“Adam bir koruyucu çobandır, kendi evinde ve koruyup güttüğü şeylerden sorumludur. Kadın da kocasının evinde bir koruyucu çobandır ve koruyup güttüğü şeylerden sorumludur.” (Buhari-Müslim)
Ne çoğu adam kocalığını, ne de çoğu hanım kadınlığını, anneliğini gereği gibi yerine getiremiyor yazık ki. Uzun zamandır, anaokullarına, hele kreşlere takmış durumdayım. Ortada koca bir yanlışlık var. Çocuklar erken yaşlarda annelerinden ayrılıp sözde eğitim kurumlarına veriliyor. Diplomalı olsa da birçok tecrübesiz ve ehliyetsiz anaokulu öğretmeni çocuklara eğitim adına zerrece birşey vermiyor. Zorlanarak kreşe veya anaokuluna gönderilen çocukların durumu ise içler acısı.
Bu konuda kapsamlı bir yazı planlıyorum. Öncelikle konuyu konuşalım istiyorum biraz. Sizin düşüncelerinizi öğrenmek benim için çok önemli.
Yemek kültürleri üzerinden tanımlayacak olursak; Doğulu olmak, bir gün bulgur yemesen, ertesi gün bulguru özlemektir. Malatya’lı, Elazığ’lı olmak; İçinde et olmasa da yoğrulmuş ve yuvarlanmış her şeye köfte demektir…:)
Ege’de doğup büyümüş, kökeni Elazığ’lı, eşi vesilesiyle Malatya’lı, çok gezmeler sebebiyle, Antep’li, Kayseri’li, Ankara’lı ve Mardin’li biriyim ben. Türkiye’liyim desem sanırım daha doğru olacak. Hiçbir yeri garipsemeyen, hiç bir mutfak kültürüne yabancılık çekmeyen ve mutfağında her yörenin yemeklerini yapan çok renkli biriyim…
Fakat doğulu yanım ağır basıyor olacak ki, bulgurla yapılan köfteli yemeklere ayrı bir ilgim var. Malatya 100 ü aşkın köfteli yemeğiyle rekoru elinde tutuyor. Dut, kayısı, fasulye, ayva ve kiraz yaprağı ile harika yemekler yapılır Malatya’da. Anadolunun eli öpülesi, çileli kadınları, yokluk zamanında buldukları her şeyi değerlendirip yemek yapmışlar. Ne iyi etmişler de bize de böyle enfes tarifleri miras bırakmışlar. Taze yaprakları bulma imkanım olursa bu yemekleri, sizinle paylaşacağım inşaallah…
Kiraz yaprağını bulamayan ama kiraz yaprağı köftesini arzulayan izleyicilerim için çok kolay ve neredeyse kiraz yaprağı köftesi tadında bir tarif vermek istiyorum. Yine Malatya’da yapılan bir yemek ama zahmeti daha az ve çok lezzetli bir tarif:
Malzemeler
- 400 gr. ıspanak
- 1 büyük kase yoğurt
- 2 büyük soğan
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- Zeytinyağı, pulbiber
Köftesi için
- 2 su bardağı ince bulgur (simit, esmer değil, sarı bulgur olacak)
- 2 su bardağı su (ıslatmak için)
- 1 tepeli su bardağı un
- Tuz
Nasıl yapılır?
- Bulguru bir bardak soğuk suyla kısır ıslar gibi ıslatın.
- 1 saat kadar ıslanan bulgura unu ve tuzu ekleyip, az su ilavesiyle özleşene kadar yoğurun.
- İster üç parmağınızla sıktırarak, sıkma köfte yapın ki bu şekilde köfteler yuvarlanmıyor sadece sıkılıyor, isterseniz bilye büyüklüğünde köfteler hazırlayabilirsiniz.
- Köfteleri kaynayan tuzlu suyun içine atıp 6-7 dakika kadar pişirin.
- İnce doğranmış ıspanakları da içine ilave edin. (kapları çok kalınsa ayırın, sadece yapraklarını kullanın)
- 2 dakika daha haşlayıp ocaktan alın. Kevgirle köfte ve ıspanakları geniş ve yayvan bir kaba çıkarın. Suyunu dökmeyin. Çorbalara kullanabilirsiniz.
- Soğanları yemeklik doğrayıp kısık ateşte tereyağı ve zeytinyağıyla pembeleşene kadar kavurun. İçine çok az pul biber ekleyin.
- Kavrulmuş soğandan bir kısmını köfteye katıp karıştırın.
- Yoğurdu hafif çırpıp ılıyan köfte ve ıspanağın üzerine dökün.
- Kalan soğanı da yoğurdun üzerine serpiştirip servis edin.
Hayırlı sabahlar,Cahide hanım
??? İlginç bir yemek.Tadı bizim eve hitap edenlerden değil sanırım ama çok da merak ettim doğrusu.Şimdi yaparım yemezler,ziyan olur korkusuna deneyemem de.Keşke yakın otursaydık 🙂
BeğenBeğen
ben bugün aynısını yaptım cahidemde varmı diye baktım ooooooooooooo hemde en güzeli
BeğenBeğen
Selamun aleykum,dün malatya usulü bulgur köftesi yaptim ama ben kiymasiz yaptim.Yinede cok lezzetli oldu.Insallah birdahaki sefere kiymali yaparim,inaniyorumki cok lezzetli olacak.Bulgur saglikli bir tahildir.Buda cok kolay bir tarif.Böyle bulgurdan yapilan yemekleri severim.Dedim ya bende Mardin’liyim. ))))
BeğenBeğen
Kıyma katarsan çok daha lezzetli olur canım. Başka kebapları aratmayacak kadar hemde…:)
BeğenBeğen
hayırlı sabahlar cahideciğim ve tüm dostlar. hepimiz türkiyeliyiz aslında. ama eşide kendiside egeli olan, egede doğup büyüyen ben, tam bir egeliyim. doğuda et neyse, egede sebze odur. bol zeytinyağlı yemeklerimiz olmadan karnımız doymaz. zeytinyağlı enginar, yapraksarma, taze börülce, yöresel yemeğimiz olan çığırtma, çeşit çeşit otlar süsler sofralarımızı. her yörenin lezzeti bir ayrı güzel. aslı yunanistan göçmeni olan ben, tüm göçmen yemeklerinide bilirim. doğu yemeklerinide çok seviyorum ve ayrı bir ilgim var. bu yemeği çok beğendim, içinde ıspanak olması benim mutlaka denememe sebeptir. ıspanak ve patlıcana hiç dayanamam. ellerine sağlık canım cahidem. bende bugün, çok severek yaptığım bir yemeği yapıcam. seninle mutlaka paylaşmak istiyorum. e-postadan fotoğraf göndermeyi başarabilirsem tabiki=)
Allah a emanet ol canım benim..
BeğenBeğen
Resim yollamayı çabuk öğren lütfen canım. Yoksa ben meraktan çatlayacağım..:)
Şu süt biberini de çok merak ettim. Bakalım nasıl bir lezzet bekliyorum merakla.. 🙂
BeğenBeğen
” hepiniz çobansınız ve sürünüzden mes ulsünüz. ” hadisi şerifini herkes bilir. ama malesef artık ne çoban var nede sürü. bu konuda söylenecek öyle çok şey varki, neresinden başlanır, neresinden tutulur, bende bilemiyorum. artık kimse sorumluluk almak istemiyor herhalde diye düşünüyorum. etrafımda birçok bayan , çalışmanın çocuk bakmaktan daha kolay olduğunu söylüyor. ama nedense, çocuğun buradaki durumunu hiç düşünmüyor. ( mecburen , ihtiyacı olduğu için çalışanları ayrı tutuyorum) ama kimse kusura bakmasın, sırf daha çok mal yapalım, ev alalım, araba alalım, hadi yetmedi yazlık alalım diye, hırsla çalışanları kınıyorum. dünyaya mal mülk edinmeye, para biriktirmeye gelmedik. bize verilen en büyük ve en önemli görevi neden görmezden geliyoruz. şimdi,” ne yapalım, malıda parayıda kendimize mi yapıyoruz, hepsi çocuklarımızın geleceği için ” diyenler olacak. ama, evvela çocuğunu insan etmek onun geleceğidir zaten. gerekli terbiyeyi, gerekli bilgileri verir pırıl pırıl bir çocuk yetiştiriseniz, zaten o bocalamadan kendi geleceğini kendisi hazırlar. bizim görevimiz , ona mal hazırlamak değil, ellerinden tutup, yaşayacağı hayata yürümesini sağlamaktır..
