İsminin önüne bilmem kaç tane ünvan yazılmış, çoğu anne baba olmamış hatta evlenmemiş, çok bilmiş bay ve bayanların kreşler hakkında yazdıkları yazıları okuyorum. Çocuk kaç yaşında kreşe verilmeli sorusunu, kalın kitaplardan öğrendikleri acayip kelimelerle anlatmaya çalışıyorlar. Çocuk kreşe üç yaşına geldiğinde verilmeliymiş. Çalışan anneler, 2 yaşında verebilirlermiş. Sayfalarca anlatım, güya uzmanlaşmış ve kalıplaşmış soğuk cümleler, uzadıkça uzuyor…
Kimse henüz ağzı süt kokan bir çocuk neden kreşe verilir? Verilmeli mi, verilmemeli mi diye sormuyor?
Yazılara onlarca yorum yapılmış. Bazı annelerin yaptığı yorumlar kanımı dondurdu.
Biri çocuğuna banyo yaptırırken çocuğun vücudunda hafif morluklar görmüş. Çocuk, ağladığı zaman öğretmenin parmağını sıktırdığını ve çok acıttığını söylemiş ama anne olan kadın:
“Öyle dövdüklerini sanmıyorum, alışsın diye biraz hırpaladılar sanırım” demiş. Annelik çocuğunun kılına bile zarar verilmesine tahammül edememektir oysa…
Bir diğeri, “çocuk devamlı ağlıyor, önce bu kadar ağlamazdı” demiş. Ve çoğu her sabah çocuklarını ağlayarak kreşe bıraktıklarını yazmışlar.
Hele bir izleyicimin her sabah ağlayarak kreşe giden 2 yaşında bile olmayan bebeğinin dayak yediği için ağladığını sonradan öğrendiğini anlatan maili bir anne olarak beni kahretti.
Geçtiğimiz yıllarda çok sayıda, çocuk gelişimi mezunu genç kız, okul öncesi öğretmeni olarak atandı. Yüksek okul okumayanlar, özel kreşlerde çalışmaya başladı. Eskiye nazaran çocuk sayısı azaldığı halde neden son yıllarda ihtiyaç bu kadar arttı? Ne oldu da aileler bebek yaştaki çocuklarını bir kreşe verme ihtiyacı hissettiler?
Burnuma pis kokular geliyor? Birilerinin sinsice ellerini oğuştururken bu işten hatırı sayılır bir rant elde ettiğini düşünüyorum. Her tarafta mantar gibi kreş türedi. Türlü yollarla çocuğunuzu almak için sizi ikna etmeye çalışan kurumlar, görebileceğiniz her yere cezbedici reklamlar koyarak annelerin kafalarını çelmeye çalışıyorlar.
Çocuğunuz sosyalleşecek, özgüveni gelişecek, paylaşmayı öğrenecek, diğer çocuklardan bariz bir farkla ayrılacak!…
Peki tüm bunları kim öğretiyor çocuğa. Sizin eğitimli dediğiniz çoğu yeni mezun, anneliği tatmamış, çocuk yetiştirme konusunda hiç pratiği olmayan, okuduğu bir kaç kitap, bir kaç ay stajla öğretmen olan kişiler nasıl oluyorda çocuğunuzu yetiştiriyor. Bir çocuğu sağlam temellere oturtmak adına çocuğunuza ne veriyorlar?
Boyama yapmak, resim yapmak, makas tutmayı öğrenmek, şarkı söylemek, arkadaş edinme becerisi, motor gelişimi falan filan… Bunları kreşe gitmeyen çocuklar öğrenemedi mi? Bir anne çocuğuna bunları vermekten aciz midir? Ya da bunları o yaşta öğrenmeyen çocuklar, ilerde resim yapamadı, makas tutamadı mı?
Anneler ilk çocuklarına karşı daha sabırsız olurlar. Hele hiç anne olamamış biri çocuklara karşı son derece tahammülsüzdür. Siz evinizde bir veya iki çocukla ilgilenemezken, evli bile olmayan bir kızın küçük bir salonda 15 çocuğa gerçek manada bir eğitim vereceğini, sevgi ve ilgi göstereceğine nasıl inanırsınız?
Çocuğunuzu bıraktıktan sonra orada çocuğunuza nasıl davranılıyor, bunu bilmeniz çok zor. 2009 yılında Milli Eğitim Bakanlığı okullarda kamera sistemine düzenleme getirdi. Anaokulu ve kreşlerde sınıflara kamera konulamıyor artık. Siz yanında yokken çocuğunuzun ruhu kaç kez acıtılıyor bilemezsiniz. Belki dayak yemiyor ama bir çok kez döver gibi bakışlara maruz kalıyor. İncitici sözler duyuyor. Altı değiştirilirken, kıyafeti giydirilirken hırpalanıyor. Bazen çekiştiriliyor, iteleniyor… En az beş yaşına kadar anne sıcağını her an hissetmesi gereken çocuklar, günün büyük bir çoğunluğunu yabancı ellerde geçiriyor. Karnı doyuyor belki ama ruhu aç kalıyor.
Bir çocuk neden kreşe verilir?
