Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zâlimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalblerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrâiloğullarına lânet ettiği gibi size de lânet eder.
(Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 17)

Allah’ın selamı üzerinize olsun güllerim,

Hayatımız, ölümümüzün ardından farklı yaşanmış hikayeler olarak, geride kalanlara yadigar kalıyor.  Hikayelerimizin konusunu biz belirlemiyoruz ancak, hikayenin arasına güzel veya kötü satırlar ekleme iradesine sahibiz… farkettim ki, çevremizi çok irdeliyor, dünyalık hataları çok eleştiriyoruz…

Çenemiz çok düşük. Laf edecek ne çok şey var. Falanın çocuğu, filanın kocası-karısı… Elin mutfak havlusu, ayağındaki çorabı, bulaşık makinasına yanlış tabak dizmesine kadar laf ediyoruz. Ellerin çöpüyle uğraşacağımıza, kendi gözümüzde büyüdükçe büyüyen şu mertekleri fark edebilsek, insanların karakteristik özelliklerine karşı bakış açımızı değiştirebilsek  ne iyi olurdu değil mi?

Hikayeyle giriş yapmıştım ya, sevdiğim bir hikayeyle bitireyim mevzuyu:

Kirli Pencere
Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş.

Kadın kocasına
‘Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru deterjanı kullanmıyor.’ demiş.

Kocası ona bakmış, hiçbir şey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.

Kadın, komsusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş. Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış:

‘Bak’ demiş kocasına ‘Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’

‘Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş kocası.

Güzel kardeşlerimizden Hilal kendi gibi güzel bir tarif göndermiş bize. Daha evvel elmalı tart yapmıştım ama, Hilal’in turtası pek bir sükseli göründü gözüme. Yaprak şeklinde kesilmiş hamurlar, ayrı bir hava vermiş turtaya. Yaprakları görünce güz geldi aklıma. Doğru ya, onu da  tüketeli çok olmuştu…

Hilal’im tarif için teşekkür ediyorum canım. Ablacığını bugünün tarifini vermek konusunda rahatlattın ya, Allah da seni rahatlatsın 🙂

Yaprak Modelli Elmalı Turta

MALZEMELER
125 gr tereyağı (oda ısısında)
1 yumurta
1 yumurta kabuğunun yarısı kadar su
6 yemek kaşığı toz şeker
1 kabartma tozu
1 vanilya
alabildiğince un (ben tam ölçmedim ama yaklaşık 3,5 su bardağına tekabül ediyor)

YAPILIŞI :

Yumurtayla şekeri iyice çırpıyoruz sonra suyu ilave edip tekrar çırpıyoruz sonra tereyağını da ilave edip elimizle şöyle bir karıştırıyoruz daha sonra elenmiş unumuzu ve kabarta tozuyla vanilyayı da ekleyip güzelce yoğuruyoruz hamurumuz ele yapışmayan bir hamur oluyor daha sonra dinlenmesi için hamurumuzu 15-20 dk dolapta dinlendiriyoruz.
Bu arada iç harcını hazırlıyoruz 3 tane güzel elmayı rendeliyoruz elmalar suyunu çekene kadar pişiriyoruz daha sonra içerisine ceviz ve tarçın ilave edip harcımızı hazırlıyoruz dolapta dinlenen hamurumuzu ortadan ikiye bölüyoruz ilk hamurumuzu merdaneyle yardımıyla tart kalıbımızın ölçüsünde açıp hamuru içine yerleştiriyoruz daha sonra iç harcımızı döküyoruz daha sonra kalan hamurumuzu da merdaneyle açıp yaprak şeklindeki kalıplarla kesip başlıyoruz dizmeye bitene kadar bu işlemi tekrarlıyoruz. işlem bitince 175-180C üstü kızarana kadar pişiyoruz turtamız soğuyunca üzerine pudra şekeri döküp servis ediyoruz. Afiyet olsun.  Turtamız bir gün dinlenirse daha güzel ve yumuşak oluyor.