Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. Naziat suresi 37-41

Allah’ın selamı üzerinize olsun dostlar

Yakınımdaki camiden sabahları gelen sela sesleri beni benden alıp götürüyor. “Bir defter daha dürüldü, bir hesap daha kapandı, bir can borcu daha ödendi” diyorum her defasında. Son günlerde aynaya daha dikkatli bakar oldum. 40 a merdiven dayadım. Oysa hâlâ bir çocuk gibi davrandığım zamanlarım oluyor.

Göz kenarlarımda  ince çizgiler belirmiş, saçlarımda aklar. Sabah uykudan kalkarken belim ağrımazdı eskiden. İş yaparken bu kadar çabuk yorulmazdı ayaklarım. Dün sabah yine aynaya baktım ve “Yaşlanıyorsun” işte dedim. “Tükeniyor sermayen“. Sonra dehşetli bir ayet geldi aklıma:

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr:18) Hepimiz bugün yarın için neler hazırlamışız, heybemize bir bakalım ne dersiniz dostlar?

****************************

Ve bu aralar şöhretin çok sıkıcı bir şey olduğunu da farkettim. “şöhretini seveyim senin!”  deyip dalga geçiyorsunuz belki. Size şu sitenin mutfak kısmını ve posta kutumda ki mesajları göstermek isterdim. Belki o zaman anlardınız demek istediğimi… Meğer Aydın’da ne kadar izleyicim varmış. Beni ne kadar merak eden varmış. Pek çok kişi bana gelmek, görüşmek istiyor. Dürüst olmak gerekirse biraz ürküyorum. Ve bu cümleden sonra söyleyebilecek başka bir cümle bulamıyorum nedense…

Yalnız, beni merak edenlere şunu söylemek istiyorum. İnanın ben çok sıradan bir insanım. Hani belki beni görseniz “Amaan bu muymuş” dersiniz. Her insanın özel olduğu kadar özelim bende. Konuşurken, yazılarımda olduğu kadar düzgün cümleler kuramam çoğu kez. Tutulduğum çok olur. Çok hatalar yaparım, pişmanlıklar yaşarım. Bazen çok dağınık bir insanımdır. Bazen kendimi ben bile tanıyamam. O kadar yani…

Fotoğrafımı falan istemeyin ne olur? Aklınızda hep güzel kalayım..:) Daha önce STV  den, Kanal 7 den, geçen gün de  TRT den bir program için teklif gelmişti. Normalde de kabul etmezdim ama, bu şartlarda asla kabul edemem böyle bir şeyi. Tanınmak, şöhret olmak gerçekten büyük bir afet. Rabbim beni ve sizleri bu afetten korusun.

Birde cevap bekleyen yorumlar ve mailler için bir çift laf edeyim:

Biz çok büyük bir aileyiz. Her gün bu siteyi 25 bin bazen 30 bin insan ziyaret ediyor. Her gün 100 civarı yorum geliyor. En az 30- 40 tane soru geliyor. Üç beş kişi olsak işim çok kolay. Hemencecik cevap veririm. Ama bu kadar çok soruyu cevaplamak gerçekten güç oluyor. Birde lütfen tarif yorumlarını okuyun. Bazen aynı soruya birkaç kez cevap vermek zorunda kalıyorum.

Lütfen sorularınızın aynı anda cevaplanmasını beklemeyin. Takdir edersiniz ki, ben bir robot değilim. Benimde evim, eşim, çocuklarım, işlerim var. Yorumları severek okuyorum. Fakat her birine cevap vermek benim için artık imkansız. Bu yüzden bana göre gerekli veya acil yorumlara cevap vereceğimi bildirmek isterim. Hele dayatmacı, saygısız sorulan sorulara kesinlikle cevap vermeyeceğim.

İtiraf edeyim, uzun zamandır yazan bazı kardeşlerim var ki, onlarla ayrı bir gönül bağımız oluştu. Bazen onlar soru sormasa bile cevap veriyorum. Çünkü bu bağ kolay kurulmuyor. Birkaç gün yazmasalar yorumların içinde gözüm onların yorumlarını arıyor. Bazılarıyla özelden yazışıyor, hatta telefonda görüşüyorum. Onları farklı bir yerde tutuyorum.

