POLİKİSTİK OVER NEDİR?

Her yaratılmışın kendine has özellikleri ve mükellefiyetleri var. Yaratılmışlar içerisinde cinsiyetler
ve bu cinsiyetlerden “nisa”dediğimiz kesim, yani bizler. Bayanlar ki “annelik” gibi kutsal bir görevden
sorumlu! Böyle bir güzellik bizlere bahşedilmiş ve Allah “Rahim” sıfatıyla –keşfedebilen- her bayanda
tecelli etmiş. Sorumluluklar fazla ve bunun getirileri götürüleri var muhakkak. Ama “kadın” olabilmek
apayrı bir yeti. Kadın sıfatımızla bizlere verilen bazı şeylerden maalesef şikâyet edeyazsak da o bazı
şeylerin bizler için ne kadar da mühim olduğu kanaatine varmamız çok da uzun sürmese gerek. Zira
mevcudiyetimizle beraber bizlere bahşedilenler yine bizler için, sağlığımız ya da kulluğumuz için
üstümüzde vuku bulmuş şeylerdir.

Her ay düzenli düzensiz görülen muayyen günler, kadınlık hormonu, uğraşlar vs. Ne kadar of desek
de bu muayyen günlerde, geçirilmeyen her muayyen gün için daha büyük oflar çıkartırız. Düzensizlik
bütün düzenimizi alt üst eder. Hem verdiği stres hem ardından getirdiği sağlık sorunları. Başlangıçta
bizler için çok mühim görülmeyen düzensizlik sonraları yaptığımız ihmalkârlıklarla bütünleşerek
daha büyük sorunlar meydana getirebiliyor. Birçok bayanda hâsıl olan ve bu saydıklarıma sebep olan
hastalığa değineceğiz bu defa; “Polikistik Over”!

Polikistik Over sendromunu aşırı tüylenme, regl olamama, gebe kalamama, aşırı kilo alımı ve
yumurtalıklarda kistik oluşumlar gibi belirtileriyle ilk olarak ele alan ve bunu 1935 yılında bir tıp
dergisinde yayınlayan Stein ve Leventhal isimli tıpçılardır. PKO, yumurtalıklarda çeşitli nedenlerle
oluşan bir hormonel ortam dengesizliği sonucunda yumurtlamanın bozulması ve ardından
yumurtalıklardan aşırı oranlarda erkeklik hormonunun (androjen) salgılanması durumudur.
Bu rahatsızlıkta, kan şekerinin normal sınırlar içerisinde kalmasını sağlayan insülin hormonun
metabolizmasında da bozukluk söz konusu olabilir. İşte insülin durumunun da olaya dahil olmasıyla
beraber PKO bir metabolizma hastalığı haline gelecektir.

Polikistik Over yumurtalıklardan birinde yumurtlamayı sağlamak amacıyla folikül gelişiminin
başladığı aşamanın herhangi bir sebeple yavaşlaması veya duraklaması durumunda, folikül gelişip
çatlayacağı yere, burada milimetrik çapta bir kist oluşur ve çatlamadan kalır. Bu durum her regl
döneminde tekrarladıkça yumurtalıklardaki kist sayısı artar. PKO oluşumu bu şekilde başlar.

PKO’ ya sebep; foliküllerin yavaşlaması veya duraklaması ise o halde foliküller neden yavaşlar ya
da duraklar?

Yumurtlama sürecini bozan her olay yumurtalıklarda polikistik yapının oluşmasına neden olabilir.
Bu döngü beyinde yer alan ve yumurtlama için ilk sinyalin verildiği hipotalamusun bölgesinde
dalgalanmalar şeklinde olan GnRH adı verilen bir hormonun salgısını bozan herhangi bir olay olabilir.
Ya da yumurtalıklara GnRH hormonundan sinyal aldıktan sonra LH ve FSH hormonu salgısı ile folikül
geliştirme ve yumurtlama emri veren, hipotalamusa yakın olan hipofiz bezini olumsuz etkileyen
herhangi bir olay da olabilir. Şeker hastalığı veya şeker hastalığına eğilim, böbreküstü bezlerinden
aşırı erkeklik hormonu (androjen) salgılanması gibi durumlar da yumurtalıklardaki hormonel dengeyi
bozar. Bu da bahsettiğimiz beyindeki hormonlara ulaşır ve orada sinyal bozukluğuna neden olur.
Görüldüğü gibi PKO’ nun oluşumunda sıkı bir döngü söz konusu.

