kpss“Abla ne olur dua et bana” diye yazmış bir genç kızımız. “Kpss’ye gireceğim. Ailemin benden beklentileri var. Sınavı kazanamazsam, bir de iş bulamadan evlenirsem beni sürekli rencide etmelerinden, küçük görmelerinden korkuyorum….”

Nasıl bir zamana düştük Allahım! Anne babanın mutlu bir yuvası olmuş yetmemiş. Sağlıklı, saygılı bir evladı olmuş yetmemiş. Bütün nimetler, lütuflar unutulmuş ve tek hedef kpss sınavı olmuş. Kpss’yi kazanıp iş bulunca, kızımız zengin bir kocaya sahip olunca bitecek mi bütün dertlerimiz? O vakit mutlu olacak mıyız gerçekten?

Tırnaklarımızla, dişlerimizle kazırken hayatı, eteklerimizden dökülenleri, yitirdiklerimizi fark etmiyoruz. Gözlerimizi uzaktakine dikip ihtiraslarımızı büyütürken, burnumuzun dibindeki nimetleri görmüyoruz. Nedir bu telaşımız? Şu kısacık dünya hayatından, asıl yurda ne götürmeyi planlıyoruz? Hedefimiz nedir Allah aşkına!

“Ben çok çektim diyor” kadın. “Kızım okusun çekmesin.” Ahh güzel anne! Senin ömür boyu çektiğin çileyi, sen kızına 2 yılda çektirdin!

Çok iyi bir yer okuyunca, çok çalışınca, çok kazanınca bitecek sanıyoruz değil mi? Bitmiyor. Dibi delik bir çuval gibi dünya sevgisi. İçine bütün dünyayı sığdırsak da dolmuyor. Tuzlu bir su gibi dünya. İçtikçe susuzluğumuz artıyor. Evladımız daha mutlu olacak zannıyla, onu daha çok dünya telaşlarına çekiyoruz ama, inanın boğuyoruz evlatlarımızı…

“Ne tatlı bir kızınız var” diyorum. “Kızım tatlı da, Kpss’yi kazanamadı daha. İnşallah bu yıl kazanırda bir işi olur” diyor. Salih ameller listesinde Kpss’yi kazanmak diye bir madde vardı da ben mi bilmiyorum. Kitapta ilk emir oku değil miydi? Kpss’yi kazan diyen bir emir vardı da ben mi bilmiyorum?

Bir deste diploma olmuş gencin elinde ama henüz okumayı bilmiyor hayret…

Bırakın hayatı, kendisini bile okuyamıyor daha ne acı… Rabbini, Kitabını, yaratılış gayesini bilmiyor ne büyük bir yoksunluk!

Biz evladımızın sınavlarını, notlarını takip ederken, onu sevmeyi unuttuk farkında mıyız? Beyni kaygılarla dolu, tevekkülü tanımayan mutsuz bir evlat yetiştirdik farkında mıyız?

Taştan yapılmış putları geçelim. KPSS diye yok olası bir put var artık farkında mıyız?

Okullara “Tevekkül dersleri” konulsun acilen! Bu kadar dayatmaya nasıl dayanıyor bu çocuklar. Bu kadar kaygıyla, şüpheyle, beklentiyle nasıl yaşıyor?

“İster hoşuma giden olsun, isterse de gitmeyen; hangi hal üzere sabahlarsam sabahlayayım benim için fark etmez. Çünkü ben hayrın hoşuma gidende mi yoksa gitmeyende mi olduğunu bilmiyorum.” diyor Ömer Radıyallahu anh İşte tevekkül dersi bu! İlk bunu öğretmeliydik yavrularımıza.

Sabah namazına kaldıramadığımız çocuklarımızın, kaçırdığı namazlarına değilde, kazanamadığı sınavlara yanıyorsa içimiz, önce biz neleri