
Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım.
Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum! Hud Suresi 47
Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum! Hud Suresi 47
Sümeyra’mız kendi yaptığı kolay bir patates kızartmasını göndermiş bize. O bir genç kız ama mutfakta oldukça iyi. Yalnız resimdeki ketçap ve mayonezin ev yapımı olduğunu varsayıyorum. Hazır olanlara aman yaklaşmayın!Sözü hemen Sümeyra’ya verelim 😉
Tarifi şöyle:
Tavaya resimde göründüğü gibi az miktarda sıvıyağ koyuyoruz.Yağ ısındıktan sonra patatesleri koyuyoruz.Ve tavanın ağzını kapatıyoruz.Hemen hemen 5 dk sonra tavanın kapağını açıyoruz.Ve karıştırıyoruz.Orta ateşte pişirmeye devam ediyoruz.(Eğer ateş çok harlı olursa patateslerin içi pişmeden yanar.) Ve arada böyle karıştırarak kızartmaya devam ediyoruz.Ama biraz sık karıştırın derim her tarafının eşit kızarması için.

*Patatesleri bu yöntemle kızartırsanız hem daha az yağ harcamış olursunuz hem de daha sağlıklı olur bence 🙂
*Ayrıca çok da çabuk kızarıyor.Acil misafir gelince çayın yanına çok pratik oluyor benden söylemesi 🙂
Afiyet Olsun Canlar 🙂
SÜMEYRA
**********************************
DERTLEŞMEK RAHATLATIR…
Azıcık dertleşmek istedim bugün sizinle. Bunun için en baştaki tarifin altına değil de, bu tarifin altına yazmayı tercih ettim. Böyle biraz daha biz bize kalacakmışız gibi geldi..:)
Farkındaysanız bu aralar durgunum biraz. Garip bir şekilde tükenmişlik hissine kapılıyorum. Bu sadece tarif vermekle alakalı değil. Bu kısım en kolay olanı. Zaten bu konuda kardeşlerimiz çok yardımcı oluyorlar. Allah onlardan da sizden de razı olsun.
“Kafam kamaşıyor bazı şeylerden” diyordu şair. Gerçekten bu aralar, adını koyamadığım bazı şeylerden kafam kamaşıyor…
Çok kişiyiz artık. Hayli büyük bir aile olduk. Hepimiz farklı karakterlerde, hepimiz ayrı bir alemiz. Her birimiz Allah’ın ayetlerinden bir ayetiz.
İnsanlar bazen en yakınlarındakilerle anlaşamıyorken, birbirini hiç tanımayan insanların arada bir anlaşamadığı konuların olması çok normal.
İnsanlar bazen en yakınlarındakilerle anlaşamıyorken, birbirini hiç tanımayan insanların arada bir anlaşamadığı konuların olması çok normal.
Sanal alemde kendimizi ifade etmemiz çoğu kez çok zordur. Çünkü mimikler, ifadeler olmadan yazışırız. Yanlış anlaşılmak ise en büyük kâbusumuzdur…
Bu sayfada yılların verdiği tanışmışlıkla daha iyi anlaştığım kişiler var. Ne onlar bana, ne de ben onlara kırılmam. Gerektiği zamanlarda birbirimizi uyarırız, bazen abla, bazen kardeş oluruz.
Bazı kardeşlerimiz ise çok sabırsızdır. Küsenler, alınanlar, kızanlar olur. Gidipde bir daha gelmeyenler, uzaktan izleyip ses çıkarmayanlar olur. Onlar genelde hayata dair tecrübeleri az olan genç kardeşlerimizdir.
Ben bir kaç gündür, kendimi gereği gibi ifade edememenin sıkıntısını çektim. Ayrıntılar bana kalsın… Sizden ricam şu ki, lütfen bana kırılmayın, darılmayın. Kızdığınız hususlarda bana yazın ama küsüp gitmeyin. (bunu genel olarak yazıyorum. Kimse üstüne alınmasın)
Hergün onlarca insanla muhatap oluyor, cevap vermek zorunda kalıyorum. Bu benim için taşınması zor bir yük haline geldi.Hele “beni sevmiyorsun”, “beni hiç sormuyorsun”, “niye bana cevap vermedin” gibi soruların altında ciddi anlamda eziliyorum.