İnşaAllah demek istediğimi doğru bir şekilde anlatabilmişimdir.

Nefis bir kek tarifi var sırada. Belli bir adı yok sanırım. Herkes bir şey söylemiş. Aslında tek kişilik pasta da diyebiliriz. Hem görüntüsü, hem lezzeti çok güzel. Bir çok kişi yapmış bu keki ve herkesin tarifi farklı. Hazır tariflere kafam yatmaz pek. Bu yüzden kendi ölçülerimle yaptım kekimi. Bu kez hassas tartıdan da tarttım malzemeleri. İnşaAllah yapar ve güzel sonuçlar alırsınız. Tarife buyrunuz:

Kek malzemeleri (26×36 cm.Fırın tepsisi için)

  • 4 yumurta
  • 1.5 su bardağı şeker (265.gr)
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağının üçte ikisi kadar zeytin yağı
  • 3 su bardağı un (355.gr)
  • 2 paket kabartma tozu
  • Yarım portakal kabuğu rendesi veya bir tatlı kaşığı vanilya

Sos malzemeleri

  • 3 su bardağı süt
  • 1 su bardağı su
  • 25 gr. kakao (2 yemek kaşığı)
  • 5 yemek kaşığı toz şeker
  • 80 gr. bitter çikolata

Bulamak için: Hindistan cevizi

Lokum Kek Nasıl Yapılır?

  • Öncelikle sosu hazırlayın. Sos için: Çikolata haricindeki bütün malzemeyi tencereye alıp ara sıra karıştırarak kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra 2-3 dakika daha pişirin. Ocaktan aldıktan sonra içine çikolatayı ekleyin ve soğumaya bırakın. Soğurken ara sıra karıştırmayı unutmayın ki kaymak bağlamasın.
  • Yumurta ve şekeri kabarana kadar 3-4 dakika boyunca çırpın.
  • Sütü ve yağı ekleyip karıştırın. Un ve kabartma tozunu eleyerek ilave edin ve yeniden çırpın.
  • Hamuru yağlanıp unlanmış veya pişirme kağıdı serilmiş bir tepsiye dökün. (Sormanız muhtemel olan sorularınıza peşinen cevap vereyim: Bu pişirme kağıdı, diğer kağıtlar gibi değil. Bu kağıdı Almanya’dan Funya kardeşim göndermişti. Yıkayıp defalarca kullanmak mümkün. Belki ülkemizde de vardır ama ben bilmiyorum.)
  • Hava kabarcıklarını yok etmek için, tepsiyi yere bir kaç kez vurun.
  • Sıcak veya soğuk farketmez, 200 derecelik fırına kekinizi döküp 20-25 dakika kadar pişirin.
  • Kek soğuyunca istediğiniz büyüklükte dilimleyin. Mümkün olduğu kadar küçük olması daha iyi olur.
  • Kare şeklinde dilimleri sosa hızlı bir şekilde batırıp çıkarın. Bu işlemi çok hızlı yapmalısınız, aksi halde kek bütün sosu içine çekebilir, o zaman kesilince 2 renkli görüntüyü elde edemeyebilirsiniz.
  • Sosa buladığınız kekleri bir tepsiye dizin.
  • Sonra tek tek hindistan cevizine bulayın. 2 saat kadar dinlenen kekiniz servise hazır. Afiyet şifa olsun.

Çatallar güzel değil mi? Şimdi soruyorsunuzdur bu ne lüx diye. Hani bazı bloglarda  çatallar şuradan, tabaklar buradan diye liste halinde yazıyorlar ya. Bari bende yazayım, çatal, kaşık, bıçak Gülsüm’den:) Sadece resimde kullanmam için kısa bir süreliğine verdi. Çok düşünceli sağolsun.

Siz şimdi bunun sebebini de sorarsınız; Hani yemek kitabı çıkartma projem var ya, işte kitap için kullandığım resimler biraz daha güzel olsun diye. Sanırım şimdi durum açıklığa kavuşmuştur..:)