ama birde işin diğer tarafı var , ben nice anneler tanıyorum ki, çalıştığı halde evladını hiç ihmal etmeyen, en azından okul çağına kadar çalışmayıp kendisi büyüten, sorumluluklarının bilincinde olan anneler.. diğer tarafta ise, evde olduğu halde, çocuklarına bir sıcak yemek hazırlamayan, komşuda lak lak yapmaktan eve gelemeyen anneler.. bence, evde olupta çalışan kadından daha beter olan anneler daha vahim durumda. çocuk okuldan gelir anne evde yok. evladının ogün nasıl birgün geçirdiğini hiç merak etmez. hatta, öğretmenlerini hiç görmemiştir ve hiç tanımaz. okul numarasını , sınıfını bilmez. neye kızdığını, neyden mutlu olacağını bilmez. çünkü çocuğunu hiç tanımaz. sabah ayşede kahvaltı, öğlen fatmada kahve, akşam, başka biryerde çay, derken nihayet gününü tamamlar ve kocasıyla birlikte eve girer. doğal olarakta yemek yoktur. herkes kendine birşeyler hazırlayıp yer. böylece, ” aile ” demeye bin şahit biçimde yaşar giderler..
ah cahideciğim, dedim ya, söylenecek öyle çok şey var ki, yaz yaz bitmez. yine bu konudan bahsedeceğimiz için şimdilk bu kadar söylüyorum. bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum…
Allah a emanet ol can kardeşim….
BeğenBeğen
günaydın cahidem.
şimdiiiiii dün geceden beri uykusuz kaldım senin yazıların yüüzünden yanlış anlama kızıdğımdan değil düşünmeme içimden düşünüpte örtbas ettiklerimi kafama vurduğun için.dün ikindin işimin olmadığı bi anda eski yazılarını okuyodum haziran ayında bi yazın var bayada tartışılmış takipçilerin arasında acayyip etkilendim biliyomusun ağladım çok üzüldüm içimdekileri çıkardın sanki bana yeter hülya diyosun yeter bırak evinde otur evet konu bu evinde oturması kadının bende bu düşüncedeyim ve senin bunu dinimizde de böyle olması ve kuranı kerimde emr edildiğini ıspatlaman…of ne biliyim işte çok üzdün beni ben bir belediyede çalışıyorum bir buçuk yaşında bir oğlum yaklaşık üç yıllıkta bir evliliğim var ve bende aslına bakarsan çalışmak istemiyorum evimde olup sosyal olmak sosyal projelerde olmak faal bir bayan olmak istiyorum günler dedikodular istemiyorum tesettüre girip evim eşim çocuğumla daha çok ilgilenmek istiyorum şu an sosyal olamıyorum ama diğerleri için çaba sarf ediyorum.oğlum olduğunda iki aylıkken doğum iznim bitti ve işe başladım biliyomusun cahidem burnumun direği sızladı derlerdi bizim buralarda eskiler yemin ederim ben onu yaşadım oğlumu bıraktığım gün burnumndireği sızladı o günkü acım üzüntüm ne ise inan hala yaşıyorum ama örtbas ediyorum içimde çalışmalıydım o dönem yeni düğünümüz olmuş ödemelerimiz vardı ama şuan daha rahatız ve dediğin gibi kanaatkar olmak gerekiyo.aslında eşimde bende öyleyiz mutlu ve kimseye muhtaç olmamak dışında çok yükseklerde gözümüz yok.ve bende koca parası yemeyim ekonomik özgürlüğüm olsun diyenlerden değilim ve demememin nedenide bence eşim diyenlerde yine eşinden dolayı diyor ben çalışmasamda eşimin maddi anlamda bi sorun çıkarmayacağını biliyorum.sanırım okudun çalış olayı vardır ya anlatmaya gerek yok öyle işte beş yıldır çalışıyorum ama evlennce içim kaldırmıyo açıkçası hele oğlum olunca anlatılmaz bi kaç aylık sıkıntımız kaldı ondan sonra gerçekten ayrılmayı düşünüyorum akşam sende okuduklarımı eşime anlattım o da üzüldü amacım sadece ona destek olmak yoksa koca eline bakmamak palavra çünkü bizde de alınan aylıklar eve getirilir kimsesin ayrıca bir kesesi yoktur şimdi lütfen bu olayın dini boyutunu bana biraz daha izah edermisin çok çok rica etsem iyice bilgilenmek istiyorum kreş olayına da katılıyorum çalışarak çocuğunu kreşe vermek ile evdeyken vermek çok farklı evde olsam yarım gün veririm işte olsam tüm gün vercem ve 3 yaşını geçince vercem çalışırsam evde olsam en azında yarım gün arkadaşlarıyla oynamaya gider gibi gitcek enn azından ama çalışsam tüm gün anneyi bkleyeceği bir yer saati doldurmayı iple çekecek dün bide çok garip bi şey oldu inanmazsınız çıkmadan bi saat önce falan yazını okumuştum sonra gittik oğlumu almaya annemlere sanki hissetmiş annem dediki buğra bu gün çok durgun çok içli ağladı çok üzüldüm dayanamadım dedi ve inanki nasıl koklıyo beni burnunu yüzüme yasladı inanılır gibi değildi sanki ikimizde aynı anda aynı şeyleri hissetmişiz umarım kendimi anlatabilmişimdir.bana bu konu hakkında bilgilerinle biraz daha yardımcı olmanı dini yönden bilgilenmek ve bir anne olarak yorumunu almak benim için çok önemli şimdiden teşekkürler.bu arada yemeğin harika görünüyor tatlımmm
BeğenBeğen
Tatlı Hülyacığım, dinimizde kadının çalışması haram gibi bir kaide yok. Çalışma ortamlarının haramlığı ve geride kalanların mağduriyeti var.
Tesettürünü muhafaza edemeden çalışıyorsun değil mi? Hergün bir sürü yabancı erkekle bir arada olmak zorundasın. Namazlarını işin dolayısı ile aksatıyorsun.
Peki çocuğuna senden daha iyi kim bakar, kim sevgi verebilir. Belki bakım noktasında annen senden iyi olabilir ama annen dahi senin verdiğin sevgiyi çocuğuna veremez.
Bir kadının eşi zalimse, maaşları zaruri ihtiyaçlarına yetmiyorsa, gerçekten muhtaç durumdaysa çalışsın ama bu durumlar sözkonusu değilse, kadın neden çalışma ihtiyacı hisseder. Sistem kadınları hep sokaklarda görmek istedi. Feminist fikirleri kafalara enjekte etti. Ama geride kalan çocuklar, yeterince sevgi görmeyen bir nesil kimsenin umurunda olmadı.
Çok bahsettim ama birde sana bahsedeyim durumumu. Eşim öğretmen, ben çalışmıyorum. 4 çocuğumuz var ve hepside okuyor. 700 küsür tl. toki taksidi ödüyoruz.
Ama kendimi karun kadar zengin görüyorum. Çünkü kimseye muhtaç, kimseye bağımlı değilim. Elimde olanla idare ediyorum. Gözüm hiç yukarılara bakmıyor. Dünyaya ait büyük hayallerim yok.
Onun bunun aldığı giydiği hiç umuruma geçmez. Hergün et yemem. Bir çorbayla öğün geçirdiğimiz çok olmuştur.Çocuklarım eşim ve ben küçük şeylerden mutlu oluruz. Tanıdığımız çoğu çift maaşlı, tek çocuklu aile: “yok, yok”, diye ellerini oğuştururken biz halimize şükreder ve “var Elhamdulillah” deriz. Onlar bize şaşar, biz onlara.
