinleyen  yok
Heyhaat!  herkes   meşgul   menfaatinde
Hamdık   piştik   yandıkta  yandık
Dayandık,  yorulduk,  usandık
Allahım  yanlız  sana  sığınıp, yine  sana  dayandık
Ahh  hocaannem,  siz  gittinizde  neler  oldu
yok  artık  dert  dinleyen  menfaatsiz  ilim  bilen
Her  köşede  bir  psikolog
Her  bekçiye, başka  bekçi  lazım  oldu
Doktorlar  için  hasta  müşteri  oldu
Geçtik  bayandan  etraf  kravatlı  eşkiya  doldu
Evet  hocam  bunlar  malesef  oldu
Ah  hocam  kol  kırılır  yen  içinde  misali
En  acısı  gül lerimiz  soldu diken  oldu  bazısı
Sahi  hem  hayırlı  hem  nurlu  olmak
Söyle  hocam  ne  olur  bu  kadar  angaryamı ?
Hani  bizim  kavlimiz  sahi  bize  ne  oldu
Hayır  hayır  herkes  imtihan  oldu
Bu  yazı  bitmez

 

 HOCAANNE ÇAYI
Not –   Çayın   ölçülerini  aldığım  zaman  bilinçli  olmadığımdan  pişirme  sırasını  ögrenmeyi
akıl  edememişim  ilk  fırsatta  sorabilecegim  yerler  malesef  bihaberler. 8  çeşit  bitkiden
oluşan  bu şifalı  çayın  ancak  malzemelerini  yazabilecegim  4 de biri  Karanfil, 4 de üçü  tarçın
4 de biri cevizi  baba( Muskat  deniyor sanırım şimdi) Ayva veya çiçegi,  gelincik , zahter, çay , limon

ZEHRA  ABLA

NOT:Gıybeti terk et kampanyası devam ediyor unutmayın,unutturmayın!