Selamun aleykum kardeşlerim♥

Sanki son teşrik tekbirlerini daha dün getirmiştik. Bu bayram daha mı çabuk geldi ne? Hep acılarla girdik biz bayramlara. Bu bayrama da nice ölümler, şehadetler, yürek yangınlarıyla girdik. Ne tarafa dönsek inim inim inleyen kardeşlerimizi buluyoruz. Gözümüzü hangi yöne dönsek hudutsuz zulümler karşılıyor bizi. Yine de sevinçli çocuklarımız. Devam ediyor hâlâ umutlarımız.

Bayramlar Rabbimizin bir hediyesiyse bize, elbette sevinmek en tabii hakkımız. Yine olsun şekerimiz baklavamız, kavurmamız… Ama unutmayalım ne için bayram etmemiz gerektiğini. Bir kurbanı boğazlarken beraberinde neleri de kurban etmemiz gerektiğini unutmayalım. Kendi istemleri dışında Allah’a kurban edilen hayvanlar gibi, kendi istemimiz dışında öleceğimiz vakit, hayvandan bir farkımız olsun diye, yaşarken kurban edelim Rabbi razı etmeyen amellerimizi.

Bu bayram tertemiz kılsın, arındırsın Rabbimiz bizi.

Beni okuyan, bana sabreden herkesin, beni Allah için seven tüm kardeşlerimin bayramı mübarek olsun ♥

…………………………………………

SENİN İSMAİL’İN KİM?

“Bu İbrahim’in dinidir; kana susamış tanrıların, mazoşistlerin ve işkencecilerin değil. İnsanın mükemmelliğe ulaşmasının, bencillikten ve hayvani arzularından kurtulmasının hikayesidir yaşanan. İnsanın daha ulvi bir makama ve aşka, ve bilinçli bir insan olarak sorumluluklarını yerine getirmesine engel olacak her şeyden azade olduğu bir iradeye yükselişidir…

…Hikaye, bir koçun kurban edilişiyle sona eriyor. Bu, Yüce Allah’ın tarihin en büyük insan trajedisinin sonuna ilişkin dileğidir – birkaç aç insanı doyurmak için bir koç kurban etmek.

Sen de İbrahim gibi kendi İsmail’ini getirmelisin Mina’ya. Senin İsmail’in kim? Ancak sen bilebilirsin, başkası değil. Belki eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs. Ne olduğunu bilmiyorum, ama İbrahim’in İsmail’i sevdiği kadar sevdiğin birşey olmalı. Senin özgürlüğünden çalan, görevlerini yerine getirmeni engelleyen, seni eğlendiren, hakikatı duymaktan ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meşrulaştırıcı sebepler ürettiren ve seni sadece gelecekte senden gelecek yardım için destekleyen ne varsa; işte bunlar onun işaretlerindendir. Onu arayıp bulmalısın. Eğer Allah’a yaklaşmak istiyorsan, İsmail’i Mina’da kurban etmen gerek.

İsmail’in yerine geçecek koçu (fidye) sen tespit etme, bırak Allah sana yardım etsin ve bir hediye olarak göndersin. O, koçu ancak bu şekilde kurban olarak kabul eder. Koç ancak İsmail’in bedeli olduğunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır.” (Ali Şeriati)

Not: Ali Şeriati tümüyle kabul ettiğim bir yazar değildir. Sadece kitaplarının bazı bölümlerini severim.