Daha sayayım mı Hülyam? Sen benden daha mı muhtaçsın veya daha mı çok şeye ihtiyaç duyuyorsun? Eğer öyleyse çalış kardeşim. Ne diyebilirim ki..:)
BeğenBeğen
Aynen Cahidecim insan neyle yetinmek isterse ona rahatlıkla elhamdülillah diyebiliyor.Bende okudum ama çalışmadım .Ve çalışmadığım için bunun eksikliklerini zaman zaman şeytan bana dürtmedi mi? dürttü tabiiki.Ama maddi özgürlüğüm olsun ,sigortam olsun,geleceğim garanti olsun ,sosyal ortamım olsun,elbiselerim dönüşümlü olsun en fazla 4 kere giyeyim derken derken nelerden ödün verdik nelerden…Çocuklarımızı baktıysa anneanneye yada zorla kavga gürültü babaanneye mecbur bıraktık.Onları bulamadıysak daha kucak çocuğuyken,sıcacık yatakta herkes işe veya okula gittikten sonra belki 1 saat sarılıp yatabilecekken ELLERİN ELİNE attık.Değermiydi? Bence değmezdi..Sevgili kardeşim Cahide nin dediği gibi başlarından atmak için çocukları kreşe veriyorlar.Şu fani dünyada neye bu çabamız bilmem.Bazen eşime takılırım ‘bak çalışsaydım benimde emekliliğim olurdu diye ‘.O da hep şöyle der:’ Ben ölürsem emekliliğim zaten senin olacak,ha sen ölürsen zaten benim var’. Aslında azı azımsamamak gerekir.Ben böyle çok mutluyum.Onlara güzel yemekler pişirebildiğim için,eve geldiklerinde evde olduğum için,derslerine gün boyu hem beyin hem vücut yorulmayıp fazlasıyla destek olduğum için…Hiç korkmayın bu nasıl birşey biliyor musunuz? İstemek ,istemek istemek……Nasıl ki bir ansızın misafir gelir hazırlığınız olmaz bir telaşa düşersiniz.Bir de bakarsınız ki kısmet kendilinden gelir.Sofra hiç ummadığınız gibi artar.Korkmayın kardeşlerim bizleri yaratan Allah hiçbir canlıyı rızıksız bırakmadığı gibi,bizler O’na tevekkül ettikçe bizide bırakmayacaktır inşallah.Kimse yavrusunu anası gibi sevemez,kollayamaz,aç mı diye içi yanmaz.Bugün ne kadar uyudu dinlendimi diye tasasını çekmez.İçi titremez.Beş kuruş fazla olacak diye saldılar kadınları işlere işçi gibi kullandılar.işte işçi ,evde işçi…Bırakın erkekleriniz getirsin ekmeklerinizi,bizler ana ve eş olarak yükün çoğunu taşıyoruz zaten bir de onların yükünü niye sırtımıza vurup ta ,kendi görevlerimizi ziyan edelim? Neden hep birilerinin emiri altına girelim,neden hep üstüm başım düzgün dursun diye saçlar başlar yapılı,makyajlar o biçim ,elbiseler göz alıcı takımlar kat kat,toplantılar,yemekler,öğlen araları ,parfümler hergün ama hergün birbirine karışmış erkekli kadınlı toplumlar ….Zaman şeytanla dans ederek geçiyor bizler farkında bile değiliz.Zaten kadının aldığı para kreş parası,bakıcı parası,yol parası,giyim kuşam parası derken eriyip gidiyor örneklerle sabittir.
BeğenBeğen
Ayyy sanki ben yazdım..:) O kadar beğendim yani. Allah razı olsun kardeşim. Doğru söze ne denir?
BeğenBeğen
Senin yazıların içinde ben aynı şeyleri düşünüyorum.Sanki ben düşünmüşüm sen kağıda dökmüşsün.Ve bendeki beni anlatıyorsun.Allah razı olsun.Daha neler dertler var kardeşim neler.Ne yazmayla ne de düşünmeyle biter.Birgün elbet dertleşiriz kısmet olursa.Allah’a emanet ol.
BeğenBeğen
Ablacım, doğru seçildiği sürece çocukları anaokullarına yada yuvaya gitmelerine karşı değilim ben…
çok güzel dini eğitim veren yuvalar var en azından İstanbulda bir kaç yer biliyorum ben…
Akrabalarımdan biliyorum, çocuğu 4 yaşında yuvaya verdi, kuran-ı kerim okumayı öğrendi, hadisi şerifler öğrendi, Bu sene sünnet uyguluyorlarmış görmeniz lazım, yerim onları ben:) Ailede bu kadar çok bilgi edinmeleri zor oluyor gerçekten de…
benim de bir çocuğum olsa böyle yuvalara veririm diye düşünüyorum…
malatyalı bir komşumuz var, onlarda yemiştim bu yemeği ama o köftelerin üzerine salçalı koyu bir sos da dökmüştü…
denicem bende en kısa zamanda inşaAllah 🙂
BeğenBeğen
Reyyancım aslında kastettiğim “7 yaş çok geç” sloganıyla çocukların mecburen anaokuluna gönderilmesi birde annelerin başından atmak için çocuklarını kreşe göndermeleri. O bahsettiğin anaokullarını biliyorum. Fakat onun dahi en az 5 yaşından sonra olması gerektiğine inanıyorum. Zira bazı arkadaşlarımın çocukları o yaşta öğrendikleri pek çok sureyi unuttular. Çünkü anneleri unutmamaları için özel bir çaba sarfedemedi. Bu zaten çok ta zor bir iş. Yasin, tebareke, amme ve daha bir çok sureyi ezberliyor çocuk ve tekrar edilmeyince unutuyor. Büyük bir sorumluluk.
Devlete ait anaokulu ve kreşlerdeki bir çok öğretmen çocuk dilinden, eğitiminden anlamıyor. Değinmek istediğim noktalar bu yönde şekillenecek inşaallah…
BeğenBeğen
Ablacım, birşeyi tekrar etmessek unuturuz tabii..
4 yaşında yiğenim var
bir kaç sure ve yasinin birinci sayfasını ezberlettik.
ve ona küçük boy bir kuran-ı kerim aldık
okumasını bilmiyor
Ona Kuranım yere konmaması gerektiğini öğrettik.
Ve şimdi ezberlediği şeyleri okutmak istediğimizde gidip Kuranını alıyor ve ezberlediği sureleri sürekli okuyor.
Bir nevi oyun yaptı bunu 🙂
ben ailelere bu yolu tavsiye ediyorum
Hem Kurana saygıyı biliyor hemde ezberlediği sureleri bu şekilde sürekli okutup aklına tutmasını sağlıyoruz
BeğenBeğen
Hayırlı sabahlar dostlar.Cahide hanımcığım bu tarif çok besleyici doğulu insanlar çok zeki oluyorlar.Sebebide b12 açısından oldukça zengin olan bulgur.Unutkanlık sıkıntısı olmaz bulgur tüketen insanların.Bende kısırda,pilavlarda tüketiyorum.Artık bende rumuz kullanacağım isim karışıklığı olmasın adaşlar karışmasın.
