Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir. (Şûrâ suresi: 49,50.ayetler)

Hani bir hikaye vardı. Zengin bir adam, her akşam komşusunun evinden gelen neşeli sesleri duyar ve merak edip komşusuna sorar: “Fakir bir ailesiniz ama nasıl bu kadar neşeli olabiliyorsunuz?” diye. Komşusu: Bizim bir altın topumuz var, eşim bana atar, ben eşime atarım. Öyle eğlenir, mutlu oluruz” der. Zengin adam ertesi gün kuyumcuya altın bir top yaptırıp eve götürür. Eşiyle oynamaya başlarlar ama beklediği mutluluğu, neşeyi bulamaz. Komşusuna yeniden gidip: “Ben de altın top aldım, eşimle oynadık ama aynı neşeyi yakalayamadık” der.  Fakir komşu: “Bizim küçük bir bebeğimiz var, her akşam eşim bana verir, ben eşime veririm. Tek eğlencemiz o, altın topumuz odur.” diye cevap verir…

Malumunuz ben sık sık çocuklarımdan bahsederim yada çocuklarla ilgili yazılar paylaşırım, üzerinde konuşur tartışırız ya, bunun aslında bazı kardeşlerim için üzücü bir etki oluşturduğunu, ancak onlar “Bizim çocuğumuz yok” dediği vakit anlayabiliyorum. Bir kardeşim, “Benim çocuğum yok, bir kerede çocuğu olmayanlardan bahsedin” demişti.

4 evladı olan bir anne olarak, çocuğu olmayan kardeşlerimin sızısını onlar gibi hissetmem mümkün değil. Başkasının acısını, derdini konuşmak, akıl vermek kolaydır. Bu elbette bir kadın için çok ciddi bir imtihandır. Benim sizler için yazacağım teselli cümleleri kısır kalır. Rahatlatıcı bir etki oluşturmaz belki ama teselli Rabbimizden geliyorsa, inanıyorum ki her Mümin kardeşim teskin olacak, imtihana katlanması dahada kolaylaşacaktır.

Yukarıdaki ayetlerde Rabbimiz önce mülkün kendisine ait olduğunu hatırlatıyor bize. Sonra bazılarına kız, bazılarına erkek, bazılarına çift çocuk verdiğini, bazılarına ise çocuk vermediğini bildiriyor. Ve ardından biz kullara itiraz hakkı bırakmayacak gerçeği açıklıyor:

“O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir”. Başka bir ayette de şöyle buyuruyor: “…Allah bilir, siz bilmezsiniz.”(Bakara: 216)

Biz bilmiyoruz, O biliyor. Bizim gücümüz yetmiyor, O’nun gücü yetiyor. Bir evladımızın olması mı, olmaması mı bizim için hayırlı onu da Rabbimiz biliyor. Kimi ne ile, nasıl imtihan edeceğini ancak Allah subhanehu ve teala biliyor.

Öncelikle çocuğu olmayan kardeşlerime bu ayetler teselli olabilmeli. Daha sonra bilmeliyiz ki, kimse dört dörtlük değil. Herkesin hayatında mutlaka eksiklikler var. Her insan bir şekilde imtihan oluyor. Kimi evladıyla, kimi evlatsızlıkla, kimi özürlü bir çocukla, kimi hayırsız bir evlatla imtihan oluyor. Kimi malıyla, kimi fakirlikle, kimi sağlıkla, kimi de hastalıklarla imtihan ediliyor. Unutmayalım ki, BURASI CENNET DEĞİL!

Duam o ki: Rabbimiz evladı olanların evlatlarını göz aydınlığı etsin. Evlatlarımızı kendi boyasıyla boyasın. Evladı olmayan kardeşlerimize de hayırlı, göz aydınlığı olacak evlatlar bahşetsin. Hiç evlat vermeyecekse, onlara bu imtihanı kolaylaştırsın. Kalplerine sekinet ve isyansız bir kabulleniş nasip eylesin. Amin, amin, amin,