“Her insanın hayat şartları elbette farklıdır. Her insan kendi şartları doğrultusunda değerlendirilmelidir. Kocası, ailesi tarafından çalışmaya zorlanan, maddi açıdan gerçek anlamda sıkıntı çeken ve çalışmak zorunda olan anneleri anlıyorum. Ve onları konudan ayrı tutuyorum.”
Geçim sıkıntısı olmadığı halde çalışmak isteyen, “boşuna mı onca sene okudum, niye evde oturayım?” diyen, önüne geçilmez arzu ve ihtiraslarına çocuklarını kurban veren anneleri asla haklı bulmuyorum. Bir kadın hem çocuk yapar(!), hem kariyer yapar ama ikisinin birden hakkını vermesi neredeyse imkansızdır. Çocuk fedakarlık ister. Sabırla yoğrulmak ister.
Önemli olan çocukla her an beraber olmak değilmiş. Günde 1 saatte olsa kaliteli beraberlik yeterliymiş! Kadın akşama kadar çalışacak. Yorgun argın eve gelecek. Yemekti, işlerdi derken, tahammülü tükenecek, birde çocuğuna kaliteli zaman ayıracak öyle mi? Ben buna ancak gülerim…
Dışarda çalışmayan bir anne ne kadar işi olursa olsun, en azından evdedir ve çocuk kendisini güvende hisseder. Arada bir gelip annesine bir şeyler sorup cevap alması, annesinin ara sıra yanağına bir öpücük kondurması, çocuğa yeter. Hele anne biraz bilinçliyse, o yaşlarda çocuğa neler neler verilir. Yeter ki biraz gayret edilsin.
Gerek tanıdığım çalışan annelerden, gerekse okuyucu maillerinden anlıyorum ki, çalışan annelerin çocukları yeteri kadar ilgi ve sevgi görmüyor. Hem çalışıp, hem anneliğinin hakkını veren hanımlar ise, gereğinden çok daha fazla eziliyor, yıpranıyor. Dikkat ettiniz mi, kreşlere giden çocuklar daha sık hasta olurlar. Çünkü çoğu kez kendisini güvende hissedemeyen, istemeye istemeye orada bulunan çocuklar hastalıklara karşı vücut dirençlerini kaybederler.
Kreşler çocukların idareten, avutulsun diye bırakıldığı yerler. Eğitimli gibi görünen ama aslında çocuk dilinden asla anlamayan kişiler çocuklarınızı avutuyor. Sizde kendinizi çocuğum sosyalleşiyor, özgüveni gelişiyor diye onlara teslim ediyorsunuz.
Kreşe değilde, bakıcıya verilen çocuklarda en az diğerleri kadar ilgisiz ve mutsuz oluyorlar. Anneanne, babaanne dahi olsa, çocuğa annesi kadar sevgi veremez. Zaten çocuklarını büyütüp rahat etme yaşına gelmiş büyüklere çocuk baktırmakta bence onlara büyük bir haksızlık oluyor.
Ev hanımı olduğu halde çocuklarına bakmaktan aciz olan, türlü bahanelerin ardına sığınarak, evladını başından atarcasına, kreşe veren anneleri ise anlayan var mı bilmem ama ben anlamıyorum.
24 saat, günlük yapılması gereken her işe yetecek bir zamandır. Ev hanımları Tv başında, komşu dedikodularında zaman geçirmek yerine zamanlarını çok değerli hale getirebilirler. Çocuklarımızla mutlu olmayı öğrenmek zorundayız. Onları fazlalık gibi değil, her zaman bizi mutlu eden bir armağan gibi görmeliyiz.
Yaşlı anne ve babaları huzurevlerine yatırmak nasıl bir ayıpsa, annesine çok muhtaç olduğu küçük yaşlarda çocuğu bir kreşe vermekte en az o kadar ayıptır. Biz bu değiliz! Ne dinimize, ne örfümüze uymayan, bize sunulan ithal hayat tarzlarını yaşıyoruz hepimiz.
Kimse doğruları söylemek istemiyor. Tamam kadın uygun şartlarda okusun, donanımlı olsun. Fakat ne olursa olsun KADININ YERİ EVİDİR diyemiyor kimse. 5 yaşına kadar çocuk evinde annesinin dizinin dibinde büyümelidir diyemiyor. “Kreş nasıl olmalıdır?” diye tartışılırken, “Olmalı mıdır?” sorusunu kimse sormuyor. Çocukların ruhunda anneden saatlerce ayrı kalmak nasıl bir etki bırakır kimse düşünmüyor.
Bir nesil kayboluyor. Sevgisiz, acımasız, alakasız çocuklar ve gençler, birbirinden kopuk anne babalar, yalnızlaşan evler toplumun vicdanını kanatıyor.
Asli vazifemizi yeniden hatırlamak, yuvalarımıza, çocuklarımıza yeniden sarılmak ertelenemez bir ihtiyaç haline geldi.
Çalışan kadın çocuğundan günün büyük bir kısmı ayrılmak, kreşe veya bakıcıya vermek zorunda. Bu çocuklar anne sevgisine doyamıyor. Her istedikleri alınarak, sevginin dolduramadığı eksiklikler tamamlanmaya çalışılıyor. Doyumsuz çocuklar çoğu kez mutlu evlilikler yapamıyor, daha tahammülsüz ve asabi oluyorlar.