BeğenBeğen
s.a. benim çocuğum henüz 2.5 yaşında kreş zamanı gelmedi bir tecrübem yok bilemiyorum ama ben oğlumu kreş değilde sübyan okuluna vermeyi düşünüyorum bu konuda çevreden edindiğim tecrübelerime göre çocuk anneyi fazla takıp dinlemediğinden dua öğretmeye kalkan bir anne bunu başaramıyor genellikle ama sübyan okuluna giden çocuğa din eğitimi bence çocuk hiç sıkılmadan rahatlıkla veriliyor komşumuzun çocuğunu hergün eve heyecanla koşa koşa anne bak bugün bu dua yı öğrendim demesi kur^anı o yaşta okuyabilmesi beni açıkça çok etkiledi ben 5 yaşında sübyan okuluna 6 yaşında da devletin anasınıfına değilde yine sübyan ana okuluna göndermeyi düşünüyorum açıkça devletinkinde oyun oynamaktan başka hiç bir şey öğrenmiyorlar sübyan ana okuluna bir sene gidip tam duaları öğrenip kurana geçip sonrada alıp devletin okuluna vermek olmaz orada okuyacağı bir seneyi sübyan okulunda devam etsin orda oyunuda gezmeside her şeyi var tavsiye ederim tüm arkadaşlara
BeğenBeğen
Bu sübyan okulları şahsa ait okullarmı, yoksa farklı cemaatlere mi bağlı? benim bilgim yok açıkçası.
Fakat çocuk anneyi takmıyor, bir şey öğrenemiyor sözüne çok kızıyorum. Anne kendini saydırma zorunda. şahsen bütün çocuklarıma duaları, namaz kılmayı, Allah’ın izniyle ben öğrettim. Ne demek takmaz? Bir kere söyler bırakırsanız, çocuk sizdeki ciddiyeti görmezse tabi takmaz. Çocuklar su gibidir Sevcan kardeşim. Hangi kaba koysanız, o kabın şeklini alır. Yeterki doğru kabı bilelim. Allah yardımcımız olsun…
BeğenBeğen
bu konuda sana katılıyorum Cahide abla…
abimlerde bana da babam öğretti sureleri, duaları
ama hiç bir zaman gel buraya sana ayet öğreticem diye değil, evde sürekli kendisi okuyarak ezberledik biz hatta farkında bile olmadık ezberlediğimizin…
ben yasını, tebarekeyi, ammeyi babamı dinleye dinleye öğrendim.
mütemadiyen hergün eve gelir sesli okurdu 😉
BeğenBeğen
ben genel çevremdeki izlenimlerimden bahsetmiştim cahide hanım tabi bende çocuğum büyüyünce çok istiyorum birşeyler öğretebilmek nasip olur inşallah benim izlenim genellikle erkek çocuklarının isteksiz şımarık vede zor öğrendikleri kızlar nedense daha yatkın öğrenmeye istiyorlar öğrendiklerini size göstermeye de bayılıyorlar ben oğlumu şimdiden öğrendiği herşeyi çok yüceltip abartıyorum ay benim oğlum ne öğrenmiş diye aferinlere boğuyorum onunda hoşuna gidiyor daha çok yapmak istiyor çocuğa ne verirsen onu aldığının farkındayım bende örnek oğlum daha 2.5 yaşında dün bana odasından sesleniyor anneeeee korkma ben burdayıııııım canım benim hep beni taklit ediyor benim ona söylediğim şeyleri yaptıklarımı yapmaya çalışıyor o yüzden çok iyi ayna olmam gerektiğinin farkındayım
BeğenBeğen
çok doğru söylüyorsun eşim kesinlikle zalim birisi değil ve benden daha merhametli ve vicdan sahibi beş vakit namazını kılar ve beni hiç bir şeye muhtaç etmeyeceğini biliyorum.ve gerçekten çocuğum için çok üzülüyorum tek tesellim annemin bakması ama bi bakıma çok büyük haksızlık onun içinde onun bir şikayeti yok asla ama üzülüyorum çünkü oğluma baktığı için çok şeyini kısıtlıyor ne kadar dua etsem annem için azdır ama gerçekten çok zor.ve dediklerinin hepsi çok doğru tesettüre giremiyorum namazımı kılamıyorum öğle ve ikindi bura geçince insan zaten soğuyo ve bişey daha söyleymmi sana bazıları diyorya ekonomik özgürlük aslında bu başlı başına bir saçmalık çünkü düşünüyorumda maddi açıdan özgür olalım die manevi açıdan özgürlüğümüzü kısıtlattırıyoruz ben öyleyim en azından sabah 8 akşam 5 lavabya bile müsadesiz gidemiyorsun öyle bi baskı ki bu aslına bakarsan ama bütün çalışan bayanlar bunu görmezden geliyoruz bence.bi büyüğüm vardı iş yerimde rahmetli oldu o hep hapishaneye giriyoruz derdi belediyeye girerken gerçekten doğruymuş anlıyorum.ve kesin kararlıyım çalışmıycam kararımı verdim sadece uygun zamanı bekliycem anladım ki hiç bir şey oğlumun yanında olmamdan daha önemli değil.kanaatkar olur rabbme şükrederim rabbim ananan ve güvenen kimseyi muhtaçlı bırakmaz.HER ŞEY İNANMAKLA BAŞLAR.bu kararı kendi içimde vermek bile ruhumu vicdanımı rahatlatıyor.Rabbim hayırlısını versin aldığım hiç bir karardan pişman etmesin.TEŞEKKÜRLER!
BeğenBeğen
Amin canım amiiin… Rabbim her zaman kendi rızasına uygun kararlar aldırsın ve ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın…
BeğenBeğen
bende bulgurlu tariflere bayılıyorum..hatta içli köfteye off derim..ama çveremde yapan yok bende deniyorum ama yoğurma kısmında sınıfta kalıyorum sanırım..öneriniz nedir nasıl daha başarılı olabilirim acaba?
BeğenBeğen
ellerinize sağlık çok güzel olmuş. sitenizi sürekli takip ediyorum.çok da beğeniyorum. buradan bir çok şey denedim. hepside çok güzel oldu. artık yemek yapmadan önce mutlaka sitenizi dolanıyorum. hele misafir gelecekse buradan ayrılamıyorum. inşallah hep böyle devam edersiniz. size kolay gelsin diyorum.
BeğenBeğen
Merhaba Cahide Hanım,
Anaokulları için yazdıklarınızda hgaklısınız herkez öğretmen olmuş. Çalışan bir anne olduğum için kızımızı iki yıl kreş anaokuluna gönderdik ilk yıl öğretmenimiz çok başarılıydı çocuklarımıza çok şey öğretti ama ikinci yılımız boşuna geçti almak istedim arkadaşlarından ayrılmak istemediği için sadece gitti geldi. Çok güzel konulara değiniyor çok güzel yazılar yazıyorsunuz hele dualarınızı bayılıyorum Allah Hepimizin iyi olan dualarını kabul etsin inşallah.
Tarifiniz muhteşem bulgur, soğan, ıspanak ve yoğurt bence çok lezzetli bir yemek ellerinize sağlık paylaşımınız için teşekkür ediyorum. ( Sık yorum yapamıyorum ama sitenizi takip ediyorum. ) sabah erken saatte yorum yapmıştım ama problem oldu sanıyorum.
Sağlıklı ve mutlu kalın….
Nuray
BeğenBeğen
CANIM ARKADAŞIM CAHİDE ve değerli takipçi dostlarım nasılsınız..kaç gündür uğrayamadım..ama inan yazıların hepsini okudum ve namaz yazını çok beğendim..gebelik etkisini yeni yeni gösteriyor..hem halsizim hem midem kötü.kan değerlerim düşük çıktı halsizliğim ondan sanırım..neyse fırsat bulup bakayım dedim ve memleketimin temeğini gördüm..ağzım sulanmadı değil hani..yazın serin serin çok yaparız.ama yoğurda değilde koyu ayrana katarız.üzerine soğan kavurmayız.onuda yoğurt katmadan soğanla kavururuz..aynı bu yemeği sert hamurlada yaparız .kalınca bol unla açıp küp küp doğrayarak..Akhisarlı arkadaşım var.bu yemeği çocukları o kadar sevdiki,öğrendi tencere tencere yapıyordu.manisalı komşum bana gelecek,siparişi de verdi.illa fellah köftesi yap diye.insan farklı lezzetleri öğrenip tatmak istiyor.ben egenin böreklerini ve otlarını beğeniyorum.buradakilerde doğu mutfağına meraklı.canım yine başım dönmeye başladı.namazla ilgili yazına yorum yazacaktım ama başım fena..allaha emanet olun..
BeğenBeğen
Sen kendine dikkat et canım. Ben seni anlıyorum. Şu üç ay bitene kadar sabret. İnşaallah sonrası daha kolay olur.
BeğenBeğen
ellerine sağlık cahide abla.öylesine gezinirken buldum bu siteyi daha önce de söylemiştim bunu ama çok hoşuma gitti.2 gündür gece boyunca yazılarını okuyorum ve harfi harfine katılıyorum söylediklerine.Allah razı olsun ablacım.
BeğenBeğen
Arkadaşlar eskiden çalışan bir komşumuz vardı bizde onu çok severdik kızı 5 yaşlarındaydı.Ozamanlar parayla çocuk baktırma olayı yoktu.Biz çocuğu çok sevdiğimiz için çağırırdık.Oda bizde kalmayı çok severdi zaten.Komşumuzda yaşpasta yapar bize getirirdi.Şimdi araya par ve menfaat girdiği için kimse kimsenin nazına katlanamaz hale geldi.Çalışan hanımlar için çok üzülüyorum.Hiçbilmedikleri yabancı birine canlarını emanet ediyorlar.Bakıcının ruh hali nasıl Allahtan korkan birimi?Bazen anne baba sosoyo kültürel anlamda çok üst statüde oldukları halde çocuklarının anormal olduğunu görüyorum.Ailesinde yetişmemiş çocuk onun bunun elinde büyümüş herkesten ayrı bir tutum görmüş nasıl normal olsunki?Çalışmaya karşı değilim.Şuan ünüversite okuduğuma göre belki birgün çalışmak isteği benimde içimden geçecek.Ama çalışan kadın çok eziliyor.Çocuğu o düşünmek zorunda.Evin temizliği,yemek,misafir herşey kadının sorumluluğu altında.Ben küçük yavruların birilerine emanet edilmesi taraftarı değilim.Ana kokusundan o günahsız kuzularınızı mahrum bırakmayın 36 yıllık hayat tecrübem bunu söylüyor.Çok zor birdönemden geçiyor ve kültürümüzde dejenerasyon yaşıyoruz.Ahlaki çöküntü içindeki insanları dışardan teşhis edemeyebiliriz.Eğitim meselesine gelince okadar çok konuşacak şey varki bu konu hakkında Cahide hanımcığım .Birgün dünya aleminde karşılaşırsak sizinle uzun uzun konuşuruz inşşaallah.
BeğenBeğen
İnşaallah Gül hanımcım, İnşaallah…
BeğenBeğen
tarif besleyicilik açısından süpermiş tamda benlik çünkü bayılırım bulgurun her çeşitine.ablacım şu ana okulu konusu çok iyi olmuş zira bende sana ayrıca anlattığım sebeplerden dolayı bir süre kızımı anaokuluna göndermek zorunda kalmıştım vaktiyle.fakat zamanla gördümki benden çuvalla para talep eden kişiler çocuğuma hiçbir şey katmadığı gibi daha üzerinde baskı kurup eziyet ediyor nasıl olsa küçük anlatamaz,konuşamaz,inandıramaz bizde annesini öyle bir şey yok burayı sevmediği ,gelmek istemediği için böyle söylüyor diyerek ikna ederiz diye düşünüp bayada kızımı sindirmeye çalışmışlardı.kızım yapı itibariyle zaten sessizdi ama insan evladını bilir tanır.en büyük hata ebeveynlerin çocuklarını dinlememesi ve söylediklerini dikkate almamasıylas başlıyor bence.lütfen çocuklarınızı dinleyin onlara kulak asın.aman şimdi işim var,birazdan konuşuruz vay efendim şunuda yapayım bunuda halledeyim gibi sürüyle saçmalık yüzünden çucuklarınızı geçiştirmeyin.yaşları hiç önemli değil hangi yaşta olurlarsa olsunlar çünkü sizin kulak asıp duymazlıktan geldiğiniz ,gözünüzde küçücük görünen sorunlar onlar için çok büyük bazende hayati olabilir.gidip hangi derdini oradaki tanımadığı mecburiyetten muhatap olduğu kişiye anlatmasını bekliyorsunuz.bende bir sürü üzülecek olay yaşamış biri olarak ısrarla gönderilmesine karşıyım eğitim şart evet ama bu eğitimin temeli ana baba ile evinde sağlam temel üzerine inşa edilmiş bir eğitim olmalı.çünkü etrafımda çok şahit oldumki bu gün anne babası çalıştığı için çoğu günler yorgun gelip evde yemek yapmadan makarna pilav geçiştirilip günü kuratadığını sanan annelerin şimdi evladım uyuşturucu kullanıyor ne ara nasıl alıştı bilmem napsamda kurtarsam dediğini,yada aaa ben doğum gününe gönderdim meğer kızım kendinden yaşça çok büyük biriyle bir arabada görünmüş diyeni.kardeşlerim belki mevzu anaokulundan açıldı ama buraya kadar uzatmamın sebebi pırıl pırıl evlatlarımızı binbir emekle büyütmeye çalışırken bilinçsiz insanların kötü yaşam koşullarının içine atıvermemek onları vaktiyle sıkıca sarıp sarmalayıp onları bu zor koşullarda kendilerini yanlız hissetmeden yaşamaya alıştırmak için.sonradan pişman olup ne yaptım dememek için şimdiden önleminizi alın.birde sıkça onlara sevdiğinizi söyleyin saçlarını okşayın zira kuruca seni seviyorum demekte bazen yeterli olmayabiliyor.BİLİNÇLİ AYAĞI YERE SAĞLAM BASAN EVLATLAR İÇİN ÖNCE BİLİNÇLİ ANNE BABALAR ŞARTTTTT.KAZANDIĞINIZ HANGİ MEBLAĞ YUKARIDA BAHSETTİĞİM SORUNLARI HALLEDEBİLİR SORUYORUM .HEPİMİZİ BİR KEZ DAHA DÜŞÜNMEYE DAVET EDİYORUM.sevgiler
BeğenBeğen
egeli değilim ama bende çook severim sebze yemeklerini,ıspanak,pırasa,lahana… yiyemediğim bir bamya var,birde kereviz… kerevizi bir gün çook acıktığmda yemiştim öyle tatlı gelmişti ki artk sevmiştim,taki bu cesaretle eve alana kadar..hemde koca bir tencere yemek yapmıştım.. bitirmek kolay olmadı… belkide alışmakladır,damak tadıma ezber ettırmem lazım.. duydum ki kerevizi çiğ olarak rendeleyip,sarımsaklı yoğurtla karıştırıldığında çok güzel oluyor ve tadı anlaşılmıyormuş pişmediğinden.. bu şekilde tüketebiliriz inş. velhasılı kelam ıspanağın tüm tariflerini seviyorum,bu tarifte oldukça kolaya ve lezize benziyor… ıspanak bulunduğunda deneyeceğim inşeallah…
BeğenBeğen
Selamlar çalışan bir annenin çocuğu olarak kreşlerde büyüdüm. Devlet memuruydu anneciğim. Her sabah annem işe giderken beni de kreşe bırakırdı. Konya nın soğuğunda sabahın köründe bu benim hiçte hoşuma gitmezdi. 3 yaşında falandım kreşe BIRAKILMAYA başladığımda. okula başlayıncaya kadar da sürdü. Rahmetli anneciğimle aramızda hep mesafe vardı. Tabii ki çok severdik birbirimizi ama nefret eder gibiydik bir taraftan da. Anlatması ve anlaşılması zor bir hissiyat. Anneciğim hep “ben kardeşin ve senin için çalışıyorum” derdi. Anlamazdım o yaşta. Anneciğim emekli oldu, vefat etti, ben boşandım derken şuan annemden kaynaklı yetim maaşı alıyorum. Kendi geçimimi ve oğlumun geçimini bu şekilde sağlıyorum çok rahatım. 33 yıllık yaşantımın en mutlu en huzurlu dönemini yaşıyorum. Anacığıma hep dua ediyorum. Ama keşke anneciğim çalışmasaydı ben kreşe hiç gitmeseydim. Annemle hiç uzak olmasaydık birbirimize. Ben bugünkü rahatımdan, huzurumdan feragat etmeye hazırım. keşke mutlu bir çocukluğum olsaydı. Yorum yapmayacağım sadece yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım.