Belirtileri

Genel bağlamda belirtileri, regl düzensizliği ve tüylenmedir. İlerlemesi halinde gebe kalmamaya
neden olabilmekte. Bununla birlikte hiçbir belirti göstermeyen PKO rahatsızlığı da var ancak bu
çok ender görülmektedir. Yaklaşık %5 kadında görüldüğü tespit edilmiş olan PKO hastalığının
belirtilerinin görülmesi halinde tespit için hemen doktora başvurulması gerek. Erken teşhis konulan
PKO hastalarında hastalığın ilerleyen evrelerinin getirisi olan ciddi rahatsızlıklar engellenmiş olacaktır
ki erken teşhis söz konusuyken tedavisi çok da zor olmayan bir hastalık. Hastalığın ilerlemesi
durumunda ise mevcut kistik oluşumlar artış gösterecektir. Zeten “poli” kelime manası ile çok
demektir. Yani Polikistik Over başlı başına birçok kistten oluşan bir rahatsızlık. Bu kistlerin daha
da çoğalması, büyümesi ve yayılması durumunda ise hamile kalamama, rahim kanseri gibi ciddi
durumlar söz konusu olacaktır. Hastalığın başlangıç aşamasındaki aşırı tüylenme, şişmanlama ve regl
düzensizliği dahi başlı başına ciddi problemler doğurmakta. Meydana getirdiği stres, gerginlik, ve
görünüşteki bozukluk hastanın kendisini rahtsız ettiği gibi sosyal hayatını da olumsuz etkilemektedir.

PKO için yapılabileceklere gelince kist oluşumunu engelleyecek, ostrojen ve progesteron
hormonlarının düzenli çalışmasını sağlayacak besin değerlerine, minerallere ve vitaminlere ihtiyacımız
var. Bu besin değerlerini barındıran bitkileri şu şekilde sıralayabiliriz; ısırgan tohumu, üzüm çekirdeği,
reishi mantarı, civanperçemi, hayıt tohumu, mersin yaprağı, ebegümeci, kırkkilit otu, nane.

Birçoğumuzun bildiği gibi ısırgan içerdiği organik asitler, potasyum tuzları ve histamin gibi etken
maddelerin etkisiyle geçmişten günümüze anti kanserojen olarak kullanılmış bir bitki. Bunun yanında
son yılların da favorisi olan, Ölümsüzlük Mantarı olarak da anılan Reishi Mantarı (Çin Mantarı) da
güçlü antioksidan özelliğiyle serbest radikallerin hücrelere zarar vermesini önlemede önemli bir bitki.
Yine İçerdiği OPC etken maddesiyle dünya literatüründe en güçlü antioksidanlar arasında yer alan
üzüm çekirdeği kistik oluşumların engellenmesinde ve dolaşım üzerinde olumlu etkileri ile biliniyor.

Civanperçemi ise içerdiği azulen,limonen, sineol, borneol gibi etken maddelerle kadınlardaki regl
düzensizliğine, menopoz sıkıntılarında olumlu etkiler yapmaktadır. Mersin yaprağı yine bayanlar
üzerinde olumlu etkileşimler yapan mirtenol, terpenler, sineol gibi etken maddeleri bünyesinde
bulundurmaktadır. Ebegümeci, Kırkkilit otu, nane gibi bitkiler ise teşkil ettikleri etken maddelerle
iltihaplanma üzerinde, hormonel denge boyutunda ve oluşabilecek sancılar için ideal bitkilerdir.

Bu yazıyı görür görmez “Bende de PKO var!” diyen birçok bayan olacağından eminim. Ama şunu biliniz
ki baş edilmesi çok zor bir rahatsızlık değil. Yeter ki azimli olalım ve yapmamız gerekenleri düzenli
yapalım. Ayrıca PKO ya da benzeri bir hormonel bozukluğu olan hanımlar; erkeklik hormonunu
arttıracak gıdalar tüketmekten kaçınmalılar.

Faydalı olabilmek temennisi ile…

Sağlık Bizimle Bizim Olsun…

Senem Karakuş

“Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı “