بسم الله الرحمن الرحيم

De ki: Allah size bir kötülük dilerse, O’na karşı sizi kim korur; ya da size rahmet dilerse (size kim zarar verebilir)? Onlar, kendilerine Allah’tan başka ne bir dost bulurlar ne de bir yardımcı. ( Ahzap suresi:17)

Selamun aleykum dostlarım, zaman mı bizi yeyip bitiriyor, biz mi zamanı hunharca katlediyoruz anlayamadım… Bakın yine bir cumaya daha geldik. Bu kadar hızlı geçen zaman sizi de ürkütmüyor mu?

İki heybesi vardır insanın; Biri iyilik, diğeri kötülük heybesi. Biri dünyalık, biri Ahiretlik. Biri cennetse, diğeri cehennem… Hangi heybeye ne kadar azık biriktiriyoruz? şöyle kabataslak bir hesap yapsak, vallahi zararımız çok büyük…

Bu toplum, 50 yıl sonra Müslüman kalabilecek mi? diye sormuş Yusuf kaplan. “Türkiye, ekonomik olarak büyüyor ama kültürel olarak çöküyor. Kimsenin kılı bile kıpırdamıyor” diye devam etmiş. Bizler kaybettiklerimizin veya hiç kazanamadıklarımızın farkına varamadan, dünyada erişemeyeceğimiz, erişsekte ahirette işimize yaramayacak hayallerin peşinde koşturup duruyoruz…

İbadetsiz, duasız kalp temizliğine ulaştığımız!, namaz kıldığımız halde faize bulaştığımız, Müslüman olduğumuzu iddia ederken “Kahrolsun şeriat” diyebildiğimiz, yaşarken İslamın semtine uğramamışlara, ölünce Allah’ın rahmetini dilediğimiz, Allah’ın emri diye başımızı örterken, tesettür modasından vazgeçemediğimiz, her fırsatta kardeşlik naraları atarken, birbirimizden yılandan kaçar gibi kaçtığımız, ne yana dönsek çelişki yumağı olan bir hayatın tam ortasındayız…

Namaz tamam, tesettür evet, kalp temizliği hepimizde mutlaka var!  Fakat, biz Müslüman olmayı bilmiyoruz Ya Hu! İçi boşaltılmış ibadetler, boğazımızdan aşağı inmeyen Kur’an’lar, taşıması gereken mânâdan çok uzak tesettürler. Ne şiş yansın, ne kebap formunda Müslümancılık oynuyoruz… Allah hallerimizi düzeltsin. Bizlere bilinç, farkındalık, basiret versin. Bizleri sırat-ı mustakime ulaştırsın. Cumamız mübarek olsun dostlar!

Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl! (Al’i İmran:147)

Çok hafif ve lezzetli bir çorba yaptım size. Aynı çorbayı daha önce de kırmızı etle yapmıştım.  Yapanlara, yiyenlere afiyet şifa olsun 🙂

Terbiyeli Tavuklu Düğün Çorbası

Malzemeler

  • 1 kase haşlanıp didiklenmiş tavuk eti (Tavuğun istediğiniz bir kısmı olabilir)
  • 2 yemek kaşığı un (Kaşıklar tepeli olacak)
  • Tavuk suyu
  • 1 diş sarımsak
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • Tuz
  • Arzuya göre: 1 su bardağı haşlanmış nohut

Terbiyesi için

  • 1 yumurtanın sarısı
  • 1 limon suyu

Sosu için:

  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı kırmızı biber (Yoksa çok az salça da olur)

Tavuklu düğün çorbası nasıl yapılır?

  • Tencereye zeytinyağını koyup kızdırın. Unu ekleyip, un kokusu çıkana kadar kavurun
  • Önce iki su bardağı soğuk suyu hızlıca ekleyip karıştırın. Tavuk suyunu da ekleyip karıştırın.
  • Kaynamaya başlayınca didiklenmiş tavuk etini ve haşlanmış nohutu ilave edin. Tuz ve karabiberi de ekleyin.
  • Diğer tarafta yumurta sarısı ve limon suyunu karıştırın. İçine çorbanın suyundan kaşık kaşık ekleyerek ılınmasını sağlayın.
  • Terbiyeyi yavaş yavaş çorbaya ekleyin. Ezilmiş sarımsağı da bu esnada ekleyin. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kapatın.
  • Sos için: Tereyağını kızartın. Kırmızı biberi de ekleyin.
  • Sosu ister çorba kaselerini süslemek için kullanın. İsterseniz çorbanın tamamına ekleyip karıştırın.
  • Afiyet şifa olsun.

5 Dakikalık cuma sohbeti!

Kalpleriniz Söz Dinlesin!. – Nureddin Yıldız