BeğenBeğen
Çok hazin bir öyküydü Tuğba, nasıl içlendim anlatamam..:(((
BeğenBeğen
Gene yaramı deştin ablacım; biliyorsun öğretmenim. Açıkçası hamile kalmaktan korkuyorum hem annem hem de kayınvaldem bebeğe bakmak için yarışıyorlar. Daha şimdiden hangimize baktıracaksın, diye ağzımı arıyorlar. Ama…İkisi de dini konulardan uzak, üstelik annem neyse de kayınvaldem zaten çocuk bakıyor. Ve baktığı 4 çocukla tanıştım ve hepsinden nefret ettim. Şımarık, huysuz ve edepsizler…Allahım, sen koru. Eşimi annesinden kıskanıp kendi evimizde gitsin, istemiyorum, o benim nenem, diye bas bas ağladı bir tanesi. Annesi de gülerek izledi çocuğunu. Yüreğim ağır, boğazım düğüm düğüm. Annem 45 yaşında emekli oldu; babam 15 yıl geçti hala başına kakar. Erken emekli oldun der. Ben istifa etsem taşa tutar herhalde. Üstelik eşimin ailesi de bir daha benle görüşmez. Evlenince anladım, kadın evinde gerek.
BeğenBeğen
Bir anneanne veya babanne o yaştan sonra niye çocuk bakmak zorunda bırakılsın ki? Bence buda bir eziyet oluyor. Kadın çocuklarını büyütmüş, tam rahat edecek, birde torunları başına kalıyor.
Büyük amcamın hanımı 4 çocuğununda çocuklarına baktı. Kızlar, gelinler çalışıyordu. Torunlarının hepsini büyüttü. Bir ömrü bitirdi kadın. Şu sözünü hiç unutmam, benim çocuklarım okudu, öğretmen, doktor oldu ama bir besmele çekmeyi bilmezler. Doktor olan kızını eşi bir hemşireyle aldattı.Eşinin parasını beraber olduğu kadına yedirdi.
Yengemin içi o kadar yanmıştı ki, “aklınız varsa kızlarınızı okutmayın” lafını hiç unutmam.
Biraz sistemin çarpıklığı, biraz insanların doyumsuzluğu ve daha bir çok faktör. İçinden çıkılmaz bir handikap. Üzgün ve yorgun kadınlar. Çok ama çok acı…
BeğenBeğen
Cahide hanım merhabalar. Geçtiğimiz aylardaki ‘kadınlar çalışmasın evde otursun’ konulu yazınıza da cevap yazmak istedim fakat fırsat olmadı, kısmet bu güne imiş. Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki hayata salt kendi bakış açımızdan bakmamalı; empati kurmayı deneyerek, kendi şartlarımız dışında da çok çeşitli yaşamlar ve hikayeler olduğunu unutmamalıyız. Kadınlar çalışmasın evde otursun yargısının genel anlamdaki yanlışlığı bir yana; sizin yaşamınızdaki tezahürünü de anlıyorum. Yani demek ki hayat boyu çalışmanıza gerek kalmadı, demek ki sizin ihtiyaçlarınızı karşılayan önce bir baba sonra da bir kocanız vardı. Fakat kendim de dahil her kadın sizin kadar şanslı değil. Benim ne babam ne de eşim var. Dolayısıyla çalışıp hayatımı kazanmak, onurlu bir şekilde ayakta kalmak zorundayım. Evde oturursam kimse ekmek su getirmez. Bilmem anlatabiliyor muyum? Öte yandan çocuğum olsaydı ve mecbur kalsaydım kreşe anaokuluna da vermek zorundaydım. Çalışmak zorunda olan ve çocuğuna bakacak kimsesi olmadığı için anaokuluna vermek zorunda kalan çok kadın tanıyorum. Hiçbiri o küçücük yavrularından keyfi nedenlerle ayrılmıyor bundan emin olun. Öte yandan bilhassa kız çocuklarının mutlak okuması ve bir meslek sahibi olmasını savunuyorum. Kimseye muhtaç olmadan, temiz ahlakla ve onuruyla ayakta kalarak ekonomik özgürlüğünü kazanan kızlarımızın her meslek dalında toplumumuzda en iyi yerlere gelmesi en büyük temennim. Gitgide artan kadın cinayetleri, kumalık, toplumsal cinnetler tamamen kadınlarımızın ikinci sınıf insan görülmesi sonucu yaşanan vahim olaylar. Bunun sadece eğitimle bilhassa kızlarımızın eğitimiyle çözüleceği de aşikar. Konuya bir de bu açıdan yaklaşıp değerlendirmeniz dileğiyle. Hoşcakalın.
BeğenBeğen
Dilekciğim hoşgeldin canım. Ben kendi durumumu anlattım ama herkes böyle veya böyle olmalı demedim zaten. İstisnaları her zaman ayrı tutuyorum.
Evet bu toplumda çalışmak zorunda olan çok kadın var ama birde sırf üniversite okudu diye, istemediği halde çalışması mecbur görülen kadınlar var.
Çalışmasa dışlanan, çalışsa içine sinmeyen, acı çeken hanımlar biliyorum. Zaten herkes kadın çalışsın diyor. Ama ben çalışmak istemeyenlerin savunulmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sistem islami kuralları içermiyor, sosyal düzende dinin hiç bir hükmü yok. Ama bir gerçek varki benim inandığım islam kadına özel bir yer vermiş, çalışma görevini de erkeğe vermiş. Bize Yaradanımızın verdiği özel haklardan mahrum bırakılmışız. İşte bu yüzdendir, yaşanan bütün çarpıklıklar…
BeğenBeğen
Sizi çok iyi anlıyorum Cahide Hanım. Ah keşke çalışmadan yaşayabilme konforumuz olsa..
BeğenBeğen
s.a çocuğuma kuranı kerimi4.5 yaşında ben öğrettim hafızım arapça eğitimim var ve çocuklarım benim için çok önemli sloganım resülüllahın bir babanın evladına bırakacağı engüzel miras güzel ahlak ve terbiyedir ama evde eğitim bir yere kadar zamanı geldimi dini eğitimi güze olan yerlere çocuklarımızı muhakkak vermemiz lazım
BeğenBeğen
Bu yemek beni cocukluguma götürdü cünkü annem cok yapardi. Cok severdim.Ellerine saglik canim.
