
Herkes bir aşk dolamış diline. “Aşk şudur, aşk budur…” Fakat ben aşka inanmıyorum! Aşk gelip geçici, yalancı ve hatta yıkıcı bir duygudur. Kavuşamayanların duygusudur aşk. Kavuşunca bitiveren vefasız bir duygudur…
Ben kalıcı olanlara, ebedi olanlara talibim. “O, çok bağışlayan ve çok sevendir.” diye anlatıyor ya Rabbimiz kendini, ben de bu ayetten güç alıp bağışlanmayı diliyor ve çok sevmek, şerefli arşın Sahibi tarafından sevilmek istiyorum… Sevginin tarafındayım ben. Muhabbetin saflarındayım…Çünkü kavuşmalar sevmeleri bitirmez, ziyadeleştirir…

Rabbisinin emriyle yere düşüp, ölüyken bile güzel görünen yaprakları avuçlarıma alıp öpesim var uzun zamandır…

Sarılasım var her yanı mucize kokan ağaçlara… Sarısını ayrı, yeşilini ayrı sevesim var…

Sonunun nereye gideceğini bilmediğim yollarda seke seke koşturasım var…

Çoktandır böyleyim ben… Yıllar geçtikçe kendini toprağa daha bir yakın hissediyor insan… Galiba toprak çekimi diyorlar buna. Hele bir yağmur düşmeyegörsün toprağa, en güzel parfüm kokusunu değişmem ıslanmış toprak kokusuna…

Sevmek bence şükretmektir… Çünkü sevmek değer vermektir… Allah’ı tanıdıkça, sevmeleriniz, fark edişleriniz artıyor. Dokunduğunuz her zerre de sevdiğinizi hissetmeye başlıyorsunuz…

Bana kalsa sabah gidip güneş batana kadar şu suyun kenarında oturacağım. Bütün namazlarımı, kulağımda su şırıltısıyla beraber kılacağım… Bir yandan öldürülürken, bir yandan yeniden diriltilen tabiatı hayranlıkla temaşa edeceğim…

(Onlar mı hayırlı) yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? O suyla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah’tan başka bir ilah mı var! (Neml:60)

Kuruyan ağaçlar, solan yapraklar ölümü öyle çok hatırlatıyor ki; Benim aklımdan hep ölüm ayetleri, ölümlü şiirler gelip geçiyor:
Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz…
Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,
Belki bir sabah vakti, belki gece yarısı,
Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz…

Kırkıncı odanın kapısındayım;
Ne varsa bu kapı arkasındadır.
Açsam, ya açmasam kaygısındayım;
Aklım iki cihan arasındadır…

Bakmayın öyle karamsar gibi yazdığım satırlara. Hayat kadar, ölüm de bizden. Biliyoruz ki ölüm yok olmak değil, kaybolmak değil. Yeniden dirilmeye, daha güzel, daha mutlu bir hayata dirilmeye iman etmişiz, umut etmişiz, dua etmişiz biz…
Eğer tabiata çıkma imkanınız olursa, lütfen her zerreyi incelemeye çalışın. Her gördüğünüzü Rabbimizden bir hediye olarak düşünün ve inceleyin. Bakın nasıl coşacak imanınız. Yüreğiniz nasıl muhabbetle dolacak…
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
Tatlı Huri’miz hastaymış. Allah şifalar versin gülümüze. O benden sonbahar resimleri istemişti, ilaç niyetine Huri’ye ve tüm hastalara armağanım olsun. Hem bedeni, hem ruhu hasta olan herkese şifa olsun inşaAllah…
(Resimlerin üzerine fare imlecini getirip, her resme yerleştirdiğim ayetleri okuyabilirsiniz)
bende aşka inanmıyorum cahideciğim. ben sevgiye inanıyorum. yürekten sevgiye. Allah için sevgiye.
fotoğraflarla ve ayetlerle hayat ve ölüm böyle güzel anlatılır işte.
huri ye çok geçmiş olsun. Rabbim şifa versin inşallah.
BeğenBeğen
ALLAH senden razı olsun Cahide’ciğim beni çok duygulandırdın.Aşure gününüzü kutluyorum.Hep sevdiğimiz ALLAH’ımızla olmamız ve O’na tabi olmamız duasıyla
BeğenBeğen
“Gördüğün her şeye bak,sanat nasil işlenmiş/işlemler ortada,işleyense gizlenmiş”. Buralar nereler cahide hanim?
BeğenBeğen
Nazilli Rukiye
BeğenBeğen
Çok güzel bir post olmuş, elinize yüreğinize sağlık..hastanıza da acil şifalar diliyorum
BeğenBeğen
Nefis manzaralar harika sözlerle birleşmiş.
BeğenBeğen
bu ne güzel bir kompozisyon olmuş .hele ayetler nasıl yakışmış resimlerin üzerine … nazar olacak sana ablam yapma böyle güzellikler artık 🙂 MAŞŞALLAH BAREKALLAH ….
BeğenBeğen
Neyime nazar edecekler deli kız 🙂 Güzellikler Rabbimden, benim içinde neyim var ki?…:)
BeğenBeğen
neyin mi var? güzelikler için gören güzel gözlerin,iman eden tertemiz kalbin,rabbinden başka kimseden korkmayan cesurmu cesur yüreğin,vefakar cefakar dostluğun,ablalalıgın,kardeşliğin..
maharetçe resim çeken,ustaca yemek hazırlayan lütufkâr ellerin… daha sayayım mı? övmek boğmaktı değil mi ? tamam sustum..;) 🙂
BeğenBeğen
ALLAH C. C. senden razı olsun bacım
BeğenBeğen
Ne kadar güzel yerlere gitmişsin çok hoşuma gitti..hüzünlendim okurken bir varmış bir yokmuş olacağız hepimiz Rabbim alnı ak olanlardan eylesin hepimizi…
Resimlerin içine sakladığın Ayet-i Kerime’ler büyük jest maşAllah..ölümü anmak insana huzur ve sakinlik veriyor…
Hep okurdum birilerinin içinden geçenleri burada tevafuken dile getirdiğini..bugün de benim başıma geldi..Allah hayr etsin..
Gece bir rüya gördüm..Evimizdeydik ve Malik kaybolmuştu..evi sokağı mahalleyi aradık yok yok hiçbir yerde yoktu..kendimi onun yerine koymaya çalışıyorum rüyamda ben Malik olsam nereye giderim diyorum..ama bulamıyorum..bir gün iki gün öyle geçiyor ve geç saatte yine oturmuş ağlıyorum Malik nerde acaba diye düşünüyorum sonra ani bir hareketle dış kapıya gidip açıyorum evin karşısında çocuk parkı var orada karanlıkta yerde biri uyuyor..yanına gidiyorum bakıyorum oğlum..kucağıma alıp ağlayarak bağrıma basıyorum Malikim neredeydin sen diyorum o da bana cevap veriyor geldim anne burdayım diyor…
Kan ter içinde uyandım bir müddet kendime gelemedim..ve aklımdan neler geçti…ölüm evet ölüm..ölüm temizliktir…ben oğlumu toprağa emanet ederim ama dünyadaki zalimlerin eline emanet etmek istemem..
Rabbim korktuklarımızı başımıza getirmesin hepimize ferahlık ve huzur versin..
BeğenBeğen
Sonra yatağından fırlayıp Malik’in yanına gitmedin mi? Sıkı sıkı sarılmadın mı annesi? İnsan böyle dehşetli bir rüyanın ardından, bir yitiğini bulmuş gibi seviniyor. Rüyalar belki de bize bir ihtar, bir hatırlatma… Malikimizi de seni de seviyorum Zeynebim. Allah hep güzel haberlerinizi duyursun bize…
BeğenBeğen
Devamını tahmin edersin diye yazmamıştım..
Sarılmazmıyım öpmezmiyim Rabbim aklıma mukayyet ol dedim rüyamda yerde uyuduğu için yanağında toprak izi vardı yanaklarına baktım gerçekten iz olmuşmu diye..tabiki yoktu..şükürler olsun..
BeğenBeğen
Canımsın…
BeğenBeğen
ahhhh zeynebım ahhhhhh
BeğenBeğen
her baktıgımda senı gormek ne guzel mevlam….
BeğenBeğen
Yazsiklarin asla karamsal degil. Sanki Ben yazmişım duyqularıma tercüman oldun. Bence aşk yıkıcı duyqu değil aşk yalnızca sevgiliye değil Allah’a ana babaya evlada tabiyata her şeye aidir aşk. Ammma en güzeli Yüce Rabbime olanıdır aşk.
BeğenBeğen
Selamun aleykum canım kardeşim ve tüm dostlar 🙂 Ellerin dert görmesin çok güzel fotoğraflar çekmişin:) Kuranda öyle çok ayeti kerime varki yaratılışla ilgili hepsi muhteşem Hep iştemişimdir bu şehrin gürültüsünden kurtulup ıssız dağ başına çıkıp Rabbimle konuşmayı ay ışığında namaz kılmayı ve ALLAHIM seni seviyorum diye bağırmayı birde ölmeden önce Kabeyi görmeyi ve uzaya çıkıp yeryüzünü seyretmeyi çok isterim 🙂 Bu arada♥ Huri♥ kardeşime ALLAHtan acil şifalar dilerim ve tüm kardeşlerin sıkıntılarını gidersin.♥
♥♥♥ O gökten su indirendir. İşte biz her çeşit bitkiyi onunla bitirdik. O bitkidende kendisinde üstüste binmiş taneler bitireceğimiz bir yeşillik hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar üzüm bağları bir kısmı birbirine benzeyen bir kısmıda benzemeyen zeytin ve nar bahçeleri meydana getirdik . Meyve verirken ve olgunlaştığı zaman her birinin meyvesine bakın Kuşkusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.♥♥ ENAM 99.♥
BeğenBeğen
Bu resimlerle o cümleler nasıl da alıp götürüyor insanı. Resimleri bekleyip duruyordum, meğer böyle güzel böyle özenle hazırlıyormuşsun. Çok beğendim. Ölürken dirilen doğa… Bu cümle çok güzel. Gün gelecek bizde aynı böyle olacağız…
Yağmur sonrası toprak kokusuna bende bayılırım, elimdde olsa depolarım. Sevmeyen yoktur herhalde…
Çok iyi geldi be ablam sağol varol.
Huri ablama da moral olacak. Hepinizi sıkı sıkı kucaklayasım var benim de.
BeğenBeğen
selamlar herkese
rabbime sukurler olsun bir nebze daha iyiyim.rabbim merhamet ediyor oğlum da iyi inş.
ablacığım bu ozel ve güzel post için cok teşekkür ederim.baktıkca kafam sakinleşti.yazdıklarını okudukça huznum kudsilesti…
bana dua eden geçmiş olsun dşyen herkesten allah razı olsun..
belgin abla senin gönderdiğin resimlerde cok güzeldi.cok sagol.
toprağım kurabiyeler için cok teşekkürler.benim beceremediğim seyleri bana ikram ettin.
hasret abla torunun hayırlı mübarek olsun.rabbim iffetle yasatsın.
3gundur oğluma sarılıp öpemiyordum.bugun dayanamadım.aman rabbim…nasıl nasıl ozlemişim….allah kımseyı evladından ayırmasın.ımtıhan etmesin.
hatice gönderdiğim mesaj ıcın sagol ablacım……
BeğenBeğen
Aleykum selam Huriciğim,Elhamdülillah iyi olduğuna çok sevindim.Amiin kardeşim Rabbim evlatlarımızın acısını göstermesin onlarla imtihan etmesin.Bütün isteyen kardeşlerimize de Rabbim hayırlı ,sağlıklı, imanlı evlatlar nasip etsin amiiin.
BeğenBeğen
Hislerimi öyle güzel dillendirmişsiniz ki gözlerimden yaşlar süzülerek okudum, sadece ben böyle hissediyorum sanıyordum.Size ne kadar çok teşekkür etsem az.Allah iki cihanda da aziz etsin sizi Cahide hanım.
BeğenBeğen
Aslında biz çok kişiyiz ama birbirimizden habersiziz. Rabbim her birimizi ayrı yerlere serpiştirmiş. Bir vesileyle buluşuyoruz işte…Elhamdulillah
BeğenBeğen
En çok şu bir tarafı yeşil, bir tarafı kuru olan ağacın fotoğrafına baktım abla.
Şu an arasında bulunduğum dört duvarın yanıbaşında bir akasya ağacı arkadaşım var. Bütün yazı birlikte geçirdik onunla. Kendisi güvercinlerin, kumruların ve serçelerin de arkadaşı ve evidir, bana ve odama vuran gölgemdir. Balkondan elimi uzatsam, dallarını okşarım onun, saçlarıymış gibi gelir… Akasya kokusu bilir misiniz, ben bilirim, hele bi çiçeklendi mi, dört bir yanı kuşatıverir. Saçlarına rüzgar vurdu mu, yaprakları birbirine çarpar, konuşmaya başlar, sesleniverir size, dönüp bakarsınız seher vakti; iki kuş yuvalarını yapıyor incelikle. Meğer onu söylüyormuş, bak da ibret al, Rabbinin güzelliğine diye. Azıcık düşünsem, içimi serinletir.
Şimdi kış geldi, önce kuşlar yuvalarını götürdüler, sonra yaprakları sarardı, dökülmeye başladı. Kuru dallarında baharın umudunu taşıyor, şimdi de ben konuşuyorum onunla, aynıyız seninle, ölüp-dirileceğim ben de senin gibi. Yine kuşlar ev yapacak dallarına.
BeğenBeğen
Gaziantep’in bir köyünde 6 ayımız geçti. Evin önünde büyük bir akasya ağacı vardı. Her kapıyı açışımızda içeri çiçeklerinin kokusu gelirdi. Pencerenin önünde de bir kayısı ağacı…Dalları pencereye değecek kadar yakındı. Her gün pencereyi açtığımda, tomurcukların o gün ne kadar büyüdüğüne bakardım. Adım adım çiçeklerin açışını, meyvelerin büyümesini seyrettim o bahar.
Sadece bir bahar yaşadım orada. Ama hayatımda en çok iz bırakan bahar, o bahardı…
BeğenBeğen
canım benim her fotoğrafa koyduğun ayette güzel olmuş çektiğin foto kareleride hergün gördüğümüz ama fark etmediğimiz öyle güzellikler varki en son fotoğraf rabbimin ne kadar kudret sahibi olduğunu gösteriyor akan suyu ne zaman görsem huzur bulurum umarım bi çoğumuzda böyleyiz
BeğenBeğen
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu.Hepimizin asura günü mubarek olsun . Rabbim dualarimizi kabul eylesin
BeğenBeğen
Resimler çok güzel,teşekkürler yazınızda öyle
BeğenBeğen
Çok güzeller yaa 😦 Ellerinize sağlıkk… Ne kadar şanslısınız bu kadar güzellikleri canlı canlı görebildiğiniz için 😦
BeğenBeğen
Emin ol kardeşim, bulunduğun yer her neresiyse Allah oraya da bir güzellik bahşetmiş. Ben bu güzellikleri görüp gözyaşlarımı akıtırken, başka bir köşede birileri Allah’ın haram ettiği içkiyi içiyordu…
Ben o yolları muhabbetle yürürken, birileri aynı yoldan lanetler okuyarak geçiyordu. Rabbimizin nimetleri her yerde var. Önemli olan bizim onlara hangi gözlerle baktığımız…
BeğenBeğen
Teşekkürler……Tefekküre vesile oluyorsunuz.Şükürler olsun Yaradana yarattıklarından ötürü,şükürler olsun yarattıklarını farkedebildiğimize , şükürler olsun ki farketmeyi verdiği için………..
BeğenBeğen
çok güzel olmuş cahidem. bütün yüreğimle seni alkışlıyorum. okuyunca gözlerim yaşardı. yüreğine diline sağlık. hayran kaldım yazına. MAŞAALLAH BAREKALLAH resimleri çok beğendim. usta bir imanlı ahçı,usta bir imanlı şair,usta bir imanlı fotoğrafçı ve güzeller güzeli imanlı bir anne. MAŞAALLAH.
BeğenBeğen
İnşaAllah göründüğüm gibi olurum Tülayım…Rabbim beni affeylesin…
BeğenBeğen
amin canım,hepimizi de affeylesin inşaAllah. hangi dini kitapları okuyorsun? dinimi daha iyi geliştirmek istiyorum. bu arada makaron yapmayı düşünüyor musun? seni rabbime emanet ediyorum canım
BeğenBeğen
bana bu sabah tafekkür ettirip içimi coşturduğunuz için teşekkür ederim.
BeğenBeğen
Çok güzel gören gözler için tabiki. ALLAH hepimiizede sizin gördüğünüz pencereden bakmayı nasip etsin inşallah…
BeğenBeğen
Cahide Hn,
Elinize, dilinize, yüreğinize sağlık. Beni benden alıp götürdü resimleriniz, paylaştığınız ayetler, yorumlarınız hepsi birbirinden güzel, birbirinden değerli.
Rabbim sizden razı olsun.
BeğenBeğen
Selamün Aleyküm. Arkadaşa şifa diliyorum. Bende 10 günü geçkindir bitkisellerle geçiştirmeye çalıştığım öksürükle boğuşuyorum.. Bu fotoğraflar çokk güzel.. Bende Pazar günü çektim. Yemyeşil çamlarla kuruyan kavaklara baktım ve fotoğraflarını çektim..Hala yaprağını dökmemek için yeşilliğini koruyan söğüt ilgimi çekti.. Kuru dala can veren Rabbim bize de şifa versin. Kendinden başkasına muhtaç etmesin.
(DR. a gitttim lakin dr. ların farklı soru sorulmasına yada soru sorulmadan kuzu kuzu hastalara alışmış olmalarından dolayı gene kırıldım gene üzüldüm. Dr. a gitmek dahi istemiyorum bu yüzden :(( )
BeğenBeğen
Ve aleykum selam canım. Allah şifalar versin. Allah doktorlarımızın zerafetini, merhametini artırsın…
BeğenBeğen
Rabb’im kardeşimize şifa versin ve tüm mümin hastalarımıza. Amin!.. güldeste kardeşim, bende doktorların bu hallerinden şikayetçiyim çok güzel özetlemişsin olayı… soru sormaya gelmiyorlar… inan, hastaların halinden anlayan doktorlar çok çok azzz… çoğu ezbere ilaç veriyor…
BeğenBeğen
Hacamatı öğrenip kendimde yaptırmaya başladığımdan beri Allah’ıma şükürler olsun mide ağrım dışında çok ciddi hiç rahatsızlığım olmadı. Hatta bir yıldır, on beş günde grip ve günlerce süren öksürüğü olan ben tık bile demedim bağışıklığı hat safhaya çıkaran başka bir tedavi tanımıyorum artık . Avuçla içtiğim ilaçlarım da artık benimle değil Ben Hacamat yaptırın sağlıklı yaşayın diyorum.vücudumuz o kadar mükemmel yaradılmış ki onu biz zorla hasta ediyor muşuz.Allah hasta olan herkese acil şifalar versin doktorlarımızı da Cahide’ninde dediği gibi bol bol merhamet…
BeğenBeğen
Eminecim telefonumu yeni yazabildim..bir kaç gündür yoğundum..siteye bakamadım..müsait olunca ara görüşelim canım..
BeğenBeğen
Serpil’ciğimle konuştuk çooookkk mutlu oldum Cahidem sayende ne güzel dostlar ediniyoruz.
BeğenBeğen
Çok sevindim bacım. Serpil numarasını verirse ben de sesini duymak isterim.
BeğenBeğen
şişşşt çaktırma ben sana vereyim :p
BeğenBeğen
Ben de mutlu oldum canım tanıştığımıza..
BeğenBeğen
emıne hanım ıyı aksamlar acaba hacamatı nerde yaptıdınız ogrenebılırmıyım bende dusunuyorum cahıde hanım yıne supersınız yuregınıze saglık
BeğenBeğen
Ben İstanbul’da Süleyman gök beyden aldım eğitimi canım ama nasipse İslami HAcamat tanda ikincisini düşünüyorum onlar da İstanbul’da.Bu arada hacamatı Tokat Turhal’da yapıyorum
BeğenBeğen
Hepsi de birbirinden güzel fotoğraflar bunlar. Şu namaz kılmayı istediğin yer ile en baştaki fotoğrafa bayıldım.senin güzel anlatımınla da birleşince harika olmuş. Rabbim Tüm hastalara ve Huri arkadaşımıza acil şifalar versin inşallah
Ankaradan Deniz
BeğenBeğen
İnsan-ı mü’mine nur-u İmân ile gösterir ki, mevt idâm değil, tebdil-i mekândır; kabir ise, zulümâtlı bir kuyu ağzı değil, nurâniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şâşaasıyla, âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. Elbette, zindân-ı dünyadan bostân-ı cinâna çıkmak ve müz’ic dağdağa-i hayat-ı cismâniyeden âlem-i rahata ve meydan-ı tayerân-ı ervâha geçmek ve mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzûr-u Rahmân’a gitmek, bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir.
Beşincisi: Kur’ân’ı dinleyen insana, Kur’ân’daki ilm-i hakikati ve nur-u hakikatle dünyanın mahiyetini bildirmekliğiyle, dünyaya aşk ve alâka pek mânâsız olduğunu anlatmaktır. Yani, insana der ve ispat eder ki:
Dünya bir kitâb-ı Samedânîdir. Huruf ve kelimâtı nefislerine değil, belki Başkasının zât ve sıfât ve esmâsına delâlet ediyorlar. Öyle ise mânâsını bil, al; nukuşunu bırak, git.
Hem bir mezraadır. Ek ve mahsülünü al, muhâfaza et; müzahrafâtını at, ehemmiyet verme.
Hem birbiri arkasında dâim gelen geçen aynalar mecmûasıdır. Öyle ise onlarda tecellî edeni bil, envârını gör ve onlarda tezâhür eden esmânın tecelliyâtını anla ve Müsemmâlarını sev; ve zevâle ve kırılmaya mahkûm olan o cam parçalarından alâkanı kes.
Hem seyyar bir ticaretgâhtır. Öyle ise alışverişini yap, gel; ve senden kaçan ve sana iltifat etmeyen kafilelerin arkalarından beyhûde koşma, yorulma.
Hem muvakkat bir seyrangâhtır. Öyle ise nazar-ı ibretle bak ve zâhirî çirkin yüzüne değil, belki Cemîl-i Bâkîye bakan gizli, güzel yüzüne dikkat et, hoş ve faydalı bir tenezzüh yap, dön; ve o güzel manzaraları irâe eden ve güzelleri gösteren perdelerin kapanmasıyla, akılsız çocuk gibi ağlama, merak etme.
“Hem bir misafirhânedir. Öyle ise onu yapan Mihmandâr-ı Kerîmin izni dairesinde ye, iç, şükret; kanunu dairesinde işle, hareket et. Sonra arkana bakma, çık, git; herzekârâne fuzûlî bir sûrette karışma. Senden ayrılan ve sana âit olmayan şeylerle mânâsız uğraşma ve geçici işlerine bağlanıp boğulma” gibi zâhir hakikatlerle dünyanın iç yüzündeki esrârı gösterip dünyadan müfârakatı gayet hafifleştirir, belki hüşyar olanlara sevdirir ve rahmetinin herşeyde ve her şe’ninde bir izi bulunduğunu gösterir. risali nur külliyatından SÖZLER 16.SÖZ
BeğenBeğen
Cahide ablacigim es selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh(bugun on kisiye selam vermek gerekioda bende 2 .selqmimi sana verim dedim.)yukarida bi arkadasa bizim nasil baktigimiz önemli demissin bencede yoksa olmuyo.ben istanbulda dogup buyudum buraya yani almanyaya gelin geldim akmanya yesil olmasina cok yesil heryer cicek orman dogaya cok saygilari var koskaca ormanlar tertemiz ama gel gor ki ben ilk geldigimde o yesiller sarilar o guzelim irmaklar bana hep itici siyah geliyodu (guya gevur ulkesi ya )sonra bi gun esimle parktq otururken agactan bi yaprak dusti kucagima kucuk yemyesiildi ne kadar tatli diye gecirdim bi tarafdanda amann almanyanin yapragi altin olsa ne yazar dedim bi anda soguk bi ruzgar esti icim ürperdi silkelendim ve o an allaha farkinda olmadan isyan ettigimi anladim sonucunda almanyaninda istanbulunda tasini topragini yapragini yaratan rabbimdi hepsi rabbimi zikrediyodu hatta burdakiler daha sevimli gelio cunku hristiyanda eline alsa yahudide ustune bassa onlar yine ALLAH diyodu herkeselindekinin ve yanindakilerin kiynetini bilmeli guzel bakan guzel gorur diyor ellerinden sonra yanaklarindan opuyorum cahide ablam;)
BeğenBeğen
birde geçen yazdığım şu msj neden kimse ilgilenmedi acaba merak ettm!! boşyere kaç kez baktm tek kişi yazmamış 😦 :::
Hayırlı günler herkese. konuyla ilgili değil ama Cahide abla ben sana bir şey danışmak istiyorum konuyla ilgilenen arkadaşlarda varsa yazarsa sevinirim… ben elektrikli ev aletleri alacağım ancak aklım karıştı. İsrail markalarından almayayım dedim ama bi yerde gördüm markaların hemen hemen hepsi İsrail’inmiş şaşırdım… sıemens, bosch, samsung, tefal, braun, philips vs.. ben ütü alacağım en iyisi philips diye biliyorum fakat bazı yerlerde philips için Hollanda yazıyor bazı yerlerde İsrail malı şaşırdım. yolumu şaşırdım ne yapsam? bu sorumu dünde sormuştum cevap alamayınca tekrar sordum inşallah yanlış anlaşılmam. bunaldım biraz… teşekkürler şimdiden…
BeğenBeğen
Zehra’cım hiç görmedim kusurumuza bakma biraz araştırıp İnş sana döneyim gülüm.Ben şahsım adına üzüldüm hakkını helal et
BeğenBeğen
beklemekte olacağım emine kardeşim..:) helal olsun..ilgin için ALLAH razı olsun…
BeğenBeğen
Cahide’nin aşağıdaki yazısı oldukça kayda değer Zehra daha önce okumuştum unutmuşum şimdi hatırladım.Dün biraz bakındım Arzumun ürünleri Türk üretimi fakat orta kalite önceleri iyi iken talep çok olunca kaliteyi artıracaklarına düşürmüşler bu arada benim ütüm Tefal on yıldır kullanıyorum ama Tefal’i kim nerede üretiyor bilmiyorum.Şunuda son olarak söyleyeyim hassasiyetim sadece yahudiler üzerine aldığım ürünlerde onlara para akışının olacağını düşünmek bile beni ürkütüyor.
BeğenBeğen
cevabın için sağol emine kardeşim, hakkını helal eyle…
BeğenBeğen
Helal olsun canım, ne yaptım ki iki tık tık.
BeğenBeğen
hangi ülkenin malı bilmiyorum ama benim
ütüm philips 8 sene olacak kullanıyorum ve çok memnunum 3 metre kablosu var ve buharı süper maaşallah
BeğenBeğen
Zehra’ya cevap olarak şu yazımın linkini vereyim.
Neyi Boykot ediyoruz?
http://cahidejibek.com/2012/11/23/neyi-boykot-ediyoruz/
BeğenBeğen
Zehra hanim ben size philips marka ütüyü önerebilirim.Ben yaklasik 9 yil kullandim cok memnundum iki yil önce ben Türkiye de iken oglum ütü yapacagim diye bozmus gerci degisme zamanida gelmisti.Gidip Rowenta markasindan bir ütü almis simdilik buda iyi fakat bana göre en iyisi philips .
BeğenBeğen
ay cahide ablacım resimler mükemmel,kusursuz biz yeterki tevekkül ile bakabilelim.bizde eşimle dün dağlara çıktık sen geldin aklıma o şahane güzellikler… evet biz beton yığınları arasında yaşamak için dogmadık.ruhumuzu doyurmaya ihtiyacımız var.aklıma unuttuğum foto makinam geldi o resimleri çekip sayfanıza koymak geldi…ve bi baktım ki siz benden hızlısınız bunlarda şahane… huri kardeşimize Allah şifalar versin.ben de hafif atlattım bu hastalığı… 😦
ben de sizler den babam için dua bekliyorum bugun boğazındaki şişlik nedeniyle tomografi,röntgen çekinecek inşALLAH kötü bişey çıkmaz dualarınıza muhtacım…
birde cahide abla sonuçlar çıkana kadar ne okuyabilirim fetih dediler ama dogrumu acaba sayılı okunuyormuş…bir de şu duayı biliyormusun? ”ha hannar ya mennar ismin dertlere dermen eselüke el aman…”şifa duasıymış…
BeğenBeğen
Bu duaları kim öğretiyor size kuzum? Birilerine bizim haberimiz olmayan ilahi kitaplar inmişte bizim mi haberimiz yok?! Birde sayılı olacakmış demek! Rabbimizin kitabındaki ve Rasulümüzün tavsiye ettiği dualar bize yetmiyor mu ki dine eklemeler yapıp duruyor bu hadsizler!
Kızgınlığım sana değil gülüm. Din bezirgânlarına! Her gün yeni bir bidatle çıkıyorlar karşımıza. Bizden gibi görünenlerin bize ettiğini, düşmanlar etmedi!
Adamın birinin uyduruk kitapları en çok satılan kitapların arasına girdi. İçini aç oku inan Müslümanın kanına dokunuyor yazdıkları. Onun fazileti, bunun fazileti, bin tane uydurma zikir ve dua! Devam etmeyeyim sakinleşmem lazım. Sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok hesabı…
Allah babana sağlık sıhhat versin kardeşim… Sonuçları güzel çıkar inşaAllah
BeğenBeğen
Allah razı olsun ablacığım…biliyorum zaten sayıyla okumam ben dedim.hocamızla sayıyla okuma yoktur…diyen kendi okusun demişti ama…dua yeter demi istediğim kadar okuyayım o zaman 😦
BeğenBeğen
En güzel ve en çok da hediye ettiğim hatta Konyadaki ilk buluşmamızda da arkadaşlara verdim
Hüsnil MÜslim guraba yayınları
BeğenBeğen
Evet ben de çok severim.
BeğenBeğen
Hüsnil MÜslim guraba yayınları evet ablacım siteden baktım çok güzel dualar var.kaynakları güvenilir…
BeğenBeğen
Allahın esma-i hüsnasındandır ya hannan ya mennan.sizin gibi bir müslümana yakıştıramadım bu tenkit dolu yazıyı. birbirine sahip çıkamayıp hep eleştiren ve birbirini müslüman bile kabul etmeyen islam aleminin durumu ne olacak Rabbim yar ve yardımcımız olsun inşallah
BeğenBeğen
Suzan cigim baba ciginin röntgen sonuclari insaAllah temiz cikar.
BeğenBeğen
ALLAH razı olsun ablacığım… şimdilik iyi,yarın belli olacak ah bu sigara 😦
BeğenBeğen
çok geçmiş olsun cahide abla. Ne güzel yazmışsınız. Fotoğraflar da çok özel.
BeğenBeğen
Baktıgn herşeyde yaradanı görmek o kadr güzel bir duygu ki insanın içi huzr doluyor. Hem yaradanı düşünüyrsn hem amel defterne sevap yazılıyr. Rabbim bizi cennetne almk içn bize her türlü kolaylıgı göstermiş.
BeğenBeğen
ÖLÜM:deyince hep bu güzel şiir geliverir aklıma,
Ölüm Güzel Şey
Ölüm güzel şey,budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?…
Öleceğiz müjdeler olsun,müjdeler olsun !
Ölümüde öldüren Rabbe secdeler olsun!
Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O demdeki,perdeler kalkar,perdeler iner,
Azraile hoşgeldin,diyebilmekte hüner…
O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın?
Toprağın altındaki saklambaçta varmısın?
Ölüm ölene bayram,bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel,bayramda tahta ata binmek var.!…
Ufka bakarlar;ölüm uzaktamı uzakta…
Ve tabut bekler,suya inmek için kızakta…..
Sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut !
Zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut!
Necip Fazıl Kısakürek
Aslında ölmek için yaşıyoruz öyle değil mi ? Rabbim anlamayı idrak edebilmeyi cümlemize nasip eylesin.Resimler çoook güzel beni benden alıp bambaşka diyarlara götürdü.Oradaki suyun şırıltısında Rabbimle başbaşa kalabilmeyi ne çok isterdim…
Selametle Kalın
BeğenBeğen
sizi tebrik ediyorum.Bu kadar güzellikleri derleyip paylaştığınız için.Sizinle tanışmıyoruz ancak sizi sık sık takip ediyorum.Allah kolaylıklar versin.
BeğenBeğen
Allah ın nimetini saysanız sayamazsınız ne kalem ne murekkep yeter çok ama çok güzel okudum okudum sondaki resimlerin üzerine gelin ayetler var deyince resimlere deydim ayetler ayetler ayetler biri Allah ın kudreti olan nizamı kevni ayetler diğeri Allah ın kelamı olan ayetler birbirini destekleyen işte her yerde Ben varım diyen imanı yücelten Allah ne güzel değil mi
Allah ın ayetleriyle gönlümü hoş eden kardeşim Allah da seni ve tüm ümmeti müslümanları hoş etsin razı olsun ve en güzeli de hoşnut ta olsun
🌷🌷🌷
Fi Emanillah
BeğenBeğen
Ablacıım yorumlara oy verme seçeneği ne güzel olmuş 🙂
BeğenBeğen
Resimler yorumlar ayetler öyle güzel ki seninle birlikte bizde gezdik bu güzel yerleri..teşekkürler canım her şey için..Huricim bir an önce iyileşde sende aramıza katıl ..çok şey kaybediyorsun bak..
BeğenBeğen
Gerçekten Serpilciğim biz da birlikte gezdik ;-)Sen nasılsın canım,yolcumuz ne zaman geliyor 🙂
BeğenBeğen
Allah her mevsimi ayri bir güzellikte yaratmis cok sükür. Baharda acan cicekler yeni dogmus bebegi hatirlatirken solan yapraklar yaslanmis insanlari hatirlatir bana. O fotagrafini cektigin yapragi görüncede yaslilik benleri olan büyüklerimiz aklima geldi.Allahim hepimize hayirli vede saglikli sekilde gecirecegimiz kimseye muhtac olmayacagimiz yaslilik nasip etsin Amin.
Ayrica blog gittikce daha ilgi cekici olmaya basladi.:) Resimleri tiklayinca okunan ayetlerde cok güzel olmus.ilgi ceken yorumlari begenmek fikrinide cok begendim.:)
Akarsu kenarlarina gittigin zaman benide hatirla canim .Cok istedigim seylerden biride akarsu yaninda oturup cay icmek .Yillar önce arabayla izne gittigimiz zamanlar bilakis karadenizdeki akarsu kenarlarinda mola verip kücük ocagimizda cay demleyip suyun sesini dinleyerek cayimizi icmeyi cok seviyorduk .Fakat son yillarda hep direk Ankara ya gittik birde büyükleri birakip bir yere gidemedigimizden o günleri özlemle aniyorum .
Bizim burdada nehirler var fakat hepsine insan eli degmis hic Türkiye deki gibi siril siril akan nehir görmedim Nehirlere boydan boya beton duvarlarla yön vermisler nehir bile istedigi gibi akamiyor.Ah ülkemin nehri bile baska akiyor:Evime 5 dakika uzaklikta bir nehir var ama sanki nehir degilde durgun su.Suyu bile terbiye etmisler:) bizim burdaki nehrinde etrafina duvar cekmisler uslu uslu duruyor 🙂 ben böyle ölü nehir sevmiyorum 😦 Köpük köpük akan akarsulari ne kadarda özlemisim yarabbim.
Dünde yazmistim ama olsun bugün tekrar Huri cigime gecmis olsun diyeyim hastaligini tez zamanda atlatip bebegiyle mutlu günler gecirsin InsaAllah. Allahim bütün hastalara sifa versin.Amin.
BeğenBeğen
cahide ablam canım çok güzel resimler kat postal gibi nazilli,de benim eski bir komşum var birbirimizi çok severdik eğer birgün oralara yolun düşerse sizide görmek isterim
BeğenBeğen
Ablacım yasin suresindeyim demiştim hani, oradan bana kalanları yazayım, bir okuyan olursa, yardım eder belki.
1) 5.6.7.8.9. ayetler hemen hemen bütün meallerde “ataları bir peygamber tarafından uyarılmamış olan, bu yüzden de gaflet içinde bulunan bir kavim” olarak çevrilmiş. Devamında da “kafirlikte direndikleri, imana gelmedikleri için, Allah’ın azap sözü onların üzerine hak olduğu, boyunlarına demir halkalar geçirildiği, önlerine ve arkalarına birer set çekildiği, kalp gözlerinin perdelendiği” ni söylüyor ayetler.
“daha önce uyarılmamış bir kavim” çevirisinde bir hata olmalı diye düşünüyorum. bütün mealler direkt böyle yazmış. bir sorun yok mu burada? kavim hiç uyarılmamış olsa, niye ve nasıl cezalandırılsın? gaflet içinde bırakılıp, üstüne kalpleri perdelensin? kimi kitaplar da “arap toplumunun uyarılmadığını” yazmış sanki hz. ibrahim’i hz. İsmail’i hiç tanımıyorlarmış gibi. zannediyorum. çeviri hatası var?
“bu Kur’an sana, gaflet içinde kalmış bir kavmi uyarasın diye -ki bunların ataları da uyarılmıştı, Aziz ve Rahman olan Allah’ın katından indirilmiştir”
gibi anlamak daha doğru değil mi?
2) 13. ayeti de kimi müfessirler “Antakya halkı” diye çevirmiş, hiçbirşey yapmasalar da not düşmüşler. bunun bir dayanağını bulamadım. Kur’an-ı Kerim kıssaları gerçektir, yaşanmıştır ve bize ders olacak kesitlerden oluşur ama zaman-mekan-tarih belirtmez ki bu Kur’an Kerim i bütün çağlara hakim ve hitapsahibi kılar. Tarih kitabı gibi değildir kıssalar. Antakya’yı kim nereden bulmuş, kaynağını biliyor musunuz acaba?
3) (devamını yazacağım)
BeğenBeğen
1 cisi
Bir peygamber bir kavme gelir Onun getirdiği tebliğ etrafa yayılır insanlar buna uyarlar bunu tıpkı biz denize atılan bir taşa benzetiriz ve o taş atılır atılmaz bir dalga gibi yayılır değil mi işte tebliğ böyledir Allah o denizdeki dalga gibi yayar . Evet onların atalarına bir Peygamber gelmedi açıklaması işte o dalganın durulması yani artık insanlar Peygamberin getirdiklerini zamanla unutmuşlar ki onların getirdiği yani önceki Peygamberlerin izleri kaybolup hurafeler çıktığında işte o zaman bir Peygamber gelir bu Muhammed aleyhi ve sellem de son bulmuştur ki buda Sebe suresinde bu son Rasulun getirdiği tebliğe hurafe karışmayacağı garantisi vardır. Ve arabların biliyoruz ki onlar İbrahim Musa İsa ve İsmail aleyhi selamların yollarından gidiyordu ta ki unutup hurafe katılıncaya kadar.
2 cisi
13 ayet o beldenin Antakya olduğunu söyleyen bir çok kimse var ama ne Kur’ anda ne hadiste böyle nir bilgi mevcut değil başta böyle bir olay tarihte Antakya nın başına gelmiş bir azab yoktur ne bir elçi ne bir Peygamber bunu hıristiyanlar hem havarilerin İsa aleyhi selamdan sonra oraya mesaj gönderdiklerini söyler kitabı mukaddesin Rasulun işleri bölümünde aslında hiç alakası yoktur çünkü oradaki durum bir inkar ve inat olan beldenin durumunu anlatıyor eğer o belde hıristiyan bir belde olsaydı neden elçiler o beldede tebliğ için davet etsinlerdi ki bu şekilde ki bir davet Antakya da olmamıştır bunu İbni Abbas katade ve bir çok kişi redetmiştir.
Aslında bu belde neden Kur’an da kıssa olarak geçmesinin sebebi yine müşrikleredir yani ey müşrik topluluğu o beldenin insanları kendi içlerinde bir rlçi vardı ve ikincisi ile desteklendi ve onlara uyun diyen bir adam ta uzaklardan geldi hep inat ve inkarları bakın ne hallere koydu onları onlar o sese kulak veren kişinin ah kavmim bilseydi cennetin nasıl olduğunu işte ey müşrikler sizde inat etmeyin yola gelin Muhammed in aleyhi ve sellem takip edin
Biz bu ayeti işlerken bu ders oayıma düşmüştü orada biz şöyle bir misalde koymuştuk
İnsan ‘ yasin ‘ Mekke de Peygamberimizin yanında olan Ebu Leheb Ebu Cehil Ümmü bin Halef gibiler kabede Rasulullah ın yanında imanın tadına varamazken ta uzaklardaki Selman Farisi ve Ebu Zer el Gıfari lerde uzaktan gelip iman edenlerin arasına girerler .
Fi Emanillah
BeğenBeğen
Hasret ablacım, size şeyi söyleyecektim, geçen gün furkan 30 daki “mehcuran”la ilgili yazmıştım ya, bugün arap bir arkadaşımla konuştuk bu konuyu. Onların bulundukları bölgede, araplar sürekli kendi aralarında evlendikleri, birbirleriyle yakın temasta kaldıkları için, konuşulan arapça pek bozulmamış, çok fazla anlam kaybına uğramamış. Sık sık kendisiyle konuşuruz, arapça öğretir biraz bana da, Allah razı olsun. Hiç ayeti söylemeden, direkt kelimeyi sordum da… sizinle de paylaşayım, siz biliyorsunuzdur gerçi.
“mehcuran” hicret kelimesiyle yakın zaten. terk edilmiş, içinden çıkmış, ayrılmış olarak anlıyorduk ya hani. peygamberimizin şikayeti olarak, “ümmetim kur’an-ı mehcur bıraktı” diyeceği günü…
mehcur: yaşamanın kalmadığı harabe, yıkıntı, terk edilmiş yer.. olarak da kullanılıyormuş.
hayatla birebir ilişkisi olan bir kelimeymiş.
aklıma gelmişken yazayım.
BeğenBeğen
Mevdudi bunu şu şekilde yorumlamış
Arapça “mehcur” kelimesi çok çeşitli anlamlara gelebilir. Bunlara göre ayetin anlamı şöyledir: “Kavmim Kur’an’ı dikkate değer görmedi. Kabul etmedikleri gibi, ardından da gitmedi. Onu anlamsız ve deli saçması bir şey yerine koydular. Onu eğlenme ve alay konusu haline getirdiler.”
İşte zaten de tam günümüzü anlatmıyor mu yıkık dökük terkedilmiş boş bir harabe
Sağolasın Ayşe m çok mutlu ediyorsun gönülden duamız mehcurlardan olmamak
😊
BeğenBeğen
Mehmet emin Hoca’da bunu gayet güzel açıklamış
http://www.habervaktim.com/yazar/48646/kuranin-mehcur-birakilmasi.html
BeğenBeğen
👍👍guzeldi
BeğenBeğen
“yes’â ” yani “koşarak, haşyet içinde gelmek” benim içimde yer eden kısmı ablacım. abese suresinde de aynı ifade aynı kelimeyle var. 16 ayetlik kısımda.. hani peygamberimizin yanına koşarak gelen ve gözleri görmeyen bir adam, anlatılır. efendimiz, o sırada o adamdan yüz çevirmesi üzerine çok ağır bir uyarı alır bu ayetlerle.
o adamın özelliği buydu, hakk yolunda gözlerinin görmemesine dahi bakmadan, koşarak haşyet içinde peygamberimize gelmişti.
BeğenBeğen
Ümm i Mektum radıyallahu anh
O Rasûlullah aleyhi ve sellem in muezzini âma bir sahabeydi Medine ilk hicret edenlerin arasında ilk ezanı orada okuyandır
Ümmi Mektum radıyallahu anh ayrıca şu özellği artık nasıl bir iman ve davett konusundaki hassayetini gösterir nitelikte
Kadisiye gazvesi olacak yanlış hatırlamıyorsam Ümmi Mektum radıyallahu anh da bu gazveye katılır yer alır onu görenler ya Mektum Allah âmaları özrü olanları muaf tuttu sen neden geldin dediklerinde cevabı şu olmuştur
Evet tabii ki biliyorum Allah benim gibileri muaf tutmuş lakin düşman sayıca bizden fazla ben istedim ki savaşamazsam bile hiç olmazsa düşmana karşı görüntüm gözüksün ki kalabalık görünelim
İşte bu var mı daha ötesi
Düşman kalabalık görsün diye tek kişi ve muaf tutulan bir kişi işte bu Suffa nın Rasûlullah aleyhi ve sellem in talebesi
Peki biz ne yapabiliyoruz
Sağlam olan beyni çalıştıran dili dönenler eli tutanlar dinimize ne kadar hizmet ediyorlar Vallahi boş olmadığımız halde bu durumu dinleyince utandım yutandım yah demeden kendimi alamadım
BeğenBeğen
şunu izlemiş miydiniz?
BeğenBeğen
Evet canım. Şu gören gözlerimizle gaflet içinde çırpınan bizi utandırıyor bu güzel çocuk…
BeğenBeğen
Evet izlemiştim ne büyük bir teslimiyet özrü olanlar özrün yanında olanlar Allah a çok bağlanırlar gerçi istisnalar var
BeğenBeğen
Ben Ali Küçük Hocanın Tefsir derslerini çok severim. Mutfakta iş görürken çoğunlukla dinlediğim derslerdendir. Yasin suresini de yine çok güzel anlatmış Senin soruna da burada cevap var. Ayet 12:35 den itibaren başlıyor.
BeğenBeğen
Bugün İHH ayder yani her çarşamba derneğimizde gündüz saat 13 ile 14 arası bayanlara
Akşam saat 19 ile 20 arası erkeklere tefsir dersi anlatıyor
Allah kendisinden razı hoşnut olsun
BeğenBeğen
Benim hayatımda dönüm noktası olan bir vakıfta ders veriyordu kendisi,bir dersinde bulunmuştum ve çok güzeldi, Guraba yayınlarını takip eden de tek ben değilmişim hamdolsun 😀 neden daha önce çıkmadınız karşıma yahu? 😀 şaka bir yana hamdolsun defalarca,tek tük olmadığımızı görmek içimi kıpır kıpır ettiriyor.
BeğenBeğen
Harika olmus…sözler resimlerle birlesince cok daha etkili olmus. Yüregine saglik ablacim.
BeğenBeğen
3) Yasin’in başında yer alan bu kıssayla ilgili çok şey geçiyor içimden. Öncelikle bu kıssa peygamberimizin, kureyş halkına misal vermesi için anlatılıyor.
“O müşriklere şu şehir halkının, hani kendilerine elçiler gelen şehir halkının, durumunu ibret verici bir misal olarak anlat”
“biz vaktiyle o halka iki elçi gönderdik. ama onlar ikisini de yalanladılar. biz de üçüncü bir elçiyle onları destekledik. onlar halka “biz size Allah tarafından gönderilmiş elçileriz” dediler.
bu kısım tebliğle ilgili çok ciddi bir ders oldu bana. iki elçi gönderilmiş bir halk, imana gelmemesine rağmen, bir elçi daha göndermiş Rabbimiz. bir kalbin kapısını defaatle çalmış, hatırlasınlar diye. ben ne kadar da kibirliyim, 2 de bıraktığım ne çok söz var kapılarda. üçüncü elçiye rağmen,
“şehir halkı şöyle dedi, “siz Allah’ın elçisi değil, sadece bizim gibi birer insansınız. Rahman size hiçbirşey indirmemiştir. sizin söyledikleriniz yalandan ibarettir.” ”
halkın yalanlama sebebi çok ilginç. elçinin insan olmasını yadırgamışlar, yadırgamakla kalmayıp, yalancılıkla suçlayıp sırt çevirmişler. insan olduğu için. bu hakaretleri diğer peygamberlerin kıssalarında da, mekke halkında da, bugünümüzde de görüyoruz.
“bunun üzerine elçiler şöyle dediler, Rabbimize yemin ediyoruz ki, biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. Bizim görevimiz, Allah’ın ayetlerini açıkca tebliğ etmektir”
halk elçileri “uğursuzluk getirmekle suçluyor daha sonra, iddialarından vazgeçmelerini istiyorlar tehditle.
20-25. ayetlerin olduğu bölümde de bir tartışma var,”min aksal medîneti ” ifadesini “şehirden ilerde, uzak bir yer” olarak çevirmişler. Ama bu ifadenin, “şehrin ileri gelenleri” anlamı da var. uzaklardan koşarak gelen bir adamın, şehirde ciddiye alınması ne mümkün. ancak şehrin ileri gelenlerinden biri halka koşarak gelip, canhıraş bir şekilde, “ey kavmim!! gelin bu elçilere uyun, onları takip edin, sizden hiçbir ücret istemeyen, hiçbir menfaat beklemeyen bu insanlara uyun ki onlar doğru yoldadırlar.” diyebilir. yabancı biri gelip, nasıl “ey kavmim bu elçilere uyun” desin? ki şimdiye dek bütün elçiler, hak yoluna çağıranlar o kavmin kendi içindendi. o kavmin dilini konuşur, adetlerini bilirdi.
bir de bu insanın tek bir kişi olması dikkatimi çekti. “tek bir kişi dahi olsan da hakkı savunmak” vazifesinin nasıl yerine getirileceğini öğretti, çoğu zaman tek bir kişi kalmıyor muyuz bizler de?
bu kısımla ilgili son olarak;
söylediklerine uyulacak, takip edilecek olanların özelliği açıklanmış, onu gördüm.
sizden hiçbir ücret istemezler, hiçbir menfaat beklemezler.
kim kendi davetine karşılık, insanlardan ücret ve menfaat umuyorsa, bilelim ki doğru yola değil, kendi işine adam arıyordur. çok sık yaşıyoruz bu tartışmayı değil mi? bugün önder diye görülenler arasında eliyle verip, kepçesiyle geri isteyenlerden, bu ayetlerin soracağı yok mudur? dahası bize düşen tarafıyla, kim ücretini dünyada iken aldığı şeyin karşılığını tekrar ahirette isteyebilir? zaten almadın mı, demezler mi?
BeğenBeğen
Aaa beğen e basınca otomatikmen beğenmeme silindi sıfırlandı oh be 😊😊😊😊
Cahide m ben bunu sevdim
Sevdim de pekala kimin beğendiğini göremiyor muyuz ?
BeğenBeğen
Maalesef göremiyoruz Hasretim. Belki de böylesi daha iyidir.
BeğenBeğen
Her biri birbirinden kıymetli ayeti kerimeler ve senin yorumlayışın, okudukça beni benden aldı.. SübhanAllah ne güzel bir uyum ve Rabbimize şükürler olsun ki bize anlamayı idrak etmeyi bahşettiği için.
Çok seviyorum doğadan kareleri ve senin çekimlerini ablam 🙂 Bakmaya doyamıyorum ben..
Fotoların üzerinde ki hediyelerin çok hoşuma gitti okudukça ve o kareye baktıkça epey bir tefekkür ettim her birinde..
Bu arada yorumlara oy kısmı, benimde uzun zamandır aklımdaydı ayrı bir güzel olmuş bu 🙂
BeğenBeğen
Herseye ragmen ask bu dunyadaki en guzel sey ; İlahi askin okyanustaki bir damlacik yansimasi ..gunumuzde cok kirletildi cok ayaga dusuruldu ama yinede kalbin pir pir atmasi , heyecanlanmak muhtesem bir duygu..Ya Sevkat oda Rabbimizin merhametinin bir damlasi ama o kadar ustun bir duyguki..bir annenin minik bebege duydugu sevkat ne kadar yuce ne kadar mutluluk veren bir durum..o bebegin gozlerinde erimek, onun bir gulusune icin gitmesi, onu kucagina bastiginda hissedilen o sonsuz sevinc..Bize bu duygulari bahseden Rabbimize sukurler olsun
BeğenBeğen
Cahide hanim cok guzel yazmisiniz
Cok duygulandim.yureginize saglik.
BeğenBeğen
çookkk güzel fotoğraflardı. nasıl özledim toprağı, doğayı.. oraları görmeyi istedim.. sağolun içimizi açtınız.
BeğenBeğen
Cahidem Allah razı olsun,fotoğraflar çok canlı çok güzel.Rabbim nelere kadir,ne güzel yaratmış.Her mevsimin ayrı bir güzelliği var.Rabbim hepimizin de kalp gözümüzü açık etsin amiin.Kalp gözünün açık olmasıyla igili alıntıladığım bir yazı paylaşayayım 😉
Allah Teala,insanı yaratılanların en mükemmeli ve şereflisi olarak yaratmış,ona diğer yaratıklara vermediği nice meziyetler bahşetmiştir.Bu meziyetlerini doğru kullanan insanlar varlıkların hakikatını kavraya bilmekte,olaylar ve fikirler hakkında yorum yapabilmekte ve hayatınının emrettiği prensipler çerçevesinde sürdüre bilmektedir.Bu meziyetlerden biride kalp gözüdür.
İnsanlarda görünen gözlerin dışında,bir de görünmeyen gözler (kalp gözleri) vardır.
Maddi gözlerimizle görebildiklerimizi ve göremediklerimizi,kalp gözlerimizle anlamlandırır ve onları maneviyatımızın derinleşmesi ve olgunlaşması için kullana biliriz.
Kalp gözlerini az kullanan veya hiç kullanmayan insanlara halk arasında ” basiretsiz ” denilmektedir. Kur’an da ise bunlar ” kalp gözü kör olanlar ” diye isimlendirilmektedir. “… Gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri ) kör olur .” (Hac suresi 46).
İnsanın kalp gözünün açık olması:Gerçekleri görmesi,çevresindeki olaylardan ve varlıklardan ibret alması,hakkı batıldan,doğruyu yanlıştan,hidayeti dalaletten ayırması, Yüce Yaratıcı’nın varlığına işaret eden delilleri görmesi,hayatını ona göre tanzim etmesi demektir.Ebedi mutluluk mutluluk beklentisi içinde olan insan için hayatta kalp gözü ile bakmak önemlidir.Baştaki gözler ile bakmanın fazla önemi yoktur.
Kalp gözü açık olan insan,çevresindekilere iyiliği emreder,onları kötülüklerden alıkoymaya çalışır
BeğenBeğen
Teşekkürler Belginciğim kalpleri açık olanlar birde tam zıddı olan katkatı kesilmiş olanlar birde mühürlü olanlar var Ayetlerde Allah korkusundan ve zikrinden taşların yuvarlandığına değinilir hatta HAşr süresinde de o Kur an bir dağa indirilmiş olsaydı korkusundan paramparça olurdu
Kalbi mühürlü de taş kalblidende beterdir
BeğenBeğen
Allah muhafaza Hasretciğim :(Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.ÂLİ İMRÂN Suresi 8.ayeti
BeğenBeğen
(müsade olursa, yasin suresini bitirene kadar bu başlık altında yazayım.)
4) 33. ayet:
“Onlar için ölü toprak bir delildir, ayettir. Biz ölü toprağa yağmur suyuyla hayat verdik, (onu dirilttik) ve ondan ekinler(hububat) bitirdik; nitekim onlar da bu ekinlerin mahsullerini yiyorlar.”
elimize bir lokma ekmek alıyor muyuz, içmeden evvel bir bardak suya bakıyor muyuz tevhidi bir bakışla.
ölü toprağın bir ayet oluşu, onu ve ondan olanları okumamız gerektiğini göstermiyor mu?
nasıl bir binanın ana sütunu varsa; okumayı doğrultan sütun da tevhiddir. tevhidi bir yaklaşımla, ölü bir toprağa, bir dilim ekmeğe, bir çocuğa ve kendinize; Allah’ın nizamından bir ayet olarak bakmak, okumak, hatırlamak ve ibret almak müslümanın ödevi. Şüphesiz bu ayet yalnız Allah’ı inkar eden, şirk koşan, iman etmeyenlere hitap etmiyor. Ölü toprak, yağmur suyu ve hububattaki hayat; bize de indirilmiş bir ayet.
ben çok okuyan insanlar gördüm, sizler de görmüşsünüzdür. okuyan bir insanı; kitap yüklü bir eşekten, bir malumat hamalından ayıran şey bu. dünya ve ahiret görüşümüzün her satırını, yaşayışımızın her anını tevhidi bir inşa ile kurmak gerek. yoksa ne okursan oku ilim faydasız, emek beyhude, ömür boş. az bir yel esse sarsılıp, yıkılıp giden bir çaba için geçip giden ömür ne büyük bir kayıp.
Rabbim bildiklerimize hürmet etmek hususunda nasibimizi genişletsin.
BeğenBeğen
Amin Ayşe m amin
İşte bu kadar var mı ötesi sadece bu ayet bile tek olsa insanı silkeler akıl sahibi olanları
Bu ayet KUr anın kalbi olan YAsin yani ey İNsan muhatabım sensin der içindeki tüm ayetlerle
Ve buda onlardan biri
Yasini ölülere okuyun denir oysa hangi ölü bu ölüler hayatta olupta hakikatlere yürekleri ölü gibi olanlar işte Kur an rahmet değil miydi peki bu rahmet ölü bir kalbe inerse ne olur hayat bulur tıpkı o ölü toprak gibi demek ki ölü denilen hakikat kalpteki dirilişe sebebiyet versin Sure ahiret bahsi geçtiğinden bu husus dünyada baki kalacakmış gibi davrananları silkeler tabi bu rahmete nail olurlarsa çaba gösterirlerse yoksa kuru kuru iman ettim demekle olmuyor .
BeğenBeğen
Ablacım bu tam bir yürek yarası. Hala aklım hafzalam almış değildir. Yahu bu sure nasıl sadece ölülerin arkasından okunan bir sureymiş gibi algılanmış? Cahide ablanın gönderdiği tefsir dersinin başında da aynı hadisten bahsediliyordu. Hadisin sıhhatini değerlendirecek yetkim, bilgim yok. Ölüm anında olan birine Kur’an-ı Kerim okunması elbette onun için yapılacak en güzel iş. Ama nasıl, nasıl, yahu nasıl koskoca bir sure sadece “ölülere okunacak” olarak görülür? Yasin’de ölülere dair ne var? Bir ölünün dünyayla işi bitmiştir, işleyeceği iş kalmamıştır, hadi işittiklerine inanalım; ölmüş, un ufak olmuş kemikler mi yerine getirecek bu vazifeleri?
Yeşil, kırmızı, ince, güllü yasin kitapları her müslümanın evinde var. Kur’an-ı kerim’i, hadisleri, tefsirleri, mealleri, ilmihalleri değil; o yasin kitaplarını herkes okuyor. Yılda milyonlarca kere belki.
Bir kez olsun insan merak etmez mi, ben ne okuyorum, hadi ölenlerime okuyorum, e onlara ne söylüyorum, bu kitap bana ne söylüyor demez mi hiç? Türkçe okunuşlarını da yazarlar kitaba, “yasin, vel kuranil hakiym..” halinde. Ama çevirmezler, hakkında iki kelam yazmazlar. Ah.
“Ah keşke kavmim de bilseydi” diyen o adamın sözleri var yasin’de oysa..
Bir ders dinlemiştim hasret abla, hoca şey diyordu, telefonunuza bir mesaj gelse “1 adet okunmamış mesajınız var” yazısını görür görmez kendinizden geçip, hemen açıyorsunuz merakla. Çoğu kez reklamdı, indirimdi, tanıtımdı falan olsa da, 1 adet okunmamış dandik mesaj yazısı telefonunuzda oldu mu, ömrünüzün sebebiymiş gibi hemen açıyorsunuz, okuyorsunuz.
E Rabbinizden size 6236 adet hiç okumadığınız mesaj var???
BeğenBeğen
İnsanlarımıza bunu söylediğinde sapık görüşlü ilan edenler bile oluyor neymiş biz kimiz mişiz ki yorum yapabiliyormuşuz tefsir ilmihal gibi konular sadece ilim adamı ( din adamı tabi buda ayrı bir konu ehli kitabın mensupları bu şekilde hitapları vardır bu işleri sadece din adamları yapar tıpkı içimizdeki müslüman görüşü gibi) nın işiymiş
Vay müslümanım vay ah bi bilsen nasıl bir tuzağa düşürüldüğünü
Kur an inmedi mezarlıkta okumak için ömrünün yarısını Bakara suresini hayatına işleyen bende de Bakarayı görüyor musunuz diye soran Ömer radıyallahu anh olabilmek için çok yol kat edilmesi gerekiyor hele bismillah diyelim şu kapıyı ( Fatiha ) yı bi açalım girelim bakalım
Mesaj geldi sizi Yaratandan bakınız içinde size şifa olan
Çok doğru dedin kardeşim çok
BeğenBeğen
Cahide abla bir video paylaşmış, hristiyanlığı, yahudiliği, budizmi varolan bütün izmleri araştıran bir adam, kendi şehadetini anlatıyor. Hz. İbrahim aleyhisselam’ın aya, güneşe bakmasına, Hz. Muhammed sallahu aleyhi vesellemin hira mağarasındaki arayışına, Ebu zerr’in çölde kendi kavmiyle kavgasına gitti aklım izlerken.”la ilahe”den başlayan benim gibiler için, bunu demek için ne kadar çok çaba gerekiyor hatırladım bir kez daha. Geriye “illaAllah” demesi kalmış olacak ki ayakları onu camiye götürmüş. Bir hikaye anlatacak olsam ablacım, benimki de o adamın arayışına yakın olurdu. İnsanın bakmadığı kitap kalmaz mı, kendi kitabı hariç? Kalmazmış. İnsan aramıştım, ne bulunmazmış. Çevrede sizler gibi örnek alınacak, yol gösterecek bilinçli bir müslüman yoksa; küçüklüğünüzden itibaren neye nasıl inanılır’ı söyleyecek biri yoksa, bu yol çok ter istiyor. Ömrümüz yetti ki şükür şehadet getirebildik. Nasip bu gerçekten. Arayanlar ancak bulanlardır. Allah bulup da kıymetini bilenlere katsın bizleri.
Bizim ülkemizdeyse, müslümanlık babadan miras. Miras diye iki dönüm toprak bıraksak, gözü gibi bakar bizim insanımız..Ama konu islamsa İçinde ne var ne yok merak bile edilmiyor. Müslüman olmak değil, müslüman buluyoruz kendimizi. Niye müslümanız, meçhul. Herkes kendini müslüman sayıyor, fatihada ne diyor anlat desek ses yok. 60-70 senelik bir ömür böyle bitirilir mi ah gözüm? Bu sebeple kardeşlerimizin kanı dökülürken, zulüm altında eriyip tüketilirken, ancak kendi kendimize konuşup duruyoruz. Sonradan müslüman olanlar dininin değerini bilirken, her sokağında camisi günde beş vakit ezanı olanlar, yavan bir hayat içinde, “bulup da kaybedenler”e dönüşüyor, kitabımızın ifadesiyle. Kimse kusura bakmasın, müslümanlığımızı haketmek zorundayız.
BeğenBeğen
Canım benim, yorumlarını okurken bir haykırışı dinler gibi okuyorum. Öyle içten, öyle inanarak yazıyorsun ki, her cümle yüreğime işliyor. Çoğu kez cevap yazmak istiyorum ama cümlelerim kısır kalacak gibi geliyor, vazgeçiyorum…
Bak aklıma bir fikir geldi. Sen de bize gerçek İslamı bulma hikayeni yani hidayet öykünü anlatabilsen ne iyi olur. Senin gibi kardeşlerimin yazdıkları çok daha etkili olur diye düşünüyorum.
Bu sadece bir öneri. Yazmak istersen ben yayınlarım inşaAllah kardeşim…
BeğenBeğen
Sağolun ablacım. Böyle bişey yazarken, kalemin nefsin eline geçmesinden Rabbime sığınırım. bana ağır gelir, uzun gelir, kusuruma bakmayın ne olur. tek söyleyebileceğim şey: ben aradım. rüyaların arasında, kitapların , insanların içinde aradım. bu aramak hissi, büyük bir hasret doğuruyor, yaklaşınca dahi yakıyor.
Siz bu söyleyeceğimi en iyi anlayacak insanlardansınız.
Ben beni yola getiren ayeti okuduğumda, -ki o zamana dek baktığım düzenler içinde en güzeli, tek güzel olanı, en doğru olanı, fıtrata-insana uygun olanı sadece İslam’dı – Kur’an ı okuduğumda, ben çok olacağımızı düşünüyordum. yani insanı ağlatacak kadar güzel olan bu olduğuna göre, onun peşinde çok insan bulacağımı düşünmüştüm. nasıl desem işte. şimdi yine çok olacağımızı düşünüyorum, rabbim bu kez umudumuzu güçlendirenlerle karşılaştırsın.
BeğenBeğen
MaşaAllah çok takdir ediyorum akıcı bir uslupla hitabetin çok etkiliyor Rabbimizin bahşettiği bu nimeti zayi etme derim herkes okur ama herkes anlatamaz herkes okur ama herkes yaşayamaz demem o ki senin yazılarının yayınlanması çok makbule geçecek istersen çok mutlu oluruz
Müslümanların kalemi kuvvetli olan kardeşlerime ihtiyacı var Allah anlayabilme kavrayabilme yetisi versin
Fi Emanillah
BeğenBeğen
göğün altında söylenmemiş söz kaldı mı, bilmiyorum ablacım? söz çok işe yaramıyor, batini çağda. bize başka şeyler gerek. niyet gerek mesela, üstüne emek gerek. ben sadece konuşacak bir yer arıyordum, ki yedi oldu, burayı buldum. “şurayı yanlış yapıyorsun, şöyle düşün” diyen olursa diye, o anda konuştuğum şekilde yazıyorum buraya. böylesi bi mesaj yanlış anlaşılmalara sebep olur mu korkum var ama siz de buradasınız diye güvende hissediyorum. yazı konusunda, cahide ablamın ellerinden öperim, o çok güzel yazıyor.
üç-dört gün önceydi, erva ismini ilk kez duydum, “yiğit” anlamını da görüp, ne güzelmiş ismin demiştim. Allah bağışlasın torununuzu ve sizleri.. amin..
BeğenBeğen
bir de bi hikaye okumuştum, bebeğini her emzirdiğinde yasin okuyan bir kadın ve evladıyla ilgili, siz biliyorsunuzdur. bunu söylemek de torununuzun yastığına asılacak ufak bi hediye sayılır, değil mi?
BeğenBeğen
Ne kadar incesin kızım yasin süresini ezberi az diğer sureleride okuyor baş ucuna KUran hatmi dinletiyor başka sesler değil KUran sesi inşaAllah
Hediyeni aldık kabul ettik
😊
BeğenBeğen
5) 34-35-36 ayetler:
Esteuzubillah,
Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîlin ve a’nâbin ve feccernâ fîhâ minel uyûn.
Li ye’kulû min semerihî ve mâ âmilethu eydîhim, e fe lâ yeşkurûn.
Subhânellezî halakal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitulardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn
Yine biz o topraklarda hurmalıklar ve üzüm bağları meydana getirdik, nice pınarlar fışkırttık.
Hem kendi elleriyle ürettiklerinden hem de Allah’ın verdiklerinden yesinler diye.. neden hala şükretmezler?
Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah’ı tesbih ve takdis ederim.
Meali üzerine değil de, birkaç kelimesiyle ilgili not düşmeliyim.
a) “ve cealna” kelimesi beni çok düşündürüyor, “kıldık, ” demesi çok incelikli değil mi? aynı fiil, insanın halife kılınmasıyla ilgili bölümde de vardı. **
b) “ezvace”: eşler, çiftler. (zevc: eş) (zevce)..
eşler, çiftler halinde yaratılmak, kur’an-ı kerim’de başka yerlerde de geçiyor.
zariyat 49 mesela.
(Ve min kulli şey’in halaknâ zevceynî leallekum tezekkerûn )
– tezekkür edesiniz diye, herşeyi çiftiyle (eşiyle) yarattık.
bir müfessir, zevc, kelimesini “bir çift ayakkabı”ya benzeterek anlatıyordu, çok hoşuma gitmişti.
bir çift ayakkabının eşleri nasılsa, kadın ve erkek de böyle. farklı ama eşler.. çünkü bu farklılık birbirlerini tamamlayacak şekilde, birbirleri olmadan yürümeyen.. ve birbirlerinin yerine geçmemesi gereken… ayakkabınızı hiç ters giydiniz mi : )
vesselam.
BeğenBeğen
bir de söylemesem olmaz, bu yazdığım ayetlerdeki sırrı, bilimin keşfedebilmesi için dünyada 4 milyar sene geçti, hepsini keşfedemeceğini anlaması ise hala sürüyor. “henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden çiftler yarattık” ifadesindeki “henüz bilmedikleri” ifadesi, öğrenmenin sonunun olmadığının ifadesi. ölü toprak ne kadar bir ayetse, her yaratılan da öyle Allah’ın ayetidir. Bu alemdekilerin tek birini tam olarak okumaya bile insan aklı yetmezken, pozitivistlerin bu kibrini garipsememek elde değil. tek bir virüsü, tek bir bakteriyi, tek bir hücreyi çözememiş insan aklı, kendi acizliğini görmezden gelip, neye kafa tutuyor, bi bilseniz..
katkıda bulunmak, bölüşmek isteyenler varsa, çekinmeyip, buyurmaları dileğiyle.
cumamız hayırlı olsun.
BeğenBeğen
Bu ayetleri tefhimul KUr an çok güzel yorumlamış eğer istersen bakabilirsin
Birde sanırım kavramlara karşı çok meraklı olduğunu gördüm bunun için sana çok harika bir kitap önerebilirim benimde kütüphanemde mevcuttur ne dersin ?
Pınar yayınevinin
Ragıp el İsfahani
Kur an kavramları sözlüğü
MUFREDAT
BeğenBeğen
Benim kitaplığımda da var ablacım. Teşekkür ederim tavsiyeniz için.
Kur’an’ın diline ayrı bir merakım var. Arapça üzerine de çalışıyorum. Ayetlerde geçen kelimelerin seçimi özellikle muhteşem. Her okuyuşta başka bir yeri, başka bir deryada iniyor insana.
Bir sonraki ayetle ilgili yazacağım inşallah bu akşam.
BeğenBeğen
☺️
Bekliyorum Ayşe m☺️
Yasin suresini geçen sene işlemiştik ama işte her sefer okuduğunda ayrı bir bilgi ayrı bir bakış her cümlesi apayrı bir umman buda Kur an mucizesi be Ayşe m
Elhamdulillah
Onu görmeyen hissetmeyen ne kadar ziyandadır demeden alamıyor insan kendini 😔
BeğenBeğen
İnsanlara bu nimetleri verirken birde onların kendi ürettikleri nimetlere de kavuşturduk reçel ekmek çorba gibi kendi elleriyle yaptıkları nice nimetler
Elhamdulillah
BeğenBeğen
Ayetleri takip edersek, bi tümevarım var değil mi? bu kur’an’ı kerim’in eğitim metodlarından biri, bazen çok büyükten küçücük olana doğru geliyor, bazen de küçücük olandan büyüğe vardırıyor..önce elimizle yetiştirdiklerimizden, topraktan başlayıp, geceye, gündüze, aya, güneşe vardı..
6 ) 37. ayet
Esteuzubillah,
Ve âyetun lehumul leyl(leylu), neslehu minhun nehâre fe izâ hum muzlimûn.
Gece de sınırsız kudretimize bir delildir, ayetlerinden biridir. Biz gündüzün ışığını ondan çekip alırız, o zaman bir de bakarlar ki karanlığa gömülmüşler.
leyl: gece
nehare: gündüz
neslehu: soyup çıkarmak
anlamına geliyor. türkçe bu “neslehu” kelimesini anlatmakta çok yetersiz. bir şey, bir cisim düşünün, bir tarafından soyup çekerken, diğer tarafının kapandığını.. bir taraftan gündüzü soyarken, diğer tarafın geceye döndüğünü…
tam olarak bu kelime bunu anlatıyor.
gün ve gecenin bu şekilde birbirini eksiltip, artırarak, takip ederek seyrettiği tek cisim küredir. köşeli bir cisimde böylesi bir soyulup çıkarma ve takip mümkün değildir. dünyanın yuvarlak olduğunun delillerinden biridir ez cümle.dünyanın yuvarlak olduğunun keşfi ne zaman mümkün olmuştu peki?
işin bilimsel tarafı bu. bu ayet beni bir taraftan “bulup da kaybedenler” ifadesini de düşündürtüyor. böyle düşünmeme biraz da güncel hadiseler sebep oluyor sanırım..
güneşin ışığı nasıl gündüzden çekip alınıyor, karanlıklar içinde kalınıyorsa; kişi halinin hesabını iyi yapmalıdır. hayatlarının merkezine Allah’ın emirlerini koymayanlar, kendi nurlarını kaybederler zamanla. nefesi bedeninde duran herkese, tevbe kapıları açıktır.
BeğenBeğen
Fotoğrafların üzerine ayet eklemişsiniz, ne hoş olmuş cahide abla.. elinize sağlık..
BeğenBeğen
Öğrenme bahanesiyle, öğretenlere selam olsun! Uzaktan uzaktan takipteyim. Ben bu durumdan çok memnunum 😉
BeğenBeğen
Estağfurullah ablacım. yaşamın başka bahanesi yok ki.. bi düşünme biçimi oluyor yazmak, siz bilirsiniz bunu zaten. keşke katılım daha çok olsa.. tonla dünya kavgası ettik, ediyoruz. bir de böyle konuşsak ne hoş olur. hasret ablayla sureyi yarıladık bu arada, şükür. haftasonu vaktim olacak, bitirir miyiz ki..
BeğenBeğen
Bitmez hiç biter mi her seferinde hiç göremediğin bir bilgi çıkıyor o yüzden belki hafta sonu biter lakin aylar sonra tekrar oku o zaman daha çok bilgiler artıyor
Kuranı baştan sona işletin tekrar dönüş yapın çok dolu dolu olur tıpkı yap boz un birleştiği gibi
Belki yazan olmayabilir ama iyi dinleyici veya uygulayıcı olurlar inşaAllah
😊😊
BeğenBeğen
Esteuzubillah,
38 Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul azîzil alîm
39 Vel kamere kaddernâhu menâzile hattâ âde kel urcûnil kadîm
40 Leş şemsu yenbegî lehâ en tudrikel kamere ve lel leylu sâbikun nehâr(nehâri), ve kullun fî felekin yesbehûn.
38 Güneş de onlar için bir delildir. O kendi yörüngesinde akıp gider. İşte onun bu hareketi, üstün kudret sahibi olan ve herşeyi hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.
39 Ay da onlar için bir delildir. Bİz ona menziller takdir ettik. Ay bütün bu duraklara dolaşır ve sonunda kuru bir hurma dalı gibi kavisli bir şekil alır.
40 Ne güneş ayı idrak edebilir, ne de gece gündüzün önüne geçebilir. bütün bunlar kendilerine ait bir yörüngede hareket ederler.
a) veş şemsu tecri : güneş akıyor. (tecri.. cera: akmak, hareketli olmak demek)
li mustekarrin leha: kendisi için durma/istikrar yerine/zamanına doğru
Bu bölüm fizik okuyanları ayrı bi çarpar zannediyorum.
Güneş istikrar zamanına/istikrar yerine kadar akıp gidiyor, kıyamet gününe kadar da akıp gidecek.. Güneşin akıp gittiği yani hareket ettiği de bilim için çok çok yeni bilgilerden biri. gel oku, sonra yine oku alemin ayetlerini, sonra secde et. Ki bu Aziz ve Alim olan Allah’ın takdiridir. Takdiri yani en ince ayarına kavuşturması…
zariyat suresinde de, evrenin genişletildiği bilgisi vardı, buraya not düşmek gerekir. evrenin genişlemesi, bir balonun sürekli şişirilmesiyle tasvir edilir. balon üzerine iki nokta koyup, şişirdiğinizde noktaların birbirinden uzaklaştığını görürsünüz. evrenin genişlemesi de buşekilde. 1970lerde keşfedildiğinde bilim dünyasında bütün taşları yerinden oynatan bir bilgi olmuştu.
b) vel kamere : ay
kaddernahu menazile: menziller takdir ettik.
hatta: hatta
âde: dönüşür
kel urcunil kadim: kadim(eski) bir hurma dalı gibi
ayın menzilleri malumumuz, müslümanlar ibadetlerini de buna göre belirlerler. bunu anlatmak için seçilen kelime harika. “kuru bir hurma dalı”na dönüşür. kuru hurma dalı, incelerek kurur, inceldikçe kavislenir, inceldikçe sararır…
ayın hilal hali eski bir hurma dalına benzetilmiş, incelen, inceldikçe kavislenen, kavislendikçe sararan..
c) tudrikel: idrak etmek
ne ayın hareketi güneş tarafından engellenebilir ne de gece gündüzün önüne geçebilir.
güneşle ayın birbirini idrak edememesini ibni abbas, güneşle ayın çarpışmaması, kavuşmaması olarak yorumluyor.
yesbehun: yüzercesine hareket.. demek.
aynı zamanda her varlık ne amaçla yaratışsa, o amacı yerine getirirken yaptıkları hareketler onlar için bir tesbihtir. ki kitabımız her varlığın kendine ait bir şekilde Hakkı tesbih ederler. ayın hareketleri, güneşin hareketleri de birer tesbihtir.
subhanallah…
BeğenBeğen
Ancak akıl sahipleri bu ayetlerden bile düşünüp doğru yola girer. Bu muhteşem olan harikulade ayetlerin tek ve çok Yüce olan bir tek İLah olduğu bile açıktır.
Bu ayetlerde Rabbimiz bize alın size atmosfer bilgileri vermekten ziyade bunların sahibi Benim kim güneşi aya yıldıza hükmedebilir. Mehtap çıktığında güneş üzerine doğmuyor hepsinin bellli bir kaderi vardır onlar Allah a secde ederler hiç aksatmadan . Güneşin dünyaya yaklaştığını bir milim bile kavrulur veya gece plsun bir taraf bir tarafta hep gğndüz hayat durur güneş hayatın üzerindeki konumunu hiç tartışmaya bile gerek yoktur bitkiler hayat toprak yağmur kısacası bu ayetler belli bir nizam içindedir.
Sağolasın Ayşe m
BeğenBeğen
Ablacım, akıl sahibi değil de, aklına sahip olanlar diyelim bence. Allah aklı ve iradeyi her birimizin sinesine koydu, kendini idrak edebilenler için ayetler açık ve net. Defalarca aynı soru soruyor, “akletmez misiniz?” “düşünmez misiniz?”
Kim neyi isterse, onu veririz diyor kitabımız, dünyayı isteyene dünyayı, ahireti isteyene ahireti.. “öyleyse siz seçin” diyor. Bu “kendiniz seçin” hali de lafta falan değil, insanların etkileri altında tuttukları insanlara ettiği gibi değil.
Dileyen kulunun O’nu bile yok saymasına müsade edecek kadar iradeye saygılı bir düzen bu. Kimsenin iradesine tecavüz etmiyor, zorlamıyor. Canını O’na verenlerden memnun ve razı.
Kendi iplerini nefislerinin eline tutuşturanlar da elbette sonuçlarına katlanacaktır.
Dileyen dilediğini seçsin artık.
BeğenBeğen
Akıl sahipleri derken aslında o kelimede yerme kınama vardı ☺️
İnsanın fıtratında akıl ve irad vardı hayvanın da aklı vardı ama iradesi yoktu demek ki aklı olan insan ve hayvanı ayırt eden husus irade işte iradelerini kullanmadıklarından akıl sahibi oluyorlar ama iradesiz oluyorlar af buyurun tıpkı hayvan gibi.
O yüzdendir ki keşke bizde hayvanlar gibi yok olup gitseydik diyecekler
Bu da akıl olupta iradeye sahip olmadığının kanıtıdır .
Bir kaç kez daha yazmıştık bu sayfalarda yineliyorum
Azab melekleri onlara siZe elçiler gelmedi mi ? Onlar geldiler fakat biz akledenlerden değildik .
İşte senin dediğin nokta da birleşiyor aklına sahip olanlar yani iradeyi kullananlar .
Çok sağolasın Ayşe m ☺️
Seninle kardeşlerimle yazışmak çok güzel
Allah bilmediklerimizi bildirip amel edebilmeyi nasip etsin yasin suresinin bugünkü yorumuna geleceğim inşaAllah biraz işim var geliyorum sonra 😉
Birde seninle tanışmak istiyorum eğer istersen
😊
Fi Emanillah
BeğenBeğen
8)
Esteuzubillah.
41 Ve âyetun lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fîl fulkil meşhûn
42 Ve halaknâ lehum min mislihî mâ yerkebûn
43 Ve in neşe’ nugrıkhum fe lâ sarîha lehum ve lâ hum yunkazûn
Onlar için, ağzına kadar dolu bir gemide onların zürriyetlerini taşımamız bir ibrettir(ayettir).
Bu gemi gibi binmekte oldukları(yerkebun) başka varlıklar da yarattık.
Biz dilersek (batmaz zannettikleri gemilerle birlikte) onları sulara gömeriz; işte o zaman kimse onların imdadına koşamaz, kendi kendilerini de kurtaramazlar.
ve in neşe’ : dilersek
sariha: yardım, imdat, yardıma yetişen
la sariha: ne feryat edebilirler, ne de yardımlarına yetişen biri bulunabilir.
lehum : onlara, onlar için..
la hum yunkazûn: boğulmaktan kurtarılabilirler
bu kısmın o dönem nasıl anlaşıldığını kaynaklarda bulamadım. sizin elinizde bulunur mu? mekke toplumunda gemiyi biliyor muydu?
BeğenBeğen
arapça kelimelerin, okunurken, sesleriyle bile anlamlarını hissettirme özellikleri var.
helal mesela, ne kadar yumuşacık ne kadar latif bir söyleyişe sahipken, haram bir o kadar sert.
la sariha : ifadesi de söylendiğinde o, feryad edilmeyen, imdada gelinmeyen hal kendisini hissettirmiyor mu size de?
batmaz zannedikleri, kendilerini taşıyacağını düşündükleri binekleri olanlar, onların batacağı, imdat sesi dahi çıkarılamayacak zamanın geleceği vakitten korksunlar.
çünkü bir sonraki ayet, müddet verdik diyor.
BeğenBeğen
Habeşisatana hicret edenler gemiye binerek gitmişlerdi
BeğenBeğen
Evet. O aklıma gelmemişti. Getirdiniz : ) Teşekkür ederim ablacım.
BeğenBeğen
Ayşecim Hasretcim Allah razı olsun .Şu an bende Yasin Suresi üzerinde tefsir çalışıyorum.41. ayetten ilk bakışta Nuh a.s gemisi anlaşılsa da ,43. Ayet tefsirinde zürriyyetlerin taşındığı ana rahmi olarak belirtilmiş.Elmalı Muhammed Yazır ‘ın tefsir derslerinden de incelemenizi isterim.
BeğenBeğen
Ablacım bu yorumlardan haberim var. “gemi” ifadesinden 3 farklı yorum çıkarılmış.
1.si denizde yüzen bildiğimiz gemiler.
2. zürriyetlerin taşınması konu edildiğinden, ana rahmi
3. yine zürriyet dediği için, Hz. Nuh’un inşa ettiği, tufandan kurtulan gemi.
bu yorumların birbirlerine üstünlüğünü tartışmayız zaten. kendi adıma üç yorum da farklı pencereler açıyor. Kur’an’ın güzelliği de bu.
bir de Allah razı olsun okuduğunuz için. hayatta muhatap bulmak ne kadar değerli.
BeğenBeğen
Onlar Mekkeliler gemiyi biliyorlardı ilk geminin üstelik kara olan denizi olmayan bir yerde gemiyi inşa etmesi vahyediken Nuh Aleyhi selamın etrafındaki inkarcılar alay etmişlerdi bu tufan herkes tarafından bilinirdi mufessirler bu ayet için onların zürriyetlerini taşıyan gemiler denilen husus Adem aleyhi selamdan sonra ki tufanda yol olup sadece gemiye binenlerden Nuh aleyhi selam ın yanıdakilerden bahsediliyor deniliyor
İslam öncesi arabistanın konumu ve ticaretine baktığımızda kızıldeniz üzerinden de seyahat ticaret ettiklerini görürüz mesela ebrehe ve rumlar kabeyi yıkmaya giderken bir nevi anlaşmayla deniz yolunu kapatmayıda düşünüyordu. Eğer deniz yolunu kapatırsa araplar mağdur kalacaklardı.
Bunu Siretun nebi adlı siyer kitabı Mevlana Şibli Numani çok güzel izah etmiş.
Siyer tv de islam öncesindeki arabistanın durumundada bu gemileri bildiklerine dair bilgiler vardır.
Kur an ayetlerinde o kadar çok gemi misali var ki mesela en çok gemideki çaresizliğe değinir çünkü her taraf deniz kurtuluş imkansız hadi ne yapacaksınız
Gemide sıkıntıdayken Rabbine sığınanla refaha kavuşunca nasılda unutuyorlar
BeğenBeğen
her varlığın yaratılış gayesi ile hareket etmesi, onun rabbine tesbihidir.
güneşin, ayın, yıldızların, bitkilerin, hayvanların;
canlı ve cansız tüm varlıkların kendilerine ait tesbihi var ve yapmaktalar. bir dağın yürümemesi, bir ağacın koşmaması, güneşin kendi menzilinde hareket etmesi, hayvanların ve bitkilerin hayatın devamlılığını sağlama biçimleri, tek bir hücrenin kendi fıtratıyla hareket etmesi bir tesbih.
bu saydıklarımız şöyle dursun, peki ya insan?
yeryüzünde Allah’ın halifesi olma vazifesiyle bulunan insan?
insanın tesbihi nedir?
ki onun sayı boncuklarından yapılmadığı kesin.
zevc kelimesi hala burada dururken, yaratılış gayemizi bir kere daha hatırlamalı.
bir kadının kadın olması, bir erkeğin erkek olması Allah rızasının içinde. e ne çok karıştı gayelerimiz birbirine.
yazlarımız yaz değil, kışlarımız kış değil. namazlarımız namaz değil, dualarımız dua değil, kardeşliğimiz kardeşlik değil.
daha ve başka önceliklerimiz var,
Rabbimizin rızasının önüne koymaya utanılmayan önceliklerin; O’nunla aramıza set olan, kalbimize perde olan, üç gün sonra un ufak olacak malın, mülkün, dünyalık mevkilerin, evlerin, okulların, -efendi edilenlerin; şirkten farkı ne? dünya aldatıcı bir yerdir, aldanılan bir yerdir. öyle aldatıcıdır ki, dünyaya kulluk edenler bazen Allah’la bile kandırmaya kalkar. yasin’in başında, “onlara anlat” denirken, onlardan kasıt müşriklerdi, ki müşrikler de aptal insanlar değildi, Allah’ı bilirlerdi, sadece kendilerine putlar edinmişlerdi, o putların onları Allah’a yaklaştıracağına, her tür iyiliği verebileceğine, koruyacağına vs inanırlardı. Müşrik sayılmalarının sebebi buydu.
bizim onlardan farkımız ne?
dilde değil, amelde?
sözde değil, kalplerde?
lafta değil, ellerimizin işlediklerinde?
farkımız ne?
ya rabbi,
sen yazlarımızı yaz, kışlarımızı kış, gündüzlerimizi aydınlık, gecemizi karanlık, kalplerimizii amellerimizi ve neslimizi yalnız senin emrinde kıl. senden başkasına kulluk edenlerin hali haraptır rabbim.. sen, ellerimizi senden başkasına açtırma. ümmetimizi ümmet kıl, insanlarımızı insan kıl.
kadınlarımızı kadın, erkeklerimizi erkek kıl.
senin sünnetullahın, en güzeldir.
biz yeryüzünde bir avuç kaldık Allahım..
ellerimizden sen tut.. bizi güzelliğinle çoğalanlardan, güzelliğinle çoğalttıklarından kıl.
amin.
BeğenBeğen
Amin güzel kardeşim, ellerine yüreğine sağlık
Ne yüce, ne merhametli bir Rabbimiz var, bize geçmiş ümmetlerin başlarına gelenleri, neler yaşadıklarını anlatmış. Zalimlerin, isyankarların sonu nasıl olmuş onu anlatmış. İnsan nedir, nasıl yaratılmıştır, ne yaparsa cennete girer, ne yaparsa cehennemi hakeder, kıyamet nasıl kopar? Kim kazanır-kim kaybeder? Hepsi bir bir açıklanmış.
İşte hak, işte batıl! Dileyen itaat etsin, dileyen isyan etsin.
Ya’sin/ Kur’an daha ne desin?
BeğenBeğen
Gülüm sen bu güzel yorumunu son yazının altına da yapıştırsan ne iyi olur…
BeğenBeğen
bu yorum çok güzel ayşe. her bir kelimesine katılıyorum. dualarına amin.
BeğenBeğen