Bir kaç gün evvel ailecek yemekteyken, ortanca oğlum babasına dönüp: “Baba Kanuni Sultan Süleyman sapık mı?” diye sordu. Babası: “Olur mu oğlum öyle şey, bunu nereden çıkardın?” deyince, “Arkadaşım Sultan Süleyman sapık biri, kadınlardan, kızlardan başka birşey düşünmüyor dedi” diye devam etti. Tepemin tası attı. “Asıl o iğrenç diziyi çevirenler sapık, o diziyi çekinmeden çocuğuna seyrettiren anne baba utanmaz!” dedim.

Toplumun getirildiği noktaya bakın. Ahlaksız emellerini ecdadımız üzerinden gerçekleştirmeye çalışan leş kargalarına bakın.  Yüzyıllarca süren bir imratorluğun alnı secdeli padişahlarını kadın düşkünü, eşlerini devamlı dekolteli gezen aşufteler olarak gösteren dizilerin, çocukların zihninde oluşturduğu portrelere bakın! Kaçınız RTÜK e şikayet ettiniz? Kaçınız bu konuda hüzünlendiniz?

Birileri cesurca kötü emellerini gerçekleştiriyor da, biz müslüman anne babalar olarak ne yapıyoruz? Çocuklarımıza ne verebiliyoruz?

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Çocuğa yedi yaşındayken namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına bastığı halde kılmazsa, cezalandırınız.“Ebu Davud, Salat 26

Kaçımız şu hadis-i şerife göre hareket ediyoruz?

Kızımın yaşında kızı olan eski komşumla görüştüm geçenlerde. Kızının bahsi geçince, namaz kılıp kılmadığını sordum. “O daha çok küçük teyzesi” dedi. “Ama olur mu, biz Peygamberimizden daha mı iyi biliyoruz?” dedim. “Ne bileyim kıyamıyorum işte” dedi. “Yahşi cazibeyi seyrettirirken kıyabiliyorsun ama” dedim. Güldü…

Hani bir söz vardır, “Küçüktü kıyamadım, büyüdü gücüm yetmedi” diye. Küçükken kıyıpta namaza kaldırmadığınız çocuklar büyüyünce istikrarlı bir şekilde namaz kılamıyorlar.

“Ağaç yaşken eğilir” atasözü kulak ardı ettiğimiz muhteşem bir sözdür. Küçükken edinilen alışkanlıklar kalıcıdır. Çocuklarımıza gayri ahlaki tv dizileri, çizgi filmleri, klipleri seyrettirirken bu zehir kaynaklarının çocuğun tertemiz zihninde nasıl yıkıcı bir etki oluşturacağını bir kez daha düşünün.

Bizler çöplüğün içinde gül yetiştirmeye çalışıyoruz. Evet çok zor. Ama buna mecburuz. Bir izleyicim: iki çocuğu için emek verdiğini, duaları öğrettiğini ama üçüncü çocuğunda bu gücü kendisinde bulamadığını söylemişti. Bulacaksın kardeşim! Çocuğun senin üzerinde hakkı var. Gerekirse ev işinden feragat edip, çocuğunla ilgileneceksin. Çocuğun kreşte yanlış şeyler öğreniyorsa göndermiyeceksin. Çocuğunun şifrelerini çözmeye çalışacaksın. Yorulmadan, bıkkınlık getirmeden beş vakit “haydi namaza” diyeceksin.

Hep kolayı seçiyoruz. Çocukları tv karşısına oturtmak ne kolay. Ama çocuk emek ister. Emekle büyütülen çocuk özenle işlenmiş bir nakış gibi pırıl pırıldır. Hele islami eğitim, dua ister, gözyaşı ister, sabır, emek ve devamlılık ister. Kolay mı müslüman bir nesil yetiştirmek, kolay mı anne baba olmak…?

Cahide Sultan