Kadın evine yakışır. Duygularınızdan önce mantığınızı harekete geçirin. Kimler sizin dışarda olmanızı istiyor? Siz dışarda olunca kimler menfaat sağlıyor iyi düşünün. Sizin çocuğunuzun doğru eğitilip eğitilmediği, düzgün bir insan olup olmadığı kapitalist sistemin umurunda değil. Sistem sizin üzerinizden elde edeceği menfaatlere bakıyor.
Fillerin tepişmesinden çimenler ezilirmiş. Büyüklerin ihtirasları çocukların ruhlarını yaralıyor. Çocuğunuza kendiniz bakabilmek için imkanlarınızı zorlayın. “Boşuna mı okudun?”, “Evde oturmak için mi, temizlik yapmak için mi onca yıl çaba harcadın?”, “Çocuğunu ver bir çocuk yuvasına” diyenlere kulaklarınızı tıkayın. Evinize giren bir maaş varsa rızık endişesi çekmeyin. Allah’a tevekkül edin.
Niyetinizi temiz ve sağlam tutun. Evladınızı kimselere bırakmayarak en önemli vazifeyi yapıyor olacaksınız. Kimsenin indinde ne olduğunuz, hangi kariyere sahip olduğunuz değil, çocuğunuzun gözünde nasıl bir anne olduğunuz önemli. Sımsıkı sarılın evladınıza, hep yanında, yakınında olduğunuzu hissettirin. Sevgisiz kucaklarda, çocuğun ruhu acıkır… Onu öyle doyurun ki sevgiye, öyle değer verin ki ona, hayat boyu “Benim annem!” derken gözleri ışıldasın.
Unutmayın, dünyanın bütün süslü teyzeleri toplansa, bir anne etmez!
Cahide Sultan
Cahide hanim ne kadar dogru ifade etmissiniz. Ben 3,5 yasindaki oglumu gonderip gondermeme konusunda kararsizdim. Amacim sadece arkadaslari olsun sosyallessin. Endiselerim vardi yazinizi okuyunca Birkez daha dusundum. Kesinlikle artik toplumun bizi ittigi bi modaya donustu bu is. Ben modernim cocugumda bak boyle sosyal oldu havalari. Cok tesekkurler ….
BeğenBeğen
Cahide hanım çok doğru yazmışsınız.ama bazı zorunluluklar maalesef söylediklerinizin uygulanmasına engel oluyor.Benim oğlum 3 yaşını üç ay önce doldurdu.3 aylıkta bir kardeşi var.ben çalışan bir anneyim.fakat bu yıl çocuklarıma daha çok vakit ayırabilemek için izne ayrıldım.hayalim iki çocuğumla da doya doya vakit geçirmektir.fakat oğlumun kardeşini aşırı derecede kıskanması ına zarar vermesi kardeşten sonra tavırlarında bariz farklarını olması bu hayalimi suya düşürdü.hem oğlumun hem kardeşinin daha az zarar görmesi için onu bu sene anaokuluna yazdırdım.bide şunu unutmamak gerek maalesef eskisi gibi insanların sosyal ilişkileri yok.akrabalık bağları zayıf,komşuluk yok.dolayısıyla çocukların vakit geçirebilecekleri ortam ve yaşıtları olmuyor.bu durum onları doyumsuz ve agresif yapıyor.anaokulları bunun için bir çözüm olamazmı
BeğenBeğen
Merhaba Yasemin Hanım,
sorunuza cevap verme ihtiyacı duydum ister istemez. endişelerinizi anlayabiliyorum. ben de çalışan bir anneyim, fakat aynı şekilde 2 yıllığına ücretsizizne ayrıldım. insan alışkın olmayınca yoruluyor, adapte oolmakta zorluk çekiyor bu yorucu tempoya.. ama çocuklarımızın da bize ihtiyacı var. onlar anlamaz ki bizim hislerimizi, o yüzden bizim onları anlayabilmekiçin gayret göstermemiz gerekiyor.
3 yaşındaki bir çocuk için kıskançlık normal bir şey, eğer kıskançlığın etkisi ile kardeşine düşmanlık göstermeye başladıysa, bence eşiniz ve siz kendi davranışlarınızı bir gözden geçirin, iki çocuğunuza karşı adaletli davranıp davranmadığınızı sorgulayın, eşit davranmak demiyorum dikkatinizi çekerim. adaleti sağlamak çok daha zordur. iki farklı yaş grubunun farklı ihtiyaçları vardır. 3 aylık bebek kucağa alınma, zamanında dorulma, uyutulma, gazının çıkarılması gibi şeyleri bekler, fakat 3 yaşındaki çocuk, sizle konuşmak, oyun oynamak, ona kitap okumanızı, birlikte boyama yapmak vs. ister. bunların hepsi tabi ki bi anda yapılmaz.
