Son olarak yazdığım “Annen Çalışıyor mu?” yazısına Serap Kardeşimiz çok güzel yorumlar yapmış. Arada kaynayıp gitmesine gönlüm razı olmadı. Özellikle son yazıda tepki gösterenler yazıyı okumalı.

1. Yorum..:) 

Tek Maaşla Nasıl Geçim Yapılır?

Bende ev hanımlarına layık oldukları itibarın tekrar verilmesi gerektiğini düşünüyorum ve tabi ev hanımlarının gerçek bir ev hanımlığı yapmaya artık başlaması gerektiğini.

Ev hanımları yıllarca medya propagandasına maruz kaldı. Toplumdaki algı öylesine değiştirildi ki ev hanımları bile bir süre sonra kendilerini işe yaramaz görmeye başladı. Bir meslek sahibi olmamaktan, ellerinde diploma olmamasından utanır oldular. Ben canlı tanığıyım bu durumun. Üniversiteye gidememiş olmaktan bin pişman olanı, kendini ezik hissedeni de gördüm, sen nasıl ev hanımısın, ne güzel ifade ediyorsun kendini (!) diyeni de…

Çalışmak ve kadın kelimeleri aynı cümle içerisinde kullanıldığında pustukları yerden canhıraş atlayan, hiçte bile, ama öyle, ama böyle diyenler biraz dursun düşünsün. Yazılan yazıların sonunu getiriyor musunuz? Okuduklarınızı kafanızda bir süre tahlil ediyor musunuz? Vicdanınıza soruyor musunuz nedir, ne değildir diye? Yoksa anlamak istediğiniz kadarıyla yetinip hemen klavyeye mi sarılıyorsunuz?
Ben 2 üniversite mezunuyum, evlenmeden önce çalışıyordum, Allah affetsin. Çalışmak gibi bir düşünce içerisinde değilim ama öyle bir isteğim olsa kriterlerime uyacak bir yer olduğunu hiç sanmıyorum. Çalışan hanımlardan bu konuda yardım bekliyorum var mı bildiğiniz bir yer?

Siz gerçekten uzun ve bol dış kıyafetinizle, geniş, omuzlardan sarkan göğsünüzü örten başörtünüzle çalışabiliyor musunuz?

Çalışırken kesinlikle bir erkekle konuşmamayı, selamlaşmamayı, ilgisini çekmemeyi, size namahrem biriyle aynı odada bir dakikalığına bile olsa başbaşa kalmamayı, halvet oluşturacak bir manzara oluşturmamayı başarabiliyor musunuz?

Gerçekten çalışmak uğruna hiçbir sorumluluğunuzu ihmal etmediğinizi düşünüyor musunuz?

Çocuğunuz size istediğiniz her an ulaşabiliyor mu yoksa mesai bitimini mi bekliyor?

Hakikaten bir süre sonra laçkalaşmıyor mu ilişkiler? Göz görünce, gönülde normal sayar olmuyor mu çarpıklıkları?…

Hz. Hatice de çalışıyordu da sabah 8 de evinden çıkıp akşama kadar ofisinde erkeklerle beraber mi çalışıyordu? Benim bildiğim evinde bir yandan çocuklarıyla meşgulken bir yandan da güvendiği kişileri kervanının başına koyarak ticaret yapıyordu. Ki sabahın köründe yollara düşüyor olsa bile onun zamanında tesettür emri bile yoktu. Hiç bunu düşünüyor musunuz acaba?

Nedense bir mevzu açılınca hemen e o da öyle, şu da şöyle diye bir kıyas yapma çabası içerisine giriyoruz. Olması gereken tesettürü anlatmak istesen ya tesettürlü olmayanlar karşı çıkıyor biz Müslüman değil miyiz diye ya da güya tesettürlüler öne sürülüyor siz önce onlara bakın diye.
Sizi ev hanımlığının içini boşaltanlarla mücadele etmekten alıkoyan nedir? Bir yerlerde bazı kadınlar öğlene kadar uyuyor, yemek yapmıyor, evi pis, çocuğuna bakmıyor, kaliteli(!) zaman geçirmiyorsa napalım yani hepimiz çalışmaya mı başlayalım?

Çalışırken vicdanı kan ağlayan, işe ayaklarını sürüyerek giden hanımların Allah yardımcısı olsun. Onlar çoğu zaman yorumlarda yorgunluktan, görevlerini yerine getiremiyor olmaktan, çocuklarına olan özlemlerinden, onlara akşamları bir tabak meyve soyacak halleri, akılları kalmadığından yakınıyorlar. Siz; ben her şeye yetişiyorum, tüm işlerimi mükemmel yapıyorum, çocuğumla ailemle kaliteli vakit geçiriyorum, tesettürüm ibadetimde olması gerektiği gibi diyen hanımlar, böyle düşünmeyenlerde var neden üstünüze alınıyorsunuz.

Bütün dünya takmış bir kadın okumalı, kadın çalışmalı anlamadım gitti. Eşime girdiği mülakatta ailenden bahset demişler. Mevzu bana gelmiş üniversite mezunu ama çalışmıyor, çocuğumuzla ilgileniyor demiş. E, peki ileride çalışacak mı diye sormuşlar. Öyle bir düşüncemiz yok diye cevap vermiş. Gülmüş jüridekiler, niye güldüler, neden sordular, bu kadar ilgilenmelerine sebep ne anlamadım doğrusu. İlla birinin emrinde çalışmak için mi okunuyor bu okullar. Karar verdim bir okul daha okuyacağım diplomalarımı da mutfağıma asacağım sıra sıra :D

Bugün Ha Çocuk Ha Cennet sohbetini tekrar dinledim. Mevzu o kadar ince, o kadar hassas ki telaşa kapılmamak elde değil. Bir saat değil, iki saat değil tüm gün boyunca siz başında değilken çocuğunuzun, kusura bakmayın ama çocuğunuzla şeytan ilgileniyor. Zaten kadın çalışsın, ayakları üzerinde dursun dedirten de o değil mi? Evde oturup tv karşısına dikeceğime, çalışıyorum ama dini kreşe gönderiyorum demeyin. O şekilde evde oturanlara karşı bir muhabbet beslemiyorum. Ayrıca sokaklar, küçüklüğünde tüm yazı Kur’an Kursunda geçirmiş; gençler, adamlar, kadınlarla dolu. Kaçının üzerinde Kur’an dan eser var?
Evliliklerimiz bile birgün bitebileceği düşüncesiyle başlıyor. Siz “bu adam ilerde beni bırakır, ortada kalmayayım, kenara atayım 3-5” derseniz o adamda bir gün sizi gerçekten bırakır. Siz kördüğüm gibi bağlanmamışsınız ki birbirinize taa en başında. Kuşkuyla bakar olmuşsunuz. Acabayla ömür mü geçer? Eşimiz çocuğumuz bizim ya cennetimiz ya cehennemimiz. Birbirimize öyle bakmalıyız.

Birde tek maaşla ev o kadar güzel çevriliyor ki inanmazsınız. Basit bir iktisadi kural; Ne kadar geliriniz varsa o kadar gideriniz olur ;)

Allah nitelikli ev hanımlarının sayısını arttırsın, çalışmak istemediği halde çalışanlara hayırlı kapılar açsın, hem çalışırım hem her şeyi de mükemmel yaparım diyenlere selamet versin :)


2. Yorum…:)

Kaliteli Zaman Dedikleri Ne Ola ki?

Calisma hayatinda pek muhim isler pesinde kostuklarini ima edenlere, calisan ev hanimi mi olurmus diye kucumseyenlere diyorum ki ne is yapiyorsunuz? Soyleyin bizde bilelim su insanlik icin pek onemli isinizi.

Bir yazi okumustum. Yapilan bir arastirmadan bahsediyordu. 8 saatlik mesai icerisinde japonlar 7 saat, almanlar 6 saat, fransizlar … diye millet millet bir mesai saati icerisinde gosterilen performanstan bahsediyordu. Turkler 8 saatlik mesai boyunca sadece 37 dakika calisiyormus. Ben arastirmanin yalancisiyim. Esime anlattigimda cok bile soylemisler bazi gunler o kadar bile calismiyoruz demisti. Sahi siz cok mesgul calisan bayanlar, ne yapiyorsunuz bu geri kalmislarin yemek sayfasinda biraz ileri gitsenize! Patronlariniz yemek bloglarinda gezin diye mi para veriyor size?

Uretimden kastiniz tam olarak nedir? Simdiye kadar neler uretmissiniz biraz paylasin bizimle ne olur?

Şu kaliteli zaman saçmaligini milletin kafasina sokan kisi kim onuda pek bir merak etmekteyim. Amaci boyle akla ziyan bir seye kadinlari inandirip, bir erkege yaptirdiginda daha yuksek maas odeceyecegi isi kadina yaptirip ucuz calistirmak birde ustune zulum etmek, strez topun cevirmek mi artik suphelerim var.

Benim oglum 9 aylik, anlamaz kaliteli zamandan falan. Karni aciktigindaa ben yaninda miyim, bir yeri acidiginda ben hemen acisina merhem olmus muyum ona bakar.
Cocugunuz her ihtiyac duydugunda siz orada misiniz? Kadinin disari cikarmaya ant icmis seytan daha neler cikaracak basimiza bilemiyorum.
Sozlerim istedigi icin calisan, calistigi icin buyuklenmeyen ev hanimligini kucumsemeyen, gerçekten tesetturuyle calisabilen, her isine yetisen kadinlara degildir. Rabbim herkese istedigi gibi yasamayi nasip etsin.

SERAP

Okumadan geçmeyin:

Kim zengin, kim fakir, rızık nedir ki?

Kaç Süslü Teyze, Bir Anne Eder?

Çalışan Bir kadının iç Sesleri

Kadının Yeri Evidir!