Dün Elif Zeynebim; “Abla artık eskisi gibi yazılar yazmıyorsun” deyince; “Kendimi şarjı bitmiş bir pil gibi hissediyorum” dedim. Unutkanlıklarım oluyor. Cümlelerimi toparlayamıyorum…
Bazımız tüy gibi hafif, bazımız dağ gibi ağır oluyoruz…
Çok şey mi istiyorum bilmem ama, lütfen azıcık daha anlayış rica ediyorum sizden. Yorumlara cevap veremediysem, maillere geri dönemediysem bana kırılmayın. “Beni unuttun mu, beni sevmiyor musun” gibi çocuksu soruları bırakın artık! Ayrı ayrı açıklama yapma ihtiyacı beni yoruyor.
En ufak bir hususta gurur yapmayın. Yada giderken, vicdanımı yersiz yere rahatsız eden cümleler bırakıp gitmeyin. Kalp mi kırdım düşüncesiyle yıpranıyorum. Sayfamızın sağlıklı devam edebilmesi için biraz daha anlayış lütfen kardeşlerim…
Burası hepimizin paylaşım yeri oldu. Bunca pisliklerin olduğu sanal alemde temiz bir ortam, güvenilir insanlar bulup konuşabiliyor, bazı konuları tartışabiliyorsak, bu da Rabbimizin bahşettiği bir nimettir ve bunun da kadrini bilmek gerekir. Ben burayı bana ait bir yer gibi görmüyorum. Siz olmasanız, yazmasanız tek başına benim ne anlamım olur ki?
Sizin yorumlarınız, gönderdiğiniz tarifler, her biri bu sayfada bir iz bırakıyor. Her birinin ayrı bir değeri, kıymeti var benim için.
Off! geri dönüp okumayacağım yazdıklarımı. Kendimi yeterince ifade edebildiğimden de emin değilim…:((
Çok karmaşık yazsam da beni anlayacağınızı biliyorum. Hepinizi ALLAH için çok seviyorum…
Cahide
ellerine sağlık sümeyra kardeşim, ben de yapıyorum arada bu tarifi, oğlum klasik olanı ve ablamın hani unlu nişastalı kızartması var ya onu seviyor kızımla yiyoruz, müsadenle bildiğim püf noktaları, hasretin dediği gibi, ince tavada olması, beyaz değil sarı sert patates olması, ilk koyduğunda yağ her yerine dağılsın diye karıştırdıktan sonra sararıncaya kadar karıştırılmaması. ben varsa eğer dibinde kalan azıcık yağa bir domatesi kabuğuyla dörde beşe bölüp hızlıca soteleyip, üzerine de kekik serpip servis yapıyorum, biberde varsa kalan yağda oda olur.
BeğenBeğen
Teşekkür ederim abla . Senin domatesli kekikli yöntem de çok güzelmis denerim inşallah 🙂
BeğenBeğen
gönlümden geçen çok şey elimden gelmiyor, teselli cümleleri de bilmiyorum, telefonda konuştuğum zaman çok söyleyeceklerimi unutup, aklıma geleni söylüyorum, bu da öyle içimden gelen bir hediye, uzun ve sıkıcı, alakasız 🙂 ilgi alanına girmeyenler geçip gider zaten , öncelikle canım ablacığıma, sonra da içinden gelerek, emeğini , vaktini, hakkını helal ederek okuyanlara;
koca koca binalar utanmışlar büyüklenmeye. küçülerek büyümeyi öğrenememiş insan,büyüdükçe küçülmüş, ezilmiş, un-ufak olmuş kaldırımlarda.
bir sıcaklık, bir sıkıntı basmış göğüsleri, yetmemiş üstüne ulu bir dağ silkelenmesi, kar tozu serpmiş şehrin eteklerine. eteklerine memleketin her rengini, ve en sevilen rengin her tonunu takıp çıkmış bir kız ortaya, ey bursa demiş, bursa benim, aslında yeşil di benim adım, yavuklumun adı bursaydı, bursa diye diye vurdum kendimi, göllere, denizlere, dağlara, adımı unutup şehrin ahalisi, bursa nın yavuklusu dediler, bursa kaldı adım o zamandan bu zamana.