BeğenBeğen
Eline sağlık ablacım yine çok güzel bir tarif bizim memlekette de buğday bol olduğundan olsa gerek buğday ürünlerinden yapılan en az elli çeşit yemek vardır herhalde.Bunun bir benzerine haşıllık veya imir dolması deniliyor.ablacım ayrıca Mardinde oturduğunu öğrendiğimden beri sizi bu kadar geç bulmuş olmanın verdiği hüzün bir kat daha arttı çünkü bir yıl öncesine kadar bizde cizrede oturuyorduk malumunuzdur oralar birbirine çok yakın
kim bilir belkide yüz yüze görüşebilirdik bile nasip işte ama cizreden geldiğimize bu kadar üzüleceğim hiç aklıma gelmezdi.. Kreş ve anaokulu meselesine gelince bencede mutlaka yazılıp çizilecek çok şey var keşke şimdi vaktim olsaydı:(
BeğenBeğen
Cahide hnm sizinle tanışmayı çok isterim..çok leziz tarifler veriyorsunuz…Rabbim daim etsin…Sizden ve bizden Razı olsun…
BeğenBeğen
Herkese hayırlı sabahlar…Bu konu benim sürekli düşündüğüm,nasıl bir çözüm yolu bulunabilir diye kafa patlattığım bir konu durumunda….Etrafımda o kadar kreşte büyümek zorunda bırakılan çocuklar (ki ben onlara kreş mastırı yapmış çocuklar diyorum )var ki onlara baktıkça içim sızlıyor.Çalışmak zorunda olan bayanlara hiç bir sözüm yok olamazda.Bir gün onların durumunda olmayacağımızı hiç kimse garanti edemez.Ama gel gör ki daha iyi bie yaşam daha yüksek bir kariyer yapmak uğruna çocuklarını heder eden anneleri hiç bir şekilde hoşgöremiyorum görmiyeceğimde…..Ben 3 çocuk annesiyim.Hamdolsun şimdiye kadar hiç çalışmak zorunda kalmadım.Çocuklarımız hepsinide 6 yaşında anaokuluyla okula başlattım ve hamdolsun hepside Kuran eğitimini tamamlayarak ilkokula başladılar.Bundan önce öğretilenlerin hiç biri bence annekucağından daha kıymetli değil..Zaten o yaşta verilen küçük bilgilerin dışında olanlar kalıcı ve sağlıklıda olmuyor…Dediğim gibi etrafımda sabah erken saatlerde ağlatılarak kreşe bırakılan çocuklar benim en zayıf noktam.dünyaları kazansanızda onların gözünden akan bir damla yaşa değmez…
İlahi yasa burada da hükmünü icra ediyor: Kreş eken huzurevi biçer. Arpa ekilen topraktan buğday biçildiği görülmemiştir, ne ekersen onu biçersin. İnsan kişisel hayatının çevriminde yaşlanınca çocuklaşır; bakıma, şefkate ve sıcak aile ortamına muhtaç olur. “Çalışma hayatı, daha çok gelir ve kariyer” diye kreşe verilen çocuklar, büyüyüp de anne ve babalarını huzurevine verdiklerinde onlar da “Anne, baba, kusura bakmayın biz de çalışmak veya kariyer yapmak zorundayız, sizinle uğraşamayız” derler.Eeee nede olsa eden bulur dünyası….Selametle
BeğenBeğen
merhaba cahide ablacım ;yorumları okudumda kadınların çalışıp çalışmama konusunda bende fikirlerimi aktarmak istedim.Benim mesleğim hemşirelik ama yapmadım yapmam için ailem ve öğretmenlerim çok baskı yaptılar ama yapmadım.Şimdi ev hanımıyım ve mutluyum eşimde çalışmamamdan yana.Tabi bazı bayanlar çalışmalarının mecburi olduğunu düşünüyorlar ama kesinlikle öyle değil çünkü ev hanımı olupta para kazanan insan çok nacizane benim fikrim bu.Cahide ablacım yarın arkadaşlarım gelecek santraç pasta ve mantar kurabiye yapacağım inş güzel olur dua ilee 🙂
BeğenBeğen
Hadi bakalım canım, inşaallah güzel olur. Rabbim yardımcın olsun…
BeğenBeğen
Cahide’cim İzmir’den merhaba. İlk çocuğumu kreşe göndermek zorundaydım zira çalışıyordum. Aslında kızıma hep annem baktı ama anneannemin rahatsızlığı sırasında mecbur kaldık. Hayatımın hatırlamak dahi istemediğim bir dönemi. Hastalıklar insanı bezdiriyor, eğitmenlerin tecrübesizliği cabası.Ama mecburduk işte ev ödüyorduk vs. Oğlumda babaannemiz İzmir’e taşınınca şükür böyle bir tecrübemiz olmadı ama anaokuluna senin gibi düşündüğüm için göndermedim ama hata etmişim. 8 aylık süreçte toplasan 2 ay ya gitmişti ya gitmemiştir. Okula ilk başladığımızda çok zorluk çektik yazı yazmada. Öğretmenimiz lgıda ve anlamada bir sıkıntı olmaz ama yazı yazmada sıkıntı çekebilir demişti ana sınıfına gitmediği için ancak şimdi 2.5 ay oldu şükür rahat yazıyoruz artık. Kızımı ise anaokuluna mutlaka gönderirim. Ama anaokul öncesi yeri benim yanımdır. Yıllarca çalıştıktan ve çocuklarını çalışırken büyütmüş (ki 3.cü evladımı kucağıma alınca aslında hiçbirşey büyütmemişim patronumun kesesi hariç onu anladım) bir anne olarak şimdi kızımın bana allahın bir lütfu bir mucizesi olduğuna gönülden inanıyorum. İçim hep eksik kalmıştı. O koşturmalı telaşlı yıllarda bir çok yanlış yapabilirdim hatta yanlışların eşiğine gelmiştim. Kızımın gelişi ile hemen hemen hepsinden sıyrıldım, bulaşmadan kurtuldum o nedenle o benim yeni hayatım. Çocuklarıma daha bir ana, eşime daha bir can oldum. Evet sıkıntı içindeyiz ama aç değiliz açıkta değiliz. Başımızda evimiz, yuvamızda çocuklarımız ile mutluyuz, sağlıklıyız. Diyeceğim o ki çocukların yeri annelerinin yanı, taaki anaokuluna kadar… Birde dip not 😦 Her geçen gün veli profili beni deli korkutuyor nasılda herşeyden emin, doğru yaptığını sanan saygısız, bencil insanların aynı kendileri gibi çocuklarla arkadaşlık yapmak zorunda kalıyor çocuklarımız ona dayanamıyorum işte. Bir yazıda bunun için yaz ne olur. Okulda çocuklarımızı doğrularla nasıl kol kola yanlışlardan nasıl uzak tutabiliriz ?
BeğenBeğen
Ayy ne çok konuşulacak konu var görüyor musunuz? O velilerden ve onların yetiştir(eme)diği çocuklardan en az sizin kadar muzdaribim. İkizlerim çok şükür lisedeler ve artık iyi kötü ayrımını yapabiliyorlar ama küçüklerim için endişeliyim. Evde tertemiz büyütmeye çalıştığım, kafalarının pisliklerle dolmasına izin vermediğim çocuklarım, okulda neler öğreniyorlar şaşırıyor, kahroluyorum…:(
Annelerin acil eğitilmesi lazım. Sırf bu iş için kurslar düzenlenmesi lazım. İslamda çocuk terbiyesi, annelik nasıl olmalı, kadınlara iyice belletilmesi lazım. Yoksa gidişat hiç iyi değil….
BeğenBeğen
.Cahide hanım aklıma hep takılan bir soru var.Toplumda ndedn hep edepsiz insanlar işlerini kotarır?Buna eminim sizde şahit olmuşsunuzdur.Halimselim insanlar hanımefendi,beyefendi kişilikler hiçbirzaman işlerini yola koyamaz.Yıllardır hep çizgimi korudum olumsuzluklar karşısında çirkefleşmedim.İnsanlara hakaret etmedim,onlara alaylı bakmadım küçük görmedim,dalgaya almadım.Ama bu söylediklerimi yapanlar hep çekinilen saygı duyulan kişiler oldular.Benim amacım saygınlık falan değil zaten toplumda çok güzel bir yerim var.İnsanların önem atfettiği her platformdan hayatımın tüm dönemlerinde teklifler,davetler geldi geliyorda.Girdiğim her ortamda gördümki insana insani anlamda davrananlar hep suistimale uğruyor.Bukonuyu buradaki dostlarada sormak istiyorum çok güzel yorumlar okuduğum için farklı bakış açılarına ihtiyacım var.
BeğenBeğen
Bunu bende hep düşünmüşümdür Gül hanım. Hatta bazı kadınlardan nasıl korktuğumu anlattığım kısacık bir yazımı yayınlamadım henüz. sadece kadınlar değil tabi erkeklerden var aynı şekilde. Ağzı oldukça laf yapan, ne yapıp edip işini kotaran erkekler hayret vericidir.
Hele bazı kadınların çamurlukları, insanların onlara karşı çok daha dikkatli davranmasına vesiledir. Saygı görüyorlarmış gibi görünür ama hayır, onlardan herkes çekinir, bulaşmak istemez aslında.
Çok eskiden oturduğum bir apartmandaki bir kadını bilirim. En ufak bir şeyde kavga çıkaran cinsten.Herkes nasıl çekinirdi ondan. Yüzüne nasıl gülerlerdi.
Bunun yanında iyi niyetli, hiç bir şeye hayır diyemeyen kişiler, bizzat kendi aileleri, kardeşleri tarafından bile çoğu kez suistimal edililirler. Toplumda bu karakterdeki insanlara saf gözüyle bakılır ve hakettikleri değeride bulamazlar. Çok acı ama gerçek…
BeğenBeğen
cahide hanım iyi günler .sitenizi uzun zamandır izliyorum çokda faydalanıyorum.kreşe giderek büyümüş 3 çocuk annesiyim.yazınızı okuyunca galiba hep sızlayacak yarama dokundunuz.kreşe bırakılan çocuklar mutsuz ve çaresiz.en iyi kurum olabilir ancak anne yanındaki huzuru vermeleri mümkün değil.ben yeni anne olan arkadaşlarıma asla çalışmadan yavruları nızı büyütün diyorum.çocuklara uyku dahil saatli program uyguluyorlar.çucuğun ne istediği göz önüne alınmıyor.ana sınıfı eğitim başlangıcında yeterli.kreşin hayatlarında eksisi oluyor.çocuklar hırçın ve asabi oluyor.kontrol ebeveyndemi yoksa kreştemi bilinmiyor.ailenin doğrularına aykırı durumlar yaşanabiliyor.bütün anneler asli vazifelerini evde icra edebilir.çalışan anne ve çocukları psikolojik desteği daha fazla alıyor.kreşlerde gönüllülük esasına göre değil maaşlı bakıcılar olduğu için çocukları anlamaya çalışmıyorlar.mesaiyi doldurmaya çalışıyorlar.yara derin ilk anada aklıma gelenleri paylaşmak istedim.sağlıkla kalın.
BeğenBeğen
merhabalar cahide hanım,
sitenize bakardım ama bu yemeği görünce malatya lı olarak daha da ilgimi çekti. Bildiğiniz gibi küftelerimiz çok çeşitlidir. Hatta eskiler bu tür yemeklere köfte değilde küfte derler. Aslında bu yapılışta hiç yemedim bir benzeri bizi ıspanaklı cacıklı küfte diye var. aynı şekilde köfteler yapılıyor( tabii biz küftelik dediğimiz malatya da satılan bulguru kullanıyoruz.) ıspanaklar doğranıp haşlanıyor. her ikisi yoğurda katılıyor.biraz da su ilavaesi var cacık kıvamında yada biraz daha koyu bir yoğurt oluyor. tercihe göre sarımsak dövüp ilava edebilirsiniz. Aynısını pirpirimlede(semiz otu) ilede yapıyoruz. özellikle yazın serinletici ve hafif bir yemek…
Ellerinize sağlık…
BeğenBeğen
selamün aleyküm ben sitenizin sessiz takipçilerindenim ama malatya ve kiraz yaprağı köftesi bahs olunca dayanamadım birşeyler yazmak istedim. eşimin görevi dolayısıyle 90 94 yıllarında malatyada bulunmuştum. ordaki dostluklarım hala devam eder insanları bir harika ve tabiki yemekleride kiraz yaprağı köftesini o zaman tatmıştım sonra yaprak bulup yapmaya çalıştıysamda orda yaptıklarımız kadar güzel olmadı ama bu sizin verdiğiniz tarifi deneyeceğim. paylaşımınız için teşekkürler
BeğenBeğen
merhaba , daha önce kadının yerinin evi olduğuna dair yazınızı okumuş ve size kısmen hak vermiştim. bir kadının en kutsal görevi anneliktir, kadının en büyük eseri yetiştirdiği çocuktur. ama bunu ev hanımı olarak ya da çalışan bir anne olarak başarmak mümkündür. sanki çalışan anneler bu işi başaramıyor gibi yazmışsınız ya doğrusu üzüldüm. bir ev hanımı olarak sizin zihninizde nasıl tablo oluştu ve bunlara ne sebeb oldu bilmiyorum ama içiniz rahat olsun bir çok çalışan anne bence çocuk yetiştirme işini ev hanımlarından daha iyi başardı ve bunun üstesinden daha iyi geldi. bunu nerden biliyorsun derseniz evet bende çalışan ve yetiştirdiği çocuk için aldığı övgülerden koltukları kabaran bir anneyim. şanslıyım çünkü ben bir öğretmenim ve hep yarım gün çalıştım , oğlumla çok fazla zaman geçirdim. kaliteli zaman geçirme vardır ya bizimkisi o işte. benim kadar şanslı olmayan çalışan anneler de emin olsunlar ki birçok ev hanımına göre çok daha bilinçli ve eğitimli oldukları için çocuk yetiştirmede bir adım öndeler zaten. yorumları okuduğumda bir çok annenin vicdan muhasebesine girdiğini gördüm ve üzüldüm. çocuk yetiştirmek için bütün gününüzü evde geçirmenize gerek yok, işten geldikten sonra özlediğiniz çocuğunuza nasıl ilgi gösterdiğinizi düşünün ona zaman ayırmak için neler yaptığınızı düşünün … öğretmenim demiştim ya benim sınıfımdaki çocuklarımı kıyasladığımda çalışan annelerin çocuklarının diğer arkadaşlarına göre bir adım önde olduklarını gördüm. bu bir tesadüf olamaz . Bir de yazılarınızı takip eden ve etkilenen kişileri düşündüğümde lütfen onları yanlış yönlendirebilecek yorumlarınıza yer vermemenizi rica ediyorum. anasınıfı öğretmenleri ve verilen eğitim hakkında yazdıklarınız beni çok üzdü. siz araştırmayı seven , okuyan ,bilgili bir hanım olarak bu konuda beni çok şaşırttınız. okul öncesi eğitim çocuklara sadece oyun oynamayı öğreten , onlara hiç birşey kazandırmayan ve tecrübesiz ellere bırakılan bir dönemmiş gibi yorumlamanız hayret verici ki eşiniz öğretmen ,size bu konuda araştırma yapmanız için yardımcı neden olmadı bilemiyorum. erken çocukluk eğitiminin çocuğa kazandırdığını hiçbir anne evde maalesef kazandıramaz. bu tarz yorumlarınızla birçok annenin okul öncesi eğitim hakkında önyargı oluşturmasına ve çocukların elinden çok bir haklarının alınmasına sebeb olabilirsiniz. daha duyarlı olmanız dileğiyle…
BeğenBeğen
Sitenizi çok beğendim. Takipcinizim…
BeğenBeğen
Merhaba,
cok kisa bir sorum olacak. Ben Sivasliyim, Annem ve Teyzemler bu Yogurtlu ve Ispanakli Köfteyi cok yaparlardi. Ben Almanyada yasadigim icin bu Köftenin Sivas´a ait oldugunu sanmistim. Yukarida okuduguma göre Malatya´ya aitmis dogru mu? Gerci Sivas´la Malatya´nin arasinda pek büyük bir fark yok, ama yine´de merak ediyor Insan. Cevaplariniz icin simdiden tesekkür ederim!
Gülcin 🙂
BeğenBeğen
Gülçin Hanım dediğiniz gibi Sivas ve Malatya yemekleri, hatta Maraş ve Adıyaman yemekleri de büyük ölçüde benzerlikler gösterir. Bu yörelerde bulgurla yapılan köfteler çok yaygın olarak kullanılır. Bende bu köfteyi çok yaparım. Makarna yerine bu köfteden yaptığım çok olmuştur mesela..:)
BeğenBeğen
Ablacığım, ben Malatya’yım ve bununla gurur duyuyorum. Bir an Malatya lafı geçince bakayım dedim. Allah senden razı olsun.
BeğenBeğen
Yemek fotoğrafları altındaki notlarını çok hoş buldum,tebrik ederim her şey çok açık tariflerde denemek zorunda hissediyorum kendimi 🙂
Taşın ve inancın şehri MARDİN’den sevgiler…
BeğenBeğen