bence kreşi düşünmeden önce evinizi çocuklarınızın ihtiyaçlarına göre düzenleyin yani bir nevi okulu evinize getirin. çocuk gelişimine dair kitaplar okuyarak bu sorunu aşabilrisiniz. Adem Güneşin “doğal ebeveynlik” kitabını öneririm. bir de Haluk Yavuzerin “çocuğunuzun ilk 6 yılı” kitabını öneririm. okullara, eğitime karşı değilim. ama her şey dozunda olmalı. bu çocujklar zaten ilkokul, ortaokul, lise, üniversite derken hayatları hep okullarda geçecek. ama erken çocukluk hiç bir zaman geri gelmeyecek.. imkanınız varsa çocuğunuzu evde yetiştirn derim. erken çocuklukta çok arkadaşı yok diye, çocukların asosyal olacağını düşünmüyorum.
kreşte daha çok asosyalleşen ve içine kapanan çocuklar gördüm. sanıyorlar ki “anneleri onlardan kurtulmakiçin onu oraya bırakıyor”. çünkü anne evladını karşısına alıp konuşmuyor, ona dokunmuyor, sevgisini hissettirmiyor. kreşten dönünce çikolata, kola ile gönlünü aldığını sanıyor.
sizdeki durum da benzer, kim bilir çocuğunuz kreşte neler kuruyor? sizin, kardeşiyle nasıl da güzel vakit geçirdiğinizi hayal edip üzülüyor da olabilir? kardeşine karşı kıskançlığını körüklemiş de olabilir bu durum. evde istenmediğini düşündüğü için kreşe gittiğini de düşünüyor olabilir? bunlar ihtimaller tabi. belki de tam tersi, çocuğunuzu tanımıyorum. sadece varsayımlarda bulunuyorum. …
bence bu koonuyu araştırın biraz, yani kıskançlığı nasıl önleyebilirm konusunu, çünkü anaokuluna yollamak geçici bir çözümdür, tozları halının altına süpürmeye benze, halıyı kaldırıncada tüm gerçek ortaya çıkar…
Allah Yardımcınız olsun : )
BeğenBeğen
Çok güzel ifade etmişsiniz.emin olun yazmış oldunuz bütün tereddütlerin hepsini içimde yaşadım.acaba yanlışmı yapıyorum diye.yaşı daha çokmu küçük çocuğumun ruhunda daha derin yaralar açarmıyım diye düşünmüyor değilim.normalde küçük oğlum doğunca ben oğlumu yavaş yavaş kardeşine alıştırmaya başladım.dediğiniz gibi eşit değil adil olmaya çalıştım.onun yanında kardeşini hiç sevmedim onunla sürekli konuştum ona sevgimi ilgimi hep çok yoğun verdim.fakat doğumumdan yirmi gün sonra eşimin ailesi bize geldi ve küçük oğlanı aşırı ve abartılı bir şekilde abisinin yanında sevdiler malesef darılmasınlar diye uyaramadımda.eşim annesini bir kez uyardı ama K.validen buda çocuk ve bunun da sevgiye ihtiyacı var diye onu dinlemedi.ondan sonra oğlum kardeşine resmen düşman oldu ve ona karşı çok saldırganlaştı.sürekli vurup dövmeye çalışıyor.artık başedemez olduk.ben sükunetimi muhafaza etmeye çalışsamda malesef erkekler aynı olmuyor.çocuğumun babasıyla arası bozulmaya başladı.ve çözüm olarak anaokulunu denemeye karar verdik.tabiki zorlamayacağım asla.şimdilik deneme aşamasındayız.okuldan mutlu geliyor.İnş mutlu gibi görünmeye çalışmıyordur.çalıştığım için bir yıl gwçen yıl oğluma babaanne bakmıştı ve onu çok seviyorlardı bir anda kardeş olup bütün ilgiyi ona verince oğlum iyice agresifleşti inş benim yavrum ve bütün yavrularımız iyi olur.Rabbim yardım etsin inş
BeğenBeğen
Belki de babaannesinin bütün ilgisinin kardeşine kayması onda hayal kırıklığı oluşmasına sebep oldu. Bunu da konuşarak aşabilirsiniz inşallah. Bence bebeğinizi abisinin yanında sevin, o da sevsin. Bu yaşlarda çocuklar iş yapmayı severler. Bebeğe ait işleri yaparken abiden yardım isteyin, mesela bebeğin bezini, ıslak mendili getirme, beraber ninni söyleme, sallama, uyutma gibi. Belki bunlar kardeşine daha şefkatli yaklaşmasına vesile olur. Allah yardımcınız olsun, hayırlı evlatlar yetiştirmeyi nasip etsin 🙂
BeğenBeğen
Aşağıdaki yorumları okuyunca gerçekten çok üzüldüm. Demek ki bizim anne profilimzi böyle….
Gerçekten geçerli nedenleri olanlar için bir şey demiyorum kreşe gönderme hususlarında. Ama bahaneler de az değil.
Ev işlerine yetişemiyorum: çocuğunuzu ev işlerine müdahil edebilirsiniz.
tv, bilgisayarla çok uğraşıyor: bunlar sizin inisiyatifinizde olan şeyler. Çocuklarınızın sizle pzarlık yapmasına izin vermeyin. Hayır ise hayır dır. Ama yerine daha güzel şeyler koymasını da bilin.
Arkadaş yok: komşu çocukları var, parklar var, bırakın oradaki çocuklarla karışsın oyuna..
dini eğitim veren kreş bahanesi: Kuranı anneden öğrenmeli çocuk.. eğer anne bilmiyorsa çocuğuyla beraber öğrenmeli…
Çok yoruluyorum, bunalıyorum: eşinizle bu konu hakkında en son ne zaman konuştunuz? Ama gerçekten konuştunuz?bağırmadan, terslemeden, surat asmadan, tavır yapmadan ne zaman derdinizi anlattınız, içinizi döktünüz.
Kendime vakit ayıramıyorum: rica edin eşinizden akşam yarım saat de olsa oynasın çocuğunuzla. Siz de kendinize iyi gelen şeyi yapın, sadece kendiniz için kaygısızca..
Sevgiler…
BeğenBeğen
Cok yaniliyorsunuz bence :bir anne evladına sahip cıkamadığından değil sürekli televizyon izleyen elinden tableti düşürmeyen sürekli kendisiyle ilgilenmesini isteyen dünya onun etrafında dönmesini isteyen sürekli bağımĺı sürekli hizmet bekleyen kendi isini yapmaktan aciz sorunlarla başa cıkamayan vb bu tür durumları ortadan kaldırmak için anne cocuğu kreşe göndermeli. Siz eskiyi baz alarak konusuyorsunuz dünya eski dünya değil insanlar eski insanlar değil.çocuk evde kalsında surekli anneye bagimli olarakmi yasasin ?
BeğenBeğen
Sakın göndermeyin çocuklarınızı kreşe siz oyun oynasın eğlensin diyorsunuz ama onlar öyle yapmıyor sizin çocuklarınız arkanızdan bütün gün boyunca anne,baba diye ağlıyorlar bizde susturmaya çalışıyoruz ama anlamıyorlar tek bildikleri “ANNE” çocuklarınız 3 yanındakiler bile hergün ağlıyor birbirlerini dövüyorlar etkinlikmi yapıyor sanıyorsunuz onlar anne diye ağlarken öğretmen yapıyor bakın çocuklarımız ne yaptı diyorlar size anca çocuklarınızın psikolojisi bozuluyor ben anaokulunda bir stajer olarak yazıyorum bunları siz okulu çocuğumu görmek izlemek istiyorum diyorsunuz o anda telefonlar çalıyor veli geziyor diye haber geliyor bütün öğretmenler toparlanıyor hemen güzel görün diye bunları haberiniz olsun diye yazıyorum size
BeğenBeğen
Cahide abla bu yazında da diger yazilarin gibi sonuna kadar haklisin bn ev hanimiyim 22 yasindayim allahim eairgesin 32 aylik bi oğlum var mardin yesillide oturuyoruz ne çocuğu mu götürebilicegim bi park var elne bi oyun alani sadece bi tane komsumun oğlumla yasit bir kizi var çocuğum evde çok bunaliyo bn oynuyor m ama yetmiyo bu aralar korkuyorm anne demeye basladi kekelemek de arkasindan geldi doktorumuz sosyallessin düzelir diyo ama dedigim gibi götürebilicegim bir yer yok komsuma da her zman gidemem zaten evdn cikmayi pek sevmem aslında krese gondermek istiyordum tabi bnde kendisiyle gidip gelcem o icerde oynarken bnde kapida bekleyecem haftanin her günü dgil haftda bi kac gün ve bi kac saat durum bundan ibaret ne yapmami önerirsn ablacm ne olur bnde yoruldm oglusumda yoruldu esimi doğru düzgün göremiyoruz askeri personel olduğu icin hele bu olaylar olduktan sonra hiç göremez olduk yani biz de sasirdik ne yapacagimizi cocuk da sasirdi
BeğenBeğen
Oğlunu kreşe götürüp bir kaç gün deneme yapabilirsin. Diğer çocuklarla uyum sağlayabiliyor, ortamı seviyorsa sorun yok. Fakat istemiyorsa ısrarcı olmamak lazım. Bir de tam gün kreşe vermeyi doğru bulmuyorum. Ama yarım gün sıkıcı olmaz, hem de senden çok fazla uzak kalmamış olur.
BeğenBeğen
Saol ablacim aslında içim hiç rahat değil o kekeledikce içim gidiyo ağlamamak için kendimi zor tutuyorum bnm çocuğum bir buçuk yaşında konusmaya başladı hemde çok muntazam konuşurdu ama son 4 aydır dili tutuldu sanki çocuğumun korkudan oldu diyorlar bilmiyorum anlatacak kimsem yoq aileme anlatsam yapma etme üzülme cocuktur düzelir diyecekler kayinvalidemlere anlatsam bi çocuğa bakamadin diyecekler aslen malatyaliyim burda gurbetteyim ve tanıdığım dostum arkadasim diyebileceğim kimsem yok kuran kursuna gidecektim oglumla bu sene kurs yerini de epey uzaga taşıdılar eşim günahı bana ama seni o kadar uzağa gönderemem dedi hakli da ortalık karışık ama iste diyorum ya bilmiyorum bilemiyorum ne yapmam gerekirtigini yazılarını okudukça icim huzur doluyo allah senden razi olsun…
BeğenBeğen
Yazınızı okurken ağladım,o kadar duygulandım ,o kadar içim acıdı ki anlatamam 😔😓 yazdığınız bu yazı baştan sona kadar doğru.dediğiniz gibi en kötüsü de gerçekten ihtiyacı olmadığı halde çalışmak isteyen ve bu sebeple çalışıp çocuğunu kreşe verenler…ama çalışmaya mecbur bırakılan annelere değil bu sözüm.düşüncelerinize ve elinize sağlık çok güzel yazmışsınız.
BeğenBeğen
Selamu Aleykum Cahide Ablaciğim,
Ben Almanyadan yaziyorum ve 29 yaşinda bir Anneyim.
Bir Oğlum var üc yaşinda alhamdulillah. Rabbim nasib eylerse de yakinda bir kardeşi olcak InshaAllah.
Almanyada kreşe okuldan önce cocuk vermek, malesef cok normalleşmiş bir durum.
Calişan ve Evde olan Anneller icin ayni.
Kimsenin aklina bu kreş şart mi diye gelmiyor.
Kesinlikle mecbur kallan Annelleri anliyorum ve onlara sözüm yok, benim kendi Annem erkek gibi calişip evi geçindirdiği icin biliyorum mecbur kalmanin ne demek olduğunu.
Ben cok düşündüm oğlumu vermek istemiyordum ama zorunlu hissediyordum, okuldan önceki eğitimi icin şart saniyordum burda Almanyada bazi kurallar var, okul öncesi testlerden geciriliyor cocuklar, yoksa okula alinmiyorlar, bir sene erteleniyor….
Cok düşündüm araştirdim ve istihare namazi kilip Rabbimin beni doğru yola yönlendirmesini istedim, alhamdulillah öylede oldu oğlumu vermedim cok şükür.
Rabbimin Annelere verdiği merhameti biz değerlendirerek o sevgiyi kullanarak biz Anneler ISTERSEK daha iyi eğitiriz cocuklarimizi alhamdulillah , cok şükür biz aciz değiliz ki.
Ben oğlumu sosyalleşsin almancasi güclensin diye spora götürüyorum, haftada bir defa cocuklarla birlikte guruba girmeyi, kendini ifade etmeyi öğreniyor, bende oturup izliyorum.
Illerde dört yaşindan sonra ikinci bir spora yazdircam InshaAllah wing chun (Kung Fu) okuldan önce cocuğumu ben hazirlicam InshaAllah hayata.
Cok üzülüyorum cocuklarini başindan atarcasina veriyor calişmayan Anneller ve oooch kurtuldum diyorlar.
Yuva (kreş)olmadi mi hafta sonlari uuuuf başima kaldi diyorlar, gercekten cok üzülüyorum.
Annelik bu değil ki, Rabbim bize yavrularimizi emanet olarak verdi, hayirli salih Kul, Ümmet, Insan, Evlat olarak yetişdirelim diye, biz ne yapiyoruz???
Ne oluyor bize anlamiyorum, ama umuyorum ki InshaAllah zaman gelecek Annellerimiz gözlerini acacaklar InshaAllah.
Ablaciğim oğlumu vermicem kreşe diye karar verirken, senin yazini okuduktan sonra dedimki, alhamdulillah doğru bir kara veriyorsun mehtap, iyiki herkesin gözünü acmak icin yazi yazmişin,
Allah senden razi olsun. Allaha emanet olun.
BeğenBeğen
Bi kadının calışma ihtiyacı, kocasının durumunun iyi ya da kötü olmasına bağlı bişey değildir. Bir kadın gün gelir kıcasından ayrılmak zorunda da kalabilir siddet gördüğü için aldatıldığı için ve daha bisürü sebepten dolayı, ya da kocası tarafından terkedilebilir de. Neler yasayacağını kimse bilemez oyuzden kadınlar eger imkan varsa çalışmalıdırlar. Çalışıyor diye de bu kadar eleştirilemez. Çocuklar tabiki cok önemlidir her anne için. Krese kesinlikle mecbur olmadıkca erken yasta verilmemeli ve iyi bi arastırma yapmadan da krese vermek cok yanlış. Ayrıca ilk olarak mümkünse anneanne ya da babaanne bakmalı cocuğa. Bir de bazen kresler; cocuğun evde akranı olmayan yetişkinlerle tüm günü gecirmesi de cok doğru olmadığı için pedagoglarca önerilir ama bence yine de 4 yasından önce vermemek daha doğrudur cok mecbur değilsek. Çocuk konuşup derdini ve ogun yaptıklarını annesine anlatana kadar değil kres hiçbiyerde tek basına bırakılmaması gerekir ama bunu anneleri çalışmamaya teşvik ederek gele hele çalışan anneleri kınayarak yapmamalıyız.
BeğenBeğen
😦
BeğenBeğen
Allahım,ne kadar zor bir durum,bundan uç ay önce bir anaokuluna verdik çocuğumuzu,güya dini eğitim de veren bir yer çocuğu mu mahvettiler, içine kapandı, hiçbir şeyini anlamıyor,daha önce Krese de gitmişti o zaman daha rahat ve normaldi,hakkımı helal etmiyorum dini sömüren bu tip kurumlara Allah yok etsin onlari
BeğenBeğen
Lütfen genelleme yapmayalım. Yazılanlar belki doğru olabilir ama kreş lerde bu kadar kötü değil. Biz kendi kreşimizde sevgi amaçlı çalışıyoruz. Çocukların mutlu olmasını amaç edinmişiz. Çünkü biz hizmet ediyoruz annelerin en değerlilerine. Öğretmenlerimizi lütfen küçümsemeyin anne olmasalar dahi çocuklara sevgileri farklı.tamam anne değil ama ellerinden geldiğince çocuklara hizmet ediyorlar. Onların mutluluğu bizlerin mutluluğu oluyor. Bir insan anne olmasada sonuçta vicdanı var. Onlar bizlere emanet diye kırmamak için özen gösteriyoruz. Kimi anneler kendi çocuklarına bizim gibi davranmıyor daha sabırsız daha sevgisiz. Dediğim gibi tamamiyle vicdan işi. Rabbim merhameti olmayan insanlardan korusun çocuklarımızı. Doğru olduğuna inandığınız yere bence güvenle bırakılabilir. Tabi takip şart. Bazı yerlerde hakkaten sizin söylediğiniz gibi anneye babaya farklı gösterip içerde türlü dolaplar çeviren yerler de var.bizim kendi adımıza bi korkumuz yok anneler istedikleri saatte çocuklarını izlemeye gelebiliyorlar ve çocuklarının gerçekten mutlu olduklarından eminler. Çocuklarınıza türlü türlü eğitim veren yerler yerine gerçekten çocuğunuzu mutlu etmeyi sevmeyi hedeflemiş yerleri tercih etmenizi öneririm. Çünkü mutlu çocuk ne verirseniz öğrenir. Baskıyla kızarak hiçbir yol katedemezsiniz. Lütfen doğru yerleri bulup çocuklarımızı evlere kapatmayalım tamamiyle televizyon çocuğu teknoloji çocuğu olarak yetiştirmeyelim. Artık çocuklar bizler gibi sokakta oynayamıyorlar. Arkadaşları yok. Söylediğim gibi doğru yerleri bulmak çok önemli tabi bunlar benim düşüncelerim herkesin düşüncesine saygım sonsuz.
BeğenBeğen
Cahide hanim sizi ilgiyle takip ediyorum hem iki cocuk annesi hemde bir ogretmen olarak maalesef bu yazinizi cok haksiz buluyorum. Kimse mecbur kalmadikca 2 yasinda bir cocugu krese vermez zaten ama 3 yas itibariyle bu cocuklar oyun ihtiyaci hisseder lutfen samimi olalim hangimiz co uguyla 6 7 saat gecirebilir itiraf edelim hicbirimiz. Ustelik bir ogretmen olarak sunu soylemeliyim bir cocugu kimse annesi kadar sevemez ama bizde ogrencilerimizle ciddi bir gonul bagi kuruyoruz hatta cogu zaman ailelerine anlatamadiklarini dinliyor akil veriyoruz. Evet bir cocugun birincil ihtiyaci sevgidir ama egitilmeside mutlaka sarttir yuce dinimizde bize herzaman ilmi tavsiye etmistir. Saygilarimla
BeğenBeğen
👍
BeğenBeğen
Merhaba Cahide hanım. Yazdıklarınız beni çok etkiledi oğlum şu an 3 yaşında ve eylül ayında yarım gün kreşe vermeyi düşünüyoruz. Yaşadığımız yer küçük bir yer olduğu için çalışanları az çok tanıyoruz. Oğlum çok hırçın sinirli sabırsız bir de 1 yaşında kızım var. sürekli onu olumlu yönlendirmeye çalışıyorum oyunlar oynuyorum ama yine yetmiyor ona. Arkadaş edinemiyor ve herşeyi sahipleniyor. Güneş dünya market otobüs park bile buna dahil. Sürekli huzursuz. Hiç bir zaman kardeşine daha fazla ilgi göstermedim. İkisinede aynı derecede sevgi veriyorum ama sürekli zarar veriyor kardeşine herkese bağırıyor bende sabırla karşılıyorum yanlış olduğunu anlatıyorum ama çok yoruldum yıprandım artık gece de kızım sürekli uyanır uykuda yok anlayacağınız… Yine hergün varlıklarına şükrediyorum şikayetçi değilim ama ben şimdi napayım yarım gün kreşe vermek sizce yanlış bir karar mı
.
