1AYAR ZAMANI (Serap’tan)

Halimizin izahı şudur ki; yeryüzünde Allah’ın verdiği canla, verdiği sayısız nimetlerden biri olan nefesle ‘ben oldum ya!’ zihniyetiyle gezinip duruyoruz. Cuma Namazı’na muhakkak giden, Ramazan ayında mükellef iftar sofraları kuran, bayramlarda yeni aldığımız bayramlıklarla güzel güzel gezen biziz çünkü, Maaşallah bize ne de güzel Müslümanız!

İlkokul çağında şartlarını ezberlediğimiz imanımızın tozunu alma vakti geldi de geçiyor. Sahi neydi; Allah’a iman? İman ettiğinin rızasını herkesin, her şeyin ve her arzunun üzerinde tutmak olabilir mi? Ya da kendini, işini O’na bırakmak, olaylar istemediğin yönde ilerleyince vardır bir hayır diye düşünmek, yap dediğini yapmak, yapma dediğinden kaçınmak olabilir mi? Nedir Peygamberlere iman? Peki ya Kitaplara iman? Resulullah aleyhissalatu vesselamın yolundan gitmiyor, kitabımızda yazanları umursamıyor, uygulamıyorsak ayar vaktimiz gelmiş besbelli. Müslümanız evet, ama ne kadar? Kadere imanın ne olduğunu bile çoktan unuttuk; yaptığımız planlar, olmayanı oldurma çabalarımız gösteriyor bunu bize.

Yoklama yapıyorum, burada olanlar parmak kaldırsın. Kim Resulullah aleyhissalatu vesselamı annesinden, babasından, kocasından, yavrusudan daha çok seviyor? Kaç kişi? Sevmek derken sosyal medyada güllü resimleri beğenmekten bahsetmiyorum. Gerçekten sevmek nedir biliyor muyuz? ‘Ben, ben’ diye parmak kaldıranlar ‘Resulullah dedi ki…’ ile başlayan bir cümlenin sonunda bence, bana göre, yaşadığımız çağa göre gibi cümleler kuruyorsa kalbini yoklasın. Orada Resulullah aleyhissalatu vesselamdan başka neler var?

İman ettik mi Allah’a, ettik Elhamdulillah! Peki ‘iman edenler iman edin!’ ayetinin ne kadar muhatabıyız düşünelim mi bugün? Hani biri bir şey söyler kalabalıklar içinde, bizi mi işaret ediyor yoksa yanımızdakini mi anlamayız da hiç üstümüze alınmayız. Israrla işaret edince, ‘ben mi?’ diyerek şaşırırız. Beklemiyoruzdur çünkü, ortada bizim işaret edileceğimiz bir durum yoktur bize göre. İşte aynı akıl tutulmasıyla hiç muhatap olmuyoruz bu ayetle.

‘Yahu benim yedi sülalem iman ehli, Türküm ve Müslümanım Elhamdulillah!’.

‘E niye namaz kılmıyorsun?’

‘Yav iş güç, koşturmaca’

‘Tesettür?’

‘Okul bitsin ondan sonra.’

‘Olur mu farz?’

‘Müslümanlık bir tek kıl kapatmak mı? Tarzıma aykırı.’

‘Oruç?’

‘Ramazan sınavlarıma denk geliyor. Sonuçta başarılı olmam dinimizin yükselmesi(!) için daha hayırlı.’

‘Ne okuyorsun?’

‘İşletme’

‘!!!…’

Zamanın kötülüğüne sığınamayız. Kendimize bulduğumuz bahaneleri sürekli tekrarlayıp içimizi rahatlatamayız. Şeytan bizi Allah’ın rahmetiyle kandırmaya çalışıyor. Kulağımıza fısıldanan ‘Allah affeder’ sözü gevşememize sebep oluyor. Rabbimizin merhameti sonsuz olduğu kadar azabı da çetin, cennet kadar cehennem de var. Yalnızca iman ettim diyenle, iman edip salih ameller işleyenler bir değil. Hepimiz yoklamalıyız kalbimizi, hepimiz bir adım geri gidip göz gezdirmeliyiz hayatımıza iman ettik dediğimiz hayatın ne kadarını yaşıyoruz.

Nureddin Yıldız Hocaefendi’nin verdiği iman tazeleyici ev ödevini uygulamaya koyalım. Unutmayalım bizim secdeye eğilmeyen başımıza, tesettüre bürünmeyen vücudumuza, Kur’an’laşamayan hayatımıza karşılık Elhamdulillah Müslümanım diyen dilimiz ne bize ne yavrularımıza bir fayda sağlamayacak.

“İman, hayat boyu korunması gereken bir nimettir. Tıpkı insanın nabzı gibi iman da artar eksilir, heyecanlanır, uyuşabilir mü’min. Her şeye ve her ortama hazır olmak sahabi olmaktır. Dün sana heyecan veren şeylerin bugün soğuk durması normaldir. Allah Teâlâ seni bir de bu şartlarda sınayacak demektir bu. Mekke’de yaşar gibi yaşamak, her an Bedir’deki gibi olmak mümkün değildir. Allah’ın en iyi kullarının bile böyle bir yaşantısı olmadı. Ezilip büzüldükleri, eğilip büküldükleri oldu ama imanlarını hiç kaybetmediler. Bu tıpkı insanın, uyurken uyanık olma durumuna göre biraz daha pasif kalmasına benzer bir durumdur. Sakın endişelenme, bırakıp gitme.

Kendine gel ve:

  • Çevreni kontrol et. Kur’an bilmeyen, sahabileri örnek almayan bir çevrede yaşıyor olabilirsin. Hemen kendine iyi denebilecek bir mü’min kardeş grubu bulmalısın. Gerekiyorsa mahalleni, şehrini değiştirmeye hazır ol.

  • İbadetlerinde aksatma yapıyor olabilirsin. Bilhassa namazlar çok önemlidir. Namazlardaki ihmal, çorap söküğü gibi gerisini getirir. Ne kadar sıkışık olursan ol, hiç olmazsa günde bir vakti cemaatle kılmaya çalış. Cemaatle namaz seni yeniden ayağa kaldırır.

– Kur’an okumalısın. Günde beş satır bile olsa Kur’an oku. O antibiyotik gibidir, seni ayağa kaldırır. Duayı elbette ihmal etmeyeceksin. Dua muazzam bir silahtır.

  • Bir sohbet halkasına katıl. Allah’ı zikreden, âyet,hadis okuyan, tefsir izleyen bir halkaya katıl.

– Sivil çalışmalardan birine aktif olarak katıl. Bilhassa yetimlerle ilgili bir iş bul kendine. Bedeninin zekâtını vermiş olursun.

– Bilhassa bilgisayar ve telefon gibi elektronik iblislik yapabilecek cihazlardan mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalış.”

Şimdi herkes ödevinin başına otursun. Bahar temizliğinden önce iman temizliğimizi yapalım inşaAllah.

SALİH’İN ANNESİ SERAP