“Ey Ali (Radyallahu Anh) yabancı kadınlara ansızın bakış! Ardından bakışını sürdürme çünkü önceki bakış senin için bağışlanmış ise de sonraki bakışta hakkın yoktur.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 27)

Es-selamu aleykum canlarım,  dün işlerim vardı pek uğrayamadım sayfamıza. Konuşacak çok konu var. Dokunulacak çok yara var… Biliyorum konuşmayla, dokunmayla hallolmuyor ama biz susarsak, elimizden geleni yapmazsak Rabbimizin huzurunda nasıl hesap vereceğiz?  İçimde susmayan çığlıklarım var. Uzun zamandır yazıp duruyorum. Kimileri deli diyor? Kimileri uzaktan izliyor ve sadece susuyor…

Derdim hepinizin malumu, duyarlı olan tüm kardeşlerimin derdi aslında. Toplumda günden güne büyüyen bir ahlaki erezyon var ve çoğumuz sadece başımızı kuma gömerek yaşamaya devam ediyoruz. Gençlerimizin hali, susmaksızın ağlamayı hak edecek cinsten. Evlilik nedir, aile nedir bilmiyorlar. Onlarca mail ve mesaj alıyorum hergün. Azımsanmayacak kadar önemli bir kısmı eşlerinin kendilerini aldattığını söylüyor.

Daha dün genç bir kardeşimiz yazmıştı. Daha 24 yaşında, 3.5 yıllık evli. Eşi kendisini yanında çalışan bir hanımla aldatıyormuş. Dertler, sıkıntılar büyük. “Ne yapayım abla” diyor. ” Ayrılayım mı, yoksa susup bekleyeyim mi?”

Ne denir Allah aşkına? Ne denir? Nasıl derim “Ayrıl”, veya “Onursuzca sus ve bekle” nasıl derim?! Kadın kocasına mesaj atmış gece yarısı: “İyi geceler kocacığım” diye. İğrendim, midem bulandı. Ya o gencecik kadıncağız ne hale gelir böyle bir mesajı okuyunca. Evet kocası aşağılık bir iş yapıyor. Peki karısını aldattığı kadın?  O da bir kadın ve karşıdakinin evli olduğunu biliyor.

Aldatmak  aşağılık bir hareket ve çoğu insan apaçık veya dolaylı yollarla eşlerini aldatıyor. İş yerinde çalıştığı erkekle sulu şakalar yapan, ciddiyetini kaybeden bir kadın da bir nevi eşini aldatıyor. Erkek için de aynı şey geçerli.  Facebook veya farklı sitelerde ahlaksız görüntüler seyreden ve hayal kuran insan da eşini aldatıyor.

Bir yanım da kızamıyor bu insanlara. Baktığımız her yanda, gördüğümüz pek çok şey bize tek bir şey hatırlatıyor. “Cinsellik”!  Tv dizileri, reklamlar, afişler, gazeteler sadece kadını kullanıyor. Çünkü onlara göre en ucuz malzeme kadın. Bir erkek, görsel olarak bir kadına çok çabuk ulaşabiliyor. Bakıyor, seyrediyor, hayalinde büyütüyor ve sonra sahip olmak istiyor.  İşte bu noktada pek çok insan aldatma, sapkın fiiller içine giriyor.  Maalesef herkesin iradesi aynı oranda güçlü değil. Kimi arzularına gem vuruyor. Sabrediyor. Kimi de nefsine  yenik düşüyor. Göz, edepsizlikleri gördükçe, haya  azalıyor. Ne yazık ki hafıza da zayıflıyor. ( Sevgili kardeşim Özgecan bu konuyla alakalı güzel bir anekdot paylaşmıştı. Onu tekrar hatırlatmasını rica ediyorum kendisinden)

Ne garip bir hale geldik ki; İslam da olan bazı kuralları dillendirmek, Müslümanlar tarafından bile tepki almamıza yol açıyor. Kalkıp da “Bir kadın, yabancı bir erkekle aynı ortamda nasıl çalışır, süslenip püslenip, erkeklerin içine nasıl girer?” diye soramıyoruz?  “Bir erkek nasıl bayan kuaförü olur, nasıl bayan iç çamaşırı satar ve nasıl tahrik olmaz?” diye veya “Bir kadın nasıl iç çamaşırı satan bir erkekten şu beden çamaşır ister, erkek kuaföre nasıl saçına elletir” diye soramıyoruz…

Nerde kaldı edep, haya? Utanma duygusu elden gittiği zaman, insanın yapamayacağı şey yoktur. Bütün Peygamberler, ümmetlerine şu sözü öğretmişti:  “Utanmıyorsan dilediğini Yap” Peygamber ahlakıyla ahlaklanmadığımız sürece, toplumdaki kokuşmuşluğun önü alınamayacak.

Anneler size sesleniyorum: Allah aşkına çocuklarınıza İslam’ı anlatın. Edebi, utanmayı öğretin.  Tv dizilerinin çoğundan, reklamlardan, internetteki pek çok siteden uzak tutun onları. Evlenecek olan çocuklarınız için, zenginlikten, kariyerden önce Müslüman gençler arayın. Unutmayalım ki: “Derdi Allah rızası olmayanın, iki dünyası da berbat olur.”   

Evet biliyorum, çoğunuz içli köfte açamıyorsunuz. Ama bakın ben yine sizi düşünüp bir güzellik yaptım. İçi olmayan içli köfteyle karşınızdayım bugün.  Tek kelimeyle nefis ve bence risksiz bir tarif.  Ben tariflere yalancı diye başlık atılmasını sevmiyorum ama aramalarda kolay bulunsun diye mecburen bu başlığı attım.  Bakalım sevdiklerinizi şaşırtacak bu kolay ve leziz tarifi nasıl yapıyormuşuz;

TAVUKLU İÇSİZ İÇLİ KÖFTE TARİFİ

Malzemeler

  • 2 su bardağı ince bulgur
  • Islatmak için 1.5 su bardağı ılık su
  • 350 gr. tavuk kıyması
  • 2 orta boy haşlanmış patates
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 orta boy soğan
  • Yarım demet maydanoz
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • 2 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
  • 1 çay kaşığı yeni bahar
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 1.5 tatlı kaşığı tuz
  • 3 yemek kaşığı iyi çekilmiş ceviz içi


Yalancı içli köftenin Yapımı

  • Bulguru yoğurma kabına alıp üzerine 1.5 su bardağı suyu dökün ve karıştırın.
  • Yarım saat kadar dinlenmeye bırakın.
  • İçine tavuk kıyması, rendelenmiş veya püre yapılmış patatesi, küçük doğranmış soğan ve maydanozu, cevizi ve baharatları katıp yoğurun.
  • Çok yoğurmaya gerek yok. 5-6 dakika yoğurmanız yeterli.
  • Elinizi ıslatarak hamurdan 2 ceviz büyüklüğünde parçalar alın ve yuvarlayın. Uçlarını içli köfteye benzemesi için sivriltin.
  • Bir tepsiye dizip üzerini bir poşetle kapatın ve dolapta 1 saat kadar dinlenmeye bırakın.
  • Daha sonra kızgın ve bol yağda orta ateşte kızartın.
  • Yüksek ateşte içi pişmeyebilir dikkatli olun.
  • Afiyet şifa olsun. Şükrünüz bol olsun

İçli köftenin sahicilerini de yapmıştık. Hatırlayalım mı?

Patatesli içli köfte

Analı kızlı içli köfte

Pazılı içli köfte

Mardin usulü içli köfte

Kıyma makinasıyla içli köfte