son zamanlarda adım çok geçince, dualara da ayrıca, borcumu ödemek istedim, gönül borcu gönül diliyle ödenmeli dedim. son söz; neden makine varken bulaşığı elde yıkıyorsun diyorlar, su sesini makine sesinden daha çok seviyorum diyorum. 🙂
BeğenBeğen
ben bu güzel yazının yorumunu telefonda yapmak istiyorum ve seni arıyorum elifciğim 🙂
BeğenBeğen
Alakasızın benimle alakalı olduğunu düşünüyorum. Aslında alakasız derken; birbirinden bağımsız, farklı konular demek istemiştim 🙂 Yani güzel bir şey dedim gerçekten 😉 Bursa’ya Mektup’u da okudum, beğendim 🙂
BeğenBeğen
anladım canım kardeşim, zaten alıngan tavırla değil gülücükle dedim. arada alınganlığım tutar ama çabuk geçer, burada alınarak değil severek söyledim, haklısın , alakalısın, takiptesin 🙂 ben senin ailede mutlulukla ilgili yazılarını özledim serapcığım.
BeğenBeğen
CAHİDEM Kuyulardamı kaldın”YUSUF” gelir üzülme… Ateşlere mi daldın “İBRAHİM” gelir üzülme Dalgalar mı boğuyor “YUNUS” gelir üzülme …Güneş yakmayamı başladı “ŞEMS” gelir üzülme…Yaraların mı çoğaldı “EYYÜP” gelir üzülme…Bütün kapılar mı kapandı;bir kapıyı kapatan bin tane açar üzülme…Sen yeterki gönülden bir”YA RABB” DE O(cc) mutlaka “buyur ey kulum!..”diyecektir…üzülme…(samimiyetimi mazur gör tanımazsın bilmezsin ama ben hergün sayfanı bakalım neler yapmış diye açanlardanım yorum yazmasam da sizinle yüreğim)(kardeşim şair ne güzel söyler BU DAVA HOR ,BU DAVA ÖKSÜZ,BU DAVA BÜYÜK…Kuyulara düşmeden, ateşlerde yanmadan,muhacir olmadan yaşayanlara bakma sen “ali imran139 Öyleyse yılmayın,gevşemeyin ve üzülmeyin,eğer iman ediyorsanız,mutlaka siz üstün geleceksiniz” ALLAH yardımcın olsun
BeğenBeğen
Bu pek kizartmaya benzemedi haslanmis gibi bisey oldu ve patatesler dagildi anlamadim…
BeğenBeğen
Eger agzi kapali kizartirsaniz kizarmaz sadece içi pişer . Birde yağını cok koyarsanız da dışı kizarmadan içi pişer. .
BeğenBeğen
Tessekkur ederim bide dediklerinizi dikkate alarak deniyecegim.
BeğenBeğen
Rica ederim 🙂 inşallah iyi sonuç alırsınız.
BeğenBeğen
Sumeyram benim tatli kardesim ellerine saglik.hem az yagli oldugu hemde cok kizarmadigi icin gayet saglikli bir patates kizartmasi olmush. 🙂
ah Canim ablam dertleshmek cok guzel ama dertleshecegin insanlarin oldugunu bile bile onlara ulashamamak cok daha uzucu.Allah bir daha sikinti vermesin.amin.guzel ablam sizi cok seviyorum.
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim Aisha ablacım:)
BeğenBeğen
Allah azze ve cellenin seamı üzerinize olsun kardeşime bir tavsiye vereceğim bazan inzivaya çekilmek lazım bir nevi duldurulup boşalan piller gibiyiz diyebiliriz kendimizin dışındakilere kendimizden çok zaman ayırır ve düşünürsek aşırı derecede tükenmiş hissedip bitap düşmüş bir psikoloji içerisine girebiliriz bunu tedavi etmenin en güzel yolu kendimizi ve zihnimizi bazan yalnız bırakıp inzivaya çekilmek gerekli tekrar şarj olmamızın en güzel ve etkili yolu budur sevgi ve barış içinde kalın kardeşiniz kamil…
BeğenBeğen