Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size akl edebilecek kimsenin akledebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur. (Fatır: 37)

Selamun aleykum kardeşlerim

Hayırlı, huzurlu bir hafta dilerim cümlenize. Hayat ne garip… Bir yanda onlarca, yüzlerce insan katlediliyor. Bazen bunların haber değeri bile olmuyor. Bir yanda bir ünlü ölüyor. Günlerce TV de, gazetede boy boy haberleri veriliyor…

İyi gazeteciydi, iyi yazardı, neşeli bir insandı, iyi muhabirdi diyorlar. “Cenazesi bile büyük bir şov oldu” diye övünüyorlar…Dolu dolu yaşadı hayatını, her anından keyif almayı bildi ama “Erken oldu ölümü, kabul etmek mümkün değil!” diyorlar…

Hayatı boyu camiyi tanımadığını, namaz kılmadığını söyleyen biri, bakıyorsunuz tezat bir şekilde musalla taşında namazının kılınmasını bekliyor. Üzerine ayet yazılı yeşil bir örtü serilmiş mevtanın. “Her nefis ölümü tadacaktır” yazıyor…

“Laiklik, çağdaşlık” diyorlar, “Şeriata hayır!” diyorlar. Sakallı, tesettürlü birini gördüler mi öcü görmüş gibi oluyorlar. Sonra bir gün vakitleri dolup ölünce, tamamen şeriatın hüküm sürdüğü gerçek bir diyara gidiyorlar. Arkalarından alkış tutuluyor, dünyaya ait yaptıkları sıralanıyor. Fakat kimse gittiği yerde, ona: İslam’dan, Peygamber’den, Namaz’dan sorulduğunu bilmiyor… Kendilerinin övündüğü pek çok işinden dolayı ölünün orada azap göreceğini bilmiyor…

“Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir; (ey insan!) işte bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir denir.” (Kaf, 50/19)

Rabbim bize Razı olacağın bir hayatı yaşamayı nasip eyle ve ancak Müslümanlardan olarak canımızı al. Son nefeste pişman olanlardan eyleme bizi.

“Allah’ım! Cehennem azabından Sana sığınırım.
Kabir azabından Sana sığınırım.
Hayat ve ölüm fitnesinden Sana sığınırım.
Mesih Deccal’in şerrinden Sana sığınırım.”
(İbn Hıbbân, İstiaze, No: 999; Nesâî, İstiâze, 27, 47; Buhârî, De’avât, 37)

Tuzlu kekleri ailecek çok seviyoruz. Peynirli, ıspanaklı, patatesli hemen her çeşidini yaptım bu kekin. Karnabaharlı kek neden olmasın diye mutfağa dalıp, kekimi yapıverdim. Çayımda ocakta hazırdı. Allah’a hamd olsun. Rabbim bizleri her daim şükredenlerden eylesin. Çok lezzetli bir kek olmuştu.

Bakın bakalım keki nasıl yapmışım:

KARNABAHARLI KEK TARİFİ

Malzemeler

  • 300 gr. karnabahar (2 büyük çiçek)
  • 1 adet pırasa
  • Yarım demet maydanoz, yarım demet dereotu
  • 1 büyük çay bardağı peynir
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • Yarım su bardağı zeytinyağı
  • 1 çay bardağı mısır unu
  • 2 su bardağı normal un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1.5 çay kaşığı karabiber
  • Arzuya göre pulbiber


Karnabaharlı Kek Nasıl Yapılır?

  • Karnabaharı küçük küçük doğrayın. Çok az suda veya buharda haşlayın. Ben buharda haşladım.
  • Pırasayı, maydanoz ve dereotunu küçük küçük doğrayın.
  • Karabiber ve tuzu ekleyip malzemeleri harmanlayın.
  • Yumurtayı, sütü, yağı koyup karıştırın.
  • Unu ve kabartma tozunu da ekleyip kek hamurundan katı bir hamur elde edin.
  • Yağlanmış tepsiye hamuru döküp 200 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
  • 20 dakika kadar dinlendirip dilimleyerek servis edin.
  • Afiyet şifa olsun.