tesettür

Bazı mektupları okurken gözyaşlarım yanaklarımdan süzülür gider. İşte o mektuplardan bir tanesi. 17 yaşında bir kız ve müslümanım diyenlerin bile unuttuğu hassasiyetleri dert ettiği bir mektup. Evinin sultanı olmaya, hakkıyla anne olmaya aday bir genç kız. Mektubu okuyan kaç kişi O’nu anlayabilir, hassasiyetlerine kaç kişi destek olur bilmiyorum. Fakat bu nadide çiçeğin naif mektubunu kendisinin izniyle sizinle de paylaşmak istiyorum.


“Ben imam hatip son sınıf öğrencisiyim. 17 yaşındayım ve 3 senedir kapalı olmama rağmen sadece 7 8 aydır tesettürlüyüm. İlk olarak eskiden korkarak baktığım feracelerle başladım sonra eşarbımı büyüttüm. Sonrasında o ferace bile benim içime sinmedi daha bol daha belli etmeyen şeyler giymeye başladım. Etrafımdaki bazı insanlar beğeniyle karşılarken bazısı abartı buldu. Ailemde tesettür meselesine benim kadar dikkat eden biri yok maalesef ve ben bu yüzden biraz göze batıyordum. Kısa sürede bu kadar değiştiğim için bir yerlere gittiğimi düşünenlerden bazı gruplara dahil olduğumu düşünen insanlara kadar birçok kişiyle karşılaştım.

Ama fiziksel görüntümle birlikte fikirlerim de değişmeye başlayınca işler iyice karıştı. Çoğu fikrimi söylemeyip içimde tutsam bile yaptığım birkaç uyarı insanları benden biraz uzaklaştırdı. Çok samimi olduğum arkadaşlarıma bu haramdır deyince ‘aman haramsa haram sizde çok abartıyorsunuz’ tepkisini aldım. Kendi öz kardeşimi uyarınca ‘sen sanki hep böyleydin, benden senin gibi olmamı bekleme’ tepkisini aldım. Ve daha bir sürü buna benzer şeylerle birlikte en çok üniversiteyi açıktan okumaya karar verince tepki aldım.

Ben üniversite ortamının Müslüman bir genç kıza uygun olduğunu düşünmüyorum. Ama neden? İnanın bu fikrimi dile getirdiğimde hocalarımın imalarında olduğu gibi veya başka insanların söyledikleri gibi evlenmek istediğim için değil. Ha evlenecek olursam da başım gözüm üstüne, imanımın yarısını tamamlama imkanım olur. Evlenmem demiyorum, okul biter bitmez de evlenebilirim veya iki yıl sonra da evlenebilirim. Allahualem. Ama mesele evde kalma kaygısı değil benim meselem tesettür meselesi.

İmam hatip lisesinde okuduğum için bazı noktalarda dikkat ediliyor. Sınıflar kız erkek ayrıldı mesela biz onuncu sınıftayken. Mesela okulda erkek kız ilişkilerine sıcak bakmayan hocalarımız var. Dışarıda yan yanana yürümemize, oturmamıza izin vermezler sağ olsunlar. Ama bununla birlikte tüm sınıfları karıştırıp, erkek öğrenciyle kız öğrenciyi sırf kopya çekilmesin diye yan yana oturtturan da bizim hocalarımız. Dışarı da birlikte olmalarını sağlayacak fitneyi verenlerin, buna kızan kişilerle aynı olması büyük çelişki. Ve benim okulum imam hatip olmasına rağmen her yerde gördüğüm şeyler bunlar. Ben bunlardan rahatsızım. Bunlar daha lise de oluyor ki bahsettiğimiz şey üniversite.

Her türlü fikre sahip insanların bir arada olduğu bir yer. Benim hassasiyetlerimi anlamayacak insanlarla birlikte olacağım. Hadi ben buna alışığım ailem bile bazen bunları anlamıyor. Ama belki başka şehre gitmek zorunda kalacağım. Bulunduğum şehirde üniversite tutturmam çok zor. Bir genç kızın ailesinden uzakta yurt olsun olmasın başka yerlerde kalması ne kadar doğru? Üstelik sürekli yanımda mahrem olmadan yolculuk yapmak zorunda kalacak olmamda cabası.

Birlikte kaldığım insanlar, sınıf arkadaşlarım nasıl insanlar olacak? Hepsi benim kadar dikkat edecek mi harama helale? Ben bunları dile getirdiğimde ‘sen kendinden emin olduktan sonra, kendini koruduktan sonra bir şey olmaz’ diyorlar. Ama yok abla ben kendimden emin falan değilim. Emin de olmayayım zaten. Hepimizin nefsi var, şeytan var. Hataya düşmeyeceğimizin ne garantisi var? Ben tabii ki harama helale dikkat ederim, elimden geldiğince kendimi korurum. Ama işte elimden geldiğince. Ne malum etkilenmeyeceğim? Hangimiz cennetle müjdelendikte kendimizden bu kadar eminiz?

Hepsini geçtim ”Evlerinizde oturun..” ayetine ne oldu? Bir arkadaşıma açıktan okuyacağımı söylediğimde ‘ev hanımı olup amelelik mi yapacaksın?’ demişti. Her gün sokaklara çıkıp, iş yerime gidip erkeklerle iç içe,haram helal gözetmeden çalışıp bir yandan da çocuğumu yapay annelere emanet etmektense ben amele olmaya razıyım. Allah’ın bana verdiği annelik görevini, üç kuruş para için ve kendi ayaklarımın üstünde durmak(!) için başkalarına satamam. Eğer hayırlı bir eş, hayırlı anne ve hayırlı kul olmak amelelikse, evet ben amele olurum.

Hepsinin yanında bir de üniversite de erkeklerle konuşmak zorunda kalacağımı söyleyince ‘zorunluluk halinde erkeklerle konuşabilirsin’ diyerek fetva veren insanlar da var tabii. Peki bu kime göre zorunluluk? Neye göre zorunluluk? Bu zorunluluğu kim belirledi? Kendi nefsi istekleriniz mi? Yoksa Allah’ın kanunları mı? Vallahi ben Allah’ın bize böyle bir şeyi zorunlu kıldığını hiçbir ayette görmedim.

Başta belirttiğim gibi ben üniversite ortamının müslüman kızlara uygun olduğunu düşünmüyorum ve üniversite okumak istemiyorum…

17 Yaşında bir kızımız