Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

Allah O’dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler. (Rum: 48)

Allah’ın selamı üzerinize olsun kardeşlerim. Dün okuduğum bir haberde; Brezilya’da pek çok kentte suyun karneyle verileceğini okudum. Dünyanın pek çok yerinde, uzun zamandır yağmur yağmıyor. Ülkemizde de çiftçiler yağmur bekliyor, barajlarda su oranı düşüyor…İnsanları saran kuraklık korkusu gitgide büyüyor…

Yağmurun yağması çoğu kez büyük bir nimetken, yokluğu felaketlere kapı aralıyor. Yağmurla ilgili ayetleri okurken, büyük harflerle yazılmış bir cümle beliriyor sanki gözlerimin önünde. Allah: “BÜYÜK OLAN BENİM” diyor. Bunca isyan, bunca tuğyan, alabildiğine unutmuşluğa rağmen ne kadar çok nimet veriyor Rabbimiz bize. Fakat o dilemezse tek bir damlayı yağdırmaya bile gücümüz yok…

Bu kadar büyük bir RAB, böylesine küçük bizler ve boyumuzu dağlar kadar aşan hadsizliğimiz! Herkes başını ellerinin arasına alıp düşünsün. Hayatımızda  Allah için ayırdığımız vakitler ne kadar? Secdelerimiz, dualarımız ne kadar içten, Yaratıcımızla olan bağımız  hangi düzeyde?

Musluğu açtığım çoğu zaman şu ayet geliyor aklıma:
De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir? (Mülk: 30)

Üzerinden bir kaç gün daha geçse yenmez hale gelirmiş belki sebzelerim. İki tane pancar, yarım küçük lahana, bir kaç buruşmuş havuç. Koydum tezgahın üstüne; “Hiç atmaya kıyamam sizi” dedim. Hazır Serap ablamız tasarruftan bahsetmişken, kıyıp da atar mıyım sizi hiç? 🙂 Aklıma kolay turşu yapmak geldi. Hem de ne kolay. Üstelik çok da lezzetli. Bu turşunun suyu da şalgam suyu gibi içiliyor. Beklemeye tahammülü olmayan sabırsız hatunlar için geliyor tarifim 😉

Malzemeler

  • 2 orta boy kırmızı pancar
  • Bir küçük lahananın yarısı
  • 2 adet havuç
  • 1.5 su bardağı üzüm sirkesi
  • 2 yemek kaşığı tuz (kaşıkla silme olacak)
  • 3 iri diş sarımsak


Pratik turşu nasıl yapılır?

  • Orta boy tencereye  yarıya yakın seviyede su koyun. Sirkenin yarısı ve 1 yemek kaşığı tuzu da ekleyip kaynamaya bırakın.
  • Kaynayan suya iri doğranmış lahanaları ekleyip 2-3 dakika kadar haşlayın. (Çok yumuşamayacak)
  • Haşlanan lahanaları kevgirle alın. Delikli bir kabın içine koyup yayın.  (Fazla üst üste binerse sıcaklığıyla eriyebilir)
  • Bu kez soyulup aynı boyda doğranmış  kırmızı pancar ve havucu ekleyin. 7-8 dakika  hafif yumuşayana kadar haşlayın. (Yerken hangi kıvamda seviyorsanız, o ayarda haşlayın.)
  • Haşlanıp süzülen lahanaları, ayrı bir kaba alın. Pancar ve havucu da sudan çıkarıp lahanaya ekleyin. Sarımsağı ince ince dilimleyip ilave edin ve hepsini harmanlayın.
  • 2 lt lik bir kavanoza yerleştirip kalan sirkeyi ve sebzelerin üzerini geçecek kadar su  doldurun. Elinizle tutarak suyu başka bir kaba dökün. Tuzunu ekleyip karıştırın ve suyu yeniden turşunun üzerine dökün.
  • Sebzelerin üstte kalmaması için üzerine küçük bir ağırlık koyabilirsiniz.
  • Hemen ertesi gün turşuyu tüketebilirsiniz. Fakat 2 gün beklerse tadı daha iyi oturmuş oluyor.
  • Afiyet şifa olsun.

SEN ALLAH’IN ÖZEL MİSAFİRİSİN (Muhteşem bir sohbet!  Mutlaka dinlemenizi tavsiye ediyorum. Hatırlattığı için Banu Abla’dan Allah razı olsun)

Çiğdemler açmış dağlarda. Eşim epeyce yukarılara çıkıp: “Haydi gel burada çiğdemler var “deyince sevinçle tırmandım yukarılara. Tırmanırken ayağım kayıp biraz yuvarlandım 🙂 Otların üzerinde geceden kalan çiğ taneleri vardı. Üzerim  ıslandı biraz. Bu his bile beni mutlu etti 🙂

Sadece küçük bir alanda çiğdemler vardı. Kaç tane resim çektim, ne kadar inceledim bilmiyorum. Ara ara diğer resimleri de paylaşırım inşaAllah 😉

Yörük gelini çiçekleri ömrünü tamamlıyor artık. Her biri hayat ve ölümü hatırlatan bir tablo gibi. İbret alanlara, sonunun ölüm olduğunu bilip, o minval üzere hazırlık yapanlara ne mutlu…