O, öyle Allah’tır ki, O’ndan başka ilah yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.(Haşr:22)
Defalarca yazdığım yazılarda İslam’ın inceliklerine değinmeye çalışırken, en uçta bulunan, inanmayan  insanların varlığını yok saydığımı farkettim. Bir fanusun içinde yaşadığımı itiraf ediyorum.,  Ya da bana Allah’ı hatırlatan insanları görmek istiyorum hep… Bu yüzden belki farklı yaşamları anlayamıyor, kabullenemiyorum…

Ama ben de haklıyım kendimce. Cennete odaklı bir hayatın yaşattığı mutluluğu, tarifsiz huzuru herkes yaşasın, kimsenin yaşamı boşa savrulup gitmesin istiyorum. Mükemmel bir kul değilim ben. Yanılıyor, aldanıyor, düşüyor ama inancım vesilesiyle yeniden doğruluyorum.

Ahh nasılda düşkünüm özgürlüğüme… Dayatmalara gelemem asla. Şunu yap deseler yapamam. İlla kendim isteyeceğim, kendim karar vereceğim… Ama benim en büyük özgürlüğüm Rabbime kul olmak. O emredince lal oluyor dilim, yap deyince itiraz edemiyor, dur deyince devam edemiyorum… Kabıma sığamadığım zamanlarda O’nu anıp dinginleşiyorum… Bittim dediğimde O’nunla yeniden güçleniyorum…Çok yalnız kaldığımı sandığımda, O’nun bana benden yakın olduğunu hatırlayıp rahatlıyorum…

Aç kalan bir kediye ekmek verirken, “Senin rızan için Allah’ım “demenin huzuru nasıl anlatılır ki… Dilenci amcaya yüzünü çevirip giderken O’nun rızasını hatırlayıp geri dönmek…Uykunun en tatlı anında ezan sesiyle beraber yorganı atabilmek üstünden… Yaz kış, soğuk sıcak demeden 5 vakit abdestini alabilmek… En sıcak günlerde tesettürünü kuşanıp, ebedi ateşi hatırlayarak serinleyebilmek…Kahrolası nefis insana en kötü şeyleri emrederken, O’nu hatırlayıp vazgeçebilmek… Nasıl anlatılır şerha şerha bedene yayılan bu duygu bilmem ki…


O’na inanmamak helak edici bir kabus gibi gelse de bana, yazık ki henüz O’nu tanıyamayanlar da var… İnanmayan insanlar için pek çok kitap yazılmış. Allah’ın varlığına delil getiren yığınla kitap, makale, video… Anlamakta güçlük çekiyorum bunları… Her zerrede hissedilen bir Yaratıcının var olduğuna dair deliller sunmak… Bilim uğraşsın, alimler uğraşsın bunlarla. Ben kendi adıma şah damarımdan daha yakın olan Kudret’in varlığını ispata çalışmayı edepsizlik sayarım…

Fakat ben inanmayan insanların ruh halini merak ederim hep. Daralınca kime koşarlar, kimle dertleşirler yalnız kalınca? Bulutların yürümesini, güneşin doğup batışını, baharı, hazanı neye yorarlar?  Bir şehidin ölüme gülümsemesini nasıl anlarlar? Bir damla sudan yaratılan bebeği, bir tohumdan bir ağaç olmasını nasıl yorumlar, kimden bilirler? Allah’a açılmayan yürekleri ne ile dolar, secdesiz nasıl yaşarlar?

Allah’a inanmayan insan nelerden korkar, kimden çekinir? Kuralları var mıdır? Başıboş olduklarına göre her istediklerini yapabilirler mi? Çırılçıplak sokaklarda dolaşmanın ne sakıncası olabilir, neden giyinme ihtiyacı hissederler mesela? Kolayca hırsızlık yapabilir mi? Nasıl olsa özgürüm deyip rahatça eşlerini aldatabilirler mi? Canlarını sıkan, nefret ettikleri insanları kimsenin görmediği bir yerde vurup öldürebilirler mi? Ne için yaşar, neye iman ederler?

Evet onlarda iman ederler. Kimi Allah’ın varlığına, kimi yokluğuna iman eder. Benimsediğimiz ve devamlı beslediğimiz fikirler zamanla bir iman haline dönüşür. İnançsızlıkta bir iman türüdür. Biz Allah’ı yaratıcı olarak bilirken, onlar tabiatı ilah bilir veya tesadüflere inanırlar.

Beni sevdiğini ama ateist olduğunu yazan bir izleyicim öyle acıttı ki içimi; Hiç mi anlatamamışım Rabbime olan muhabbetimi, O’na olan bağlılığımı, O’nun düşmanlarına olan öfkemi hiç mi hissettirememişim diye çekiştim durdum kendimle.

Mükemmel bir kul değilim ben farkındayım… Ama seviyorum Rabbimi. Bütün kainat O’nu anlatır, O’nu hatırlatırken O’na inanmamak nedendir anlayamam ben…

Bilirim ki; İnanmak bir ihtiyaçtır. Mutlaka inanırsınız bir şeye. Taşa toprağa, ağaca inanırsınız. Putlaştırdığınız bir insana inanırsınız. Fakat doğru bir kaynağa iman etmiyorsanız, hayatınız bir boşluğa, mezarınız  pişmanlık çukuruna döner. Allah’a inanmamak; Bir girdabın içinde yutulurken sana uzanan eli reddetmektir. Allah’a inanmamak sağırlık, körlük, idraksizlik demektir…

Seviyorum seni Rabbim. Bana yaşattığın bu huzuru, itminanı, yüreğime ılık ılık inen muhabbetini seviyorum. Ayetlerini okurken bana hitap ediyormuşsun gibi hissetmemi, acıyan yanlarımı SENinle onarmayı, SENin için gülmeyi-ağlamayı, SENin için sevip, SENin için nefret etmeyi seviyorum. İkramlarını, ikâzlarını, her baktığım şeyde SENi hatırlamayı seviyorum. Bana benden yakın oluşunu, beni yalnız bırakmayışını seviyorum…

Hamd olsun Rabbim sana; Beni yalnızca kendine kul ettiğin için. Tek Sahibim SEN olduğun için hamd olsun…

Cahide Sultan