“Toplanma vakti için Allah’ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah’a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!” (Teğabun suresi 9-10)

Son günlerde gerek mesaj olarak, gerekse mail olarak bana ulaşan ve herkese de aynı şekilde ulaştığını düşündüğüm bir haber beni farklı düşüncelere sevketti. Bu haberde: “Halep’te elektiriklerin kesildiği, o gece büyük bir katliam yapılacağı” anlatılıyordu. Ben habere temkinli yaklaşıp biraz araştırdım ve böyle birşey olmadığını gördüm.

Evet Suriye’de zaten hergün 10 larca masum insan katlediliyor ama böyle bir haber yapmanın kime faydası olacak? Facebook veya Twitter da ortaya hiç olmayan bir haberi varmış gibi ortaya atsanız, anında milyonlarca insana ulaşıyor. Bu yüzden okuduğumuz hatta gördüğümüz her habere hemen inanmayalım. Başkasına ulaştırırken de dikkatli olalım.

Özellikle Türk milleti olarak çok duygusal ve merhametli olduğumuz bir gerçek. Zoruma giden husus ise bu güzel hasletimizin çoğu zaman kullanılmaya çalışılması. Özellikle her yıl Ramazan ayında, yardım kuruluşları tarafından yurt dışındaki
Müslümanların acıklı ve zor durumları bize ulaştırılıyor. Her sene bir yer çıkıyor. Geçen yıl Somali ayyuka çıkarılırken, bu yıl sanki Somali’de herşey güllük gülistanlıkmış gibi neredeyse hiç bahsedilmiyor.

20 yıla yakındır var olan Arakan meselesi sanki yeniymiş gibi, bu Ramazan’ da insanlara servis ediliyor. Hemen her sitede kanlı görüntüler, yakılan, bıçaklanan insan resimleri, burnu akan bir çocuk resmi… Acıyı bu şekilde duyurmaya ve yardım toplamaya çalışmak bana hiç ahlaki gelmiyor…

Müslüman dünyanın heryerindeki sıkıntıda olan kardeşini hatırlar, elinden geldiğince yardım eder ama bunu yaparken lütfen yanı başımızda, zorda olanları es geçmeyelim. Fitre ve zekat önce en yakınlardan başlayarak verilir. Kurban bayramında ise kurbanlarımızı yardım kuruluşlarına gönderirken, bize çok yakın bir yerde, doyasıya et yiyebilmek için, bizim kurban kesmemizi bekleyen birilerinin olabileceğini unutmayalım…
***************************************
Çorba deyip geçmeyin. Çorba başlı başına bir yemektir. Ben bir davete gittiğimde, önden gelen çorbayı yeyince karnım doyar. Diğer yemekleri yemek bana o kadar zor gelir ki… Ama gel de ev sahibine anlat. Miss gibi bir Ezo gelin çorbasına ekmek banıp yediyseniz, o gün sizden daha zengini yoktur. Bunca günahımıza rağmen bu nimetleri bizlere cömertçe bahşeden Rabbimize şükürler olsun…

EZO GELİN ÇORBASI

Malzemeler

  • 1 su bardağı mercimek
  • 3 silme yemek kaşığı orta boy veya küçük bulgur
  • 3 silme yemek kaşığı pirinç
  • 1 orta boy soğan
  • 3-4 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 2 su bardağı tavuk veya et suyu
  • 4 kaşık zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 çay kaşığı zerdeçal
  • Nane ve kekik

Ezo Gelin çorbası nasıl yapılır?

  • Soğanı yemeklik doğrayın
  • Zeytin yağı ile beraber soteleyin
  • Biber salçasını ekleyin
  • Mercimek, bulgur ve pirinci de ekleyip suyunu ilave edin. (su oranı malzemenin en az 3 katı olmalı.)
  • Sarımsakları soyup küçük küçük doğrayın
  • Bakliyatlar iyice yumuşayana kadar kısık ateşte pişirin. Zerdeçalini atın.
  • Küçük bir tavada tereyağını eritip nane ve kekiği ilave edin. Karıştırıp çorbanın üzerine dökün.