بسم الله الرحمن الرحيم

Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir. (Hucurat:12)

Selamun aleykum kardeşlerim, dün Nureddin Yıldız Hoca’nın “Müslüman Haramdır” adlı sohbetini dinledim. Dinlerken kaybetmekle kazanmak arasındaki ince çizgiyi yeniden anlamaya çalıştım. Kazanmanın da, kaybetmenin de hem çok zor, hem kolay olduğunu da farkettim…Sohbette Rasulümüzün (aleyhisselam) veda hutbesindeki tavsiyelerden bahsediliyordu. Hep sosyolojik açıdan yapılmış tavsiyeler var. Kul hakkı, dikkat etmemiz gereken ana unsur olarak sunulmuş bizlere.  Müslümanın kanı kadar, onurunu zedeleyen gıybet de haram. Kadın hakkı, koca hakkı, çocuk hakkı, komşu hakkı…

İçkiyi değil içmek, içmeyi bile düşünmezken, adam öldürmek, zina yapmak gibi büyük günahları aklımızdan bile geçirmezken, çok rahat bir kardeşimizin veya komşumuzun gıybetini yapabiliyoruz.

Biz bu gıybetten nasıl kurtuluruz diye düşündüm bir süre. Aklıma şöyle bir fikir geldi. Sohbet ortamlarında çok uzun oturmalar veya muhabbetlerden kaçınmak bir çözüm olabilir. Çünkü; muhabbet ortamlarında ilk 1 saati aşan konuşmalarda mutlaka araya üçüncü, dördüncü şahıslar giriyor ve birden kendinizi gıybetin içinde buluveriyorsunuz.

Kadınların şikayetlenmeleri, dertleşmeleri meşhurdur. Dertleşirken muhakkak derdimize sebep birilerinden bahsederiz. Eşimiz olur, komşumuz veya bir tanıdığımız olur. Ama illa birilerinden bahseder, insan eti yeriz. Hele Allah kelamının konuşulmadığı ortamlarda şeytan cirit atıyor sanki.

Kıyamet günü çok çetin bir gün canlarım. Ara ara nasıl hesap vereceğimizi düşünelim ne olur. Ameller cennete girmek için yeterli gelmediğinde sağa sola koşuşup insanlardan hak arayışına gireceğimizi düşünelim. Hâlâ vakit varken sermayeyi artıralım. Özellikle kul hakkına dikkat edelim.

Gıybet etmemek için dillerimizin altına taş mı koysak, her gıybet edeceğimizde dilimizi mi ısırsak, yoksa gıybeti bırakamadığımız yerden kaçıp, daha hayırlı ortamlara hicret mi etsek ne dersiniz?

Canım Mehtap ablam, artık tarif verme hususunda usta olan canım ablam… Yine nefis bir tarif göndermiş. Tarifi de başka bir usta olan ama kendini fazla belli etmeyen, bilirken bilmez gibi yapan Belgin’imizden almış 🙂 Her ikisine de teşekkür ediyor sözü Mehtap Ablamıza veriyorum:

TOMBİŞ  EKMEKCİKLER  (Sandöviç  veya Hamburger İçin  )

 Malzemeler:

  • 5  su bardağı un
  • 1 cay bardağı süt
  • yarim cay bardağı sıvı yağ
  • 1,5 su bardagi ilik su
  • 1 paket yas maya (42  gr)
  • 2 yemek kaşığı seker
  • 1 tatli kaşığı tuz

Üzeri için: 1 yumurta

 Yapılışı:

  •  Yukardaki malzemelerden  kulak memesi kivaminda bir hamur yapilir.
  • Hamuru yaparken unun hepsini birden dökmeyiniz bazi unlar degisik oldugu icin kontrollü dökünüz.Ben yaptigimda bu ölcü tam geldi.
  • Hamuru 12 esit parcaya bölüp elimizle yuvarlak sekil verdikten sonra kagit serilmis tepsiye dizilir.
  • Hamurlarin üzeri bicakla yarim santim derinlikte kesilip yada kesmeden öylece birakilip yumurta sürülür.Yumurtayi sarisini beyaziyla beraber cirpip hamurun üstüne sürünüz.
  • Sonra üstüne susam veya cörek otu serpilip uygun bir yerde mayalanmasi beklenir .Mayalanan hamurlarimizi pisirip sonrada çocuklarimiza ev yapimi sandövicler hazirlayabiliriz.

Almanya da yasayan arkadaşlar bu tarifi denediklerinde tadini Milch Brötchene benzeteceklerini düsünüyorum. Bu tarifi canim arkadaşım Belgin den aldim.Buradan tekrar Belgin’cigime tesekkür ediyor selamlarimi gönderiyorum.

Mehtap abla’nın diğer tarifleri

******************************************

6. ES-SELAM

O öyle Allah’tır ki, ….selamet verendir. (Haşr, 23)               

Rasulullah (s.a.v) namazdan ayrılmak istediği zaman üç kere istiğfarda bulunur, sonra da:

Allah’ım! Selam olan sensin ve esenlik de sendendir. Sen celal ve ikram sahibi yücesin’ diye dua ederdi. (Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)

Es-Selam: Her çeşit arıza ve hadiselerden salim kalan her türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran. Cennetteki bahtiyar kullarına selam eden.

Varlığında her hangi bir kusur ya da ayıp olmayan Allah-u Teala’nın ‘Es-Selam’ isminin tecellisini;

‘İnsanları karanlıktan çıkarıp (cehaletten kurtarıp) aydınlığa sevk etmek için Kur’an, Peygamber ve davetçiler göndermesinde, bizleri her

Hele de hidayete ermişseniz Allah’ın ‘es-selam’ isminin tecellisini taşıyorsunuz demektir.hangi bir dünyalık sıkıntı karşında kurtarmasında görmek mümkün.