salata

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla,

O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür! (İbrâhim: 34)

Es selamun aleykum dostlar. Bugünkü ayeti kaç kez paylaştım hatırlamıyorum. Hep gözümüzün önünde durmalı, her okuyuşumuzda tokat gibi inmeli hayatımıza, bizi silkeleyip kendimize getirmeli bu ayet. Bizim hayalini bile kurmaya güç yetiremediğimiz fakat muhtaç olduğumuz her şeyi verdi Rabbimiz bize. O vermese kulak nedir, göz nedir, akıl nedir nerden bilirdik? Nereden bilirdik güneşi, ayı, şeftali çiçeğinin rengini, arının bal yaptığını, zeytinden yağ çıktığını…

Kul olmanın güzelliğini, secdeyle şereflenmeyi, Allah için sevmenin, Allah için birbirimize dua etmenin huzurunu nereden bilirdik? Ne saymaya, ne kıymetini bilmeye gücümüz yetmiyor maalesef…

Tıpkı Rabbimizin buyurduğu gibi çok nankörüz. Nankörlüğün sadece isyan etmek olduğunu sanıyoruz. Oysa elimizde olan nimetlerin farkına varamamak, hep bir adım yukarıya gözümüzü dikmemiz de bir nankörlüktür. Hiç ücret ödemeden sahip olduğumuz şu beden nimetini, zaman, mekan ve mal nimetlerini Allah yolunda kullanmamakta bir nankörlüktür.

Bizi yaratan, tek ilah olan Rabbimizin emirleri dururken, modanın, medyanın, falan dizi, filan filmin, “izm”lerin  peşine takılmak ve bunları ilahlaştırmak nankörlük değil de nedir?

Bir misafir gelecek diye temizliği, yemekleri eksiksiz yapıp, bunlar uğruna namazları kolayca harcamak nankörlük değil midir? Her akşam iş dönüşü evine gelen, içkisi kumarı olmayan, sizi dövmeyen, size haram yedirmeyen eşinize sırf evlilik yıl dönümünüzü hatırlamadı, çiçek almadı diye küsmek, yakınmak nankörlük değil midir?

Kirasını ödeyebildiğiniz bir eviniz varken, Allah’ın haram kıldığı faizin vebalini düşünmeden, kredi çekip ev almaya çalışmak nankörlük değil midir?

Bir nimet daha var ki, biz onun da hiç kıymetini bilmiyoruz. O da VATAN nimetidir dostlar. Kendi topraklarımızda, kendi yurdumuzda güven içinde yaşayabilmek de büyük bir nimettir…

Allah bizleri, bize bahşettiği nimetlerin kadrini bilen, nimetleri  rızasına uygun kullanan kullarından eylesin. Amin

pancarlı salata

Yusuf ve Yunus’umuzun tatlı anneleri Birsen Abla’mız nefis bir salata tarifi göndermiş. Fakat Birsen Abla salatayı şalgam suyuyla yapmış. Benim şalgam suyum yoktu. Bu yüzden aynı rengi yakalayabilmek için kırmızı pancar kullandım. Harika bir salata oldu. Tarif için teşekkür ederim Birsen Abla’cığım  ♥ ♥ ♥

Şalgam suyuyla olması gerekirken pancarla yapılan bulgur salatası 🙂

Malzemeler

  • 1 büyük çay bardağı pilavlık bulgur
  • 2 büyük çay bardağı su
  • Küçük bir kırmızı pancarın yarısı
  • 1 çay bardağı mısır
  • 2 dal yeşil soğan
  • Yarım demet maydanoz
  • 2 yaprak kıvırcık marul
  • Varsa 4-5 dal dereotu ve nane
  • 1 iri diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • Yarım limon
  • Karabiber, çok az kimyon,
  • Zeytinyağı, tuz

Nasıl Yapılır?

  • Bulguru tencereye alın. Üzerine pancarı rendeleyin. Kaynamış suyu ve tuzu ekleyip suyunu çekene kadar pişirin.
  • Ilınınca baharatları ve rendelenmiş sarımsağı ekleyip karıştırın. Son olarak ince doğranmış yeşillikleri, mısırı, yağ, limon ve sirkeyi de ekleyip karıştırın.
  • Salatamız hazır. Afiyet şifa olsun.

NOT: Şalgam suyuyla tarifi hazırlamak isteyenler için, Birsen abla, 1 su bardağı bulgura, 1.5 su bardağı şalgam suyu olacak şekilde ölçü vermişti.

Unutmadan, Birsen Abla’mızın tatlı oğlu Yunus için gözlerinin açılması, konuşabilmesi ve yürüyebilmesi, Rabbimizin annesine güç vermesi için de dua etmeyi unutmayalım olur mu?