Vakti zamanında bazı insanlar misafirim olmuştu. İlk kez evime gelen bu insanlar, henüz beraber oturmadığım, yüzünü iki kez gördüğüm karşı komşum için atıp tutmaya, bana komşumu kötülemeye başladılar. Sonra benden önce bu evde oturan kadının temizlik anlayışı konuşuldu… Öyle iştahlı ve ağızlarını doldurarak anlatıyorlar ki araya laf sokuşturmaya çalışsam da konu kesinlikle dağılmıyor. Ama benim içim daralıyor…

“Siz yanlış anlamışsınızdır” diyorum. “Ben gördüm çok sıcakkanlı biri” diyorum. “Allah hayrını versin” diyorum. ııh olmuyor. “Sen onun bir damarı var ona denk gel de gör” diyorlar…

Allah’ım gıybeti engellemek ne kadar zormuş meğer. Evimdeki misafiri kırmak istemiyorum ama konuşulan kişinin eti yeniyor, o’na haksızlık yapılıyor düşüncesi de beni yeyip bitiriyor…

Baktım duracakları yok, başladım konuşmaya: “Sizin bu yaptığınız gıybet oluyor” dedim. Hemen atladı biri: “Yoo ben onu yüzüne de söylerim.”dedi. “Kardeşim” dedim. Yüzüne söylesende burada konuşman gıybet olur. Rabbimiz hucurat suresi 12. Ayette bizi bu konuda uyarmış:”

Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” 

“Ölü demek ne demek biliyor musunuz? Kendini savunamaz demek, size cevap veremez demek. Benim hiç tanımadığım, kötülüğünü görmediğim bir insan hakkında kötü şeyler konuşuyorsunuz ve bende bir ön yargıya sebep oluyorsunuz. Belki bu anlattıklarınızı O kişiye söyleseniz, kendisini savunacak veya o haklı çıkacak.” 

Belki nefret ettiler benden. İlk anki sıcak hava, gülen yüzler kalmadı. Buz gibi oldu ortam ama sustular…

Rabbimizin emir ve yasaklarına baktığımızda içki içmek mi daha kötü, yoksa gıybet etmek mi anlayamıyoruz. İçki içmek hepimiz için nefret edilen bir eylem, fakat gıybete belki de hepimiz ucundan kıyısından dokunuyoruz. Acaba içki içmek mi, gıybet ederek kardeş eti yemek mi daha günah? Ya da bir fark var mı arada? Bilmiyoruz ama gerçek şu ki; İkisi de yasaklanmış ve günah olarak bize bildirilmiş.

Alışkanlıklarımızı cüz-i irademizle belirliyoruz. Bizler neye meyil edersek, Rabbimizde kalbimizi o tarafa kaydırıyor. Biz içimizdeki iyilikleri bozmaya çalışmazsak Rabbimiz de bozmuyor. İçimizdeki kötülükleri değiştirmek için gayret etmezsek,  Rabbimiz yardım etmiyor.

Eşsiz, dostsuz, komşusuz, insansız yaşamak çok zor. Fakat onlarla beraber olurken, Rabbimizin rızasını da gözetmemiz, O’nun gazabını celbedecek hal ve sözlerden uzak durmamız gerekiyor. Eğer kendimizi bu yönde geliştirmeye çalışır, kınayanın kınamasına aldırmadan, insanlar beni sevmez veya ne der düşüncesine takılmadan doğruları söylemeye gayret edersek, Allah da bize yardım edecek, güç verecektir.

Dilini tutan kurtuldu dostlar, tutmayanın vay haline!

Cahide Sultan