KİLO KONTROLÜ VE GIDA TAKVİYELERİ

Sağlığa olumlu ya da olumsuz etki eden en önemli faktörlerden biri “kilo” dur. Aşırı kilo ya da aşırı

zayıf olma durumu ciddi sağlık sorunlarına yol açar.

Fazla zayıf olma durumu; çabuk hastalanma, mide küçülmesi, kronik yorgunluk, baş dönmeleri,

depresyon, kemik kırılmaları ve daha birçok probleme sebep olur. Bu durum kronik bir hal alarak

anoreksiya denilen hastalığa kadar gider.

Fazla kilolu olma hali ise, depresyon, eklemlerde sıvı kaybı, kireçlenme, kolesterol, damar tıkanıklığı, kalp rahatsızlıkları, tansiyon, şeker gibi hastalıklara ve solunum yolu rahatsızlıklarına neden olur.

Her iki problemin de ciddi sorunlar doğurduğu görülüyor. Bu sebeple kişiler kilolarını kontrol

altına almaya özen göstermelidirler. Kilo kontrolü denilince akla ilk olarak “kilo verme” geliyor.

Ancak her ne kadar obeziteye günümüz dünyasında fazla rastlanılsa da anoreksiya yani aşırı zayıf

olup kilo alamama durumu da önemli bir hastalıktır. Obezitenin çok fazla gündem de olmasının asıl

sebebi obezite hastalarının, obezite sınırında olanların ve obezite riskinin günümüzde çok daha büyük

oranlarda görülmesidir.

Obezite ile çok karşılaşılmasının genetik faktörden sonraki en büyük sebebi “yanlış beslenme

alışkanlığı”dır. Özellikle fastfood tüketiminin şehir hayatında yaygın olması büyük bir

 problemken sebze tüketiminin ise gittikçe azalması da obeziteyi tetikleyen en önemli

 faktörlerden biridir.

Aşırı kilolardan kurtulmak için atılacak ilk adım elbette bu alışkanlığın düzeltilerek öğünlerde yeşil

sebzelere, meyveye, lif değeri yüksek besinlere ağırlık verilmesi, sıvı tüketiminin arttırılmasıdır. Bu

alışkanlıklar kazanıldığında gıda takviyelerinin kullanımıyla “sağlıklı zayıflamak” mümkün olabilir.

Yoksa bir yandan sağlıksız beslenip bir yandan gıda takviyesi kullanmanın hiçbir yararı olmayacaktır.

Hareketsiz kalmak kilo artışına sebep olan bir diğer önemli faktördür. Vücudun genel sağlığının

korunması ve kazanılması için (özellikle kalp için) yapılması gereken en temel egzersiz yürüyüştür.

Yürüyüş ise tempolu ve düzenli yapılmalıdır. Ancak bu şekilde üriner ve sindirim sisteminin

çalışmasına yardımcı olacak, böylece vücuttan toksinlerin ve ödemin atılmasını sağlayacak, aynı

zamanda da metabolizmanın hızlanmasını ve yağ yakımı destekleyecek gıda takviyeleri kullanabiliriz.

 Aşırı zayıf olmanın önüne geçebilmek adına ise düzenli beslenme alışkanlığını kazanmak gerekiyor.

Bu noktada vitamin ve mineral ağırlıklı besinlere öncelik verilerek öğün sayıları arttırılmalıdır. Arı

sütü, polen, bal gibi arı ürünlerinden*; keçiboynuzu, tarçın, zencefil, ginseng, çemen otu, zeytin

yaprağı, ceviz gibi hem besin değeri yüksek hem de enerji verici, iştah açıcı etkileri olan alternatif

ürünlerden destek alınabilir.

 Eğer “Ben çok zayıf değilim, zayıf olmadığım gibi kilolu da değilim” diyenlerdenseniz mevcut

 kilonuzu korumak adına fastfooddan uzak durmalısınız! Egzersiz yapmayı ve düzenli/sağlıklı

beslenmeyi kesinlikle ihmal etmemelisiniz. Zayıf olduğunuzu düşünerek de yağ oranınızı kontrol

etmeyi ihmal etmeyiniz. Zayıf olmak vücuttaki yağ oranının az olduğu anlamına kesinlikle gelmez.

Yağ oranı kilonuza ve boyunuza göre fazla ise siz de kalp hastalığı, kolesterol gibi bazı hastalıkların

riskini taşıyorsunuz demektir.

 *Arı ürünlerine alerjisi olanlar diğer kaynaklardan yararlanmalıdır.

Sağlık bizimle olsun…

“Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı “

 Senem DİNÇ

NOT: Bu ürünü Cahide Pazar‘dan temin edebilir, alakalı sorularınızı Senem hanıma sorabilirsiniz.