Kendinden gayet emindi,elinde dört kenarı oyalı yazmamla gelirken…Daha az önce namaz hocası kitabını uzun uzun incelemiş,okumuş evvelce öğrendiği abdesti, uygulamalı olarak tekrar etmişti.Kızlar nasıl namaz kılar,nasıl tekbir alır,nasıl ruküya secdeye varır tek tek bakmıştı.kızımın bu alakalı halleri çok sevindirir beni.öğrenme merakı uçsuz bucaksız bilgi deryasına kulaç açtığını hissettirir hep….

“Anne başımı örtermisin?” dedi,sık sık yaptığı gibi.O beni en çok başörtüsüne yakıştırır zira,”sen başını örtünce daha güzel oluyorsun” der,yazmalarımı,eşarplarımıda bir o kadar sever….

Onun beni en çok sevindiren isteklerinden biridir bu.”Elbette” dedim,dikkatlice katladım yazmayı başını örtmeden önce “Sen böyle ne tatlı,ne güzel oluyorsun prensesim” dedim.Gözleri ışıldıyordu başı örtülürken.Büyüdüğünü hissediyordu belkide…Birden gözlerindeki ışıltıyı sisler bürüdü,başı hafif yana eğildi;

“Ahhh dedi müdür bir izin verse….” ellerim çözüldü birden.Benim anladığım şeyden mi bahsediyordu acaba? “neye kızım” dedim korkarak,”neye izin verse?”

“Başımı örtmeme” dedi.”ben okulda da başımı örtmek isterim,ama müdür izin vermezki……”

Yüreğimde engel olamadığım bir sızı,kalp atışlarımı hızlandırdı.

Bir kızım olacağını öğrendiğim zaman bu tür bir ruh hali sarmıştı beni.Bu devirde kız olmak çok zordu zira,hele inandığı gibi yaşayan,inançlarını yaşatmaya çalışan bir kız olmak.Benim kızım büyüyünce istediği gibi giyinir,istediği gibi başını örtebilirmiydi? Daha çok var o zamana,o büyüyünceye kadar elbet düzelir deyip avutmuştum kendimi.

Üzerinden 7 yıl geçmiş,çokta fazla bir şey değişmemiş yazıkki….

Ne diyeceğimi düşündüm,nasıl cevap verecektim.Yıllardır bu ülkede yüzlerce ablasının başörtüsü yüzünden gördüğü zulmü ona nasıl anlatacaktım….İkna odalarında başını açsın diye zorlanan,yollarda başörtüsü çekiştirilen ablalarını ,hastanelerde başörtüsünden dolayı hor bakılan ilgisiz bırakılan annelerini,aslında başörtüsüne bu ülkede belli bir kesim tarafından nasıl yaban bakıldığını ,hatta başını örtenlerin insan diye görülmediğini….Çıplaklığı alkışlarken,Allahın emri olan örtünün yuhalandığını ben ona hangi kelimelerle nasıl anlatacaktım…..

Nasıl anlatacaktım bu hep böyle giderse kendisine cüzzamlı gibi bakılacağını….Başörtüsünün üzerine saçma sapan bir peruk takıp okulda palyaço gibi dolaşacağını….Eğer bir doktor olursa başörtüsünü fular gibi boynunda gezdirmek zorunda kalacağını…Bazı hemcinsleri özgürce (!) mini etekli,büstiyerli dolaşırken,kendisinin başörtüsünün zorla çıkarılacağını…..

Tertemiz yürekli,pırıl pırıl düşünceli bir çocuğa annesi bunu hangi yolla,nasıl anlatabilirdi?

Gözlerimden yanaklarıma koşan gözyaşlarımı elleriyle sildi,”ne oldu anne” dedi “neden ağlıyorsun?”

“Sevinçten kızım” dedim,”sevinçten ağlıyorum”.O namaz hocasından bakıp namaz kılmaya çalışırken,benim aklımda hep aynı sözler yankılanıyordu;

“Müdür bir izin verse!…………….”