Canım kardeşlerim, yıllardır her Ramazan ayında aklımızdan çıkmayan “iftara ne yapsam?” sorusunu bu ramazan daha az sormaya çalışsak  iyi olmaz mı? Maksat Ramazan’ın feyzinden yararlanmak ve günahlardan arınmaksa, neden sadece midelerimizi düşünelim?

Bol çeşitli iftar sofralarını, gösterişe kaçan davetleri bırakalım artık. Bulabiliyorsak bir yoksulu ağırlayalım soframızda. Ya da bir çorba, bir pilava Eyvallah! diyebilen bir dostumuzla açalım iftarımızı. Bir öğrenci gurubu, bir yolcu bulalım mümkünse. Hazırlayacaksak en güzel iftar sofralarımızı, asıl onlar için hazırlayalım.

Bu Ramazan ayının sonunda eğer kilolarımızın üzerine birkaç kilo daha eklemişsek, bu bizim için büyük bir kayıp anlamına gelir. Bu ay yeme değil, yememe ayıdır. Midelerimizi dinlendirme, açlıkla terbiye olma ayıdır. Tıka basa dolu midelerle rahat ibadet edemeyiz. Rehavete kapılmış bir bedenle, Allah’ın huzurunda sağlam duramayız.

Kabul ediyorum ki, benim gibi evlatları oruç tutacak olanlar, Ramazan ayında da mutfakta oldukça fazla zaman geçirecekler. Onları memnun etme adına güzel tariflerimizi yine yapacağız. Biz yine de dikkatli olalım ve az yemeye çalışalım.

İftar sofraları için hazırlanan ağır yemekler midemizi yoracaktır. Bu yüzden, özellikle çorba, salata ve hafif tarifler yapmaya gayret edelim. Ağır, şuruplu tatlılar yerine sütlü tatlılar çok daha iyi olur. Sıklıkla yapılan, yemeğin hemen arkasından tatlı yeme yanlışını artık yapmayalım. Tatlıyı yemek için en az 1 saat bekleyelim. Bol su içelim. Su içmekten doymayanlar için, çay iyi bir hararet önleyicidir.

İftar ve sahurlarımızı her zaman olması gerektiği gibi, helal ve temiz gıdalarla yapalım. Kolayla iftar açmak elbetteki ramazanın ruhuna aykırı bir davranış olur.

Benden Ramazan menüleri bekleyenler için kolay ve sade menüler vermeye çalışacağım. Tabi zamanım olursa.

Yılda bir defa kurulan bu bereketli pazardan, ziyadesiyle istifade edebilmeyi Rabbim hepimize nasib eylesin. Ramazan’ımız mübarek olsun.

Resimdeki çorba tarifi burada!