BeğenBeğen
Cok guzel yureginize saglik.24 yasind bi bayanim 6 v 2 yaslarind cocuklarim var orta okul meuzunuyum normal dogum cocuklarin sagligi icin onemliymis bi dr ogrendim korkularima acilarama rahmen normal dogu em tercih etti m ikisinide iki sene anne sutuyl besledim esim sahit cok rahatsizliklar gogusuml ilgili cok problemler yasadim birakmadim cocuklarim icin inat ettim v 2 sene saglikli buyuduler suan d oyleler evd surekli oyun oynuyor kosusturuyoruz onlarl bnd buyuyorum konu koms dalg geciyor cocuklarl oynadigim icin tinnnn onlar bnm evladim bnm BN ANNEYİM
BeğenBeğen
Helal olsun aynen oyle size katiliyorum
BeğenBeğen
Resmen duygularıma tercüman olmuşsunuz!! Yazınızı tesadüfen okudum. 28 yaşındayım işimi oğlum için bıraktım ve suan 4 yaşında. bu yıl eşimi kaybettim ilk defa oğluma yetmiyor gibi hissediyorum kendimi. Ben ki günümü oğluma göre planlayan sürekli bu gün ne öğrenebiliriz ne kadar güzel vakit geçirebiliriz diyen bir anneydim.. Şimdi geceleri uyuyanıyorum sabahları güne adapte olamıyorum.. hiç doğru bulamadığım ilaçları kullanıyorum dua ediyorum ama çok acı çekiyorum.. bu gece oturdum acaba kreşe gitse daha mı mutlu olur diye ama yollamak istemiyorum.. onun eve, bana benim ona ihtiyacım var.. acaba diyorum bir oyun ablası gelse belli saatlerde oyun oynasa bilmiyorum sizce ne yalmalıyım?
BeğenBeğen
Selâmün Aleyküm kardesim;
Oncelikle Rabbim sabırlar versin inşallah
Zor bir süreçten geçiyorsunuz Rabbim muvaffak eylesin.Oncelikle şunu belirteyim, ben Çocuk Psikologuyum. Her ne kadar oglunuz için doğru bir karar verseniz de, onu günde 2 veya 3 saat yakınınizda bir Anaokuluna vermeniz onun yararına olacaktır. Babayı kaybettikten sonra sürekli sizinle vakit geçirmesi, ileride sorunlar çıkarabiliyor, bunun bir çok örneğini gördük. Sürekli evde ise bir süre sonra istenmeyen davranışlar sergiliyorlar. Tabi bunu, aile yaşantınız hakkinda bir şey bilmeden söylüyorum. Kalabalık bir aileniz varsa, okula gerek olmayabilir bile. Allah’a emanet olun….
BeğenBeğen
Yazınız için çok teşekkürler, oğlumu sosyalleşmesi için ben de kreşe verecektim ama yazınızı okuyunca erken olduğunu anladım çok faydalı ve anlamlı bir yazı olmuş tekrardan teşekkürler
BeğenBeğen
Allah on selamı üzerinize olsun.İyi söylüyorsunuz hoş söylüyorsunuz hatta okurken vicdan azabından ağlatıyorsunuzda. Ben evladımı iki yaşında üzülerek kreşe vermek zorunda kalan bir anneyim. Günümüz şartlarıyla tek maaşla geçim çok zor malesef. Tek çocuğum var ve onunla zaman geçirmek için 2 yıl ücretsiz izin alan bir anneyim. Bakacak kimse yok ve çalışmak zorundayım. Kendimle vermiş olduğum mücadele bu kadar güçken birde bu yazı yarama tuz bastı. Herkes evladını iyi yetiştirmek ister ama herkesin gidiş yolu farklıdır. Çocuk annesiyle büyüdüğünde düzgün bir insan olacağının garantisi yok. Hiçbirşeyin garantisi yok. Bugün Eşin varsa başında bu yarında var olacak anlamına gelmiyor. Hem eşsiz hem işsiz evladıyla ortada kalmayı kimse istemez.Evladımın geleceğini sağlam tutmak ümidiyle Ben kuzumu Allah a emanet ediyorum anlıyacağınız. Allah benim gibi nice annelerin evlatlarını kötülerin şerrinden korusun.Dualarınıza talibim. Sizde Allah a emanet olun.
BeğenBeğen
Mükemmel bir yazı, soluksuz okudum ve hak veriyorum her kelimesine…
BeğenBeğen
İhtiyacı olmayan evinde otursun sözüne katılmıyorum.Herkesin idealleri var tabiki boşuna okuyup çabalamadılar.Anneler de bi annenin biricik evladı olarak doğdu.Kadının tamamiyle adanması bizim kültürümüzde bi yara asıl.Etraf kendini evine adamış mutsuz kadınlarla dolu.Hayallerinin birazını bile gerçekleştirememiş mutsuz bir anne evladına ne verebilir peki.Herkes payına düşeni biraz biraz alıcak bu hayattan biraz denge lazım.Herkes biraz üzülecek biraz sevinicek hayat böyle.Hayat acı tecrübeler bbütünü.Bu kadar duygusal bakarsa çalışan kariyer yapan kadın o da birgün yarım kalmış ruhu hayallerine aç ölür.Anne kendini de dahil etmeli düşündüğü herşeye ve herkese.Bir anne mutsuzsa herkes herşey mutsuzdur…
BeğenBeğen
👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏
BeğenBeğen
Ağzına sağlık çok güzel bir yazı calismayipta kreşe çocuklarını veren annelerin okuması gereken bir yazı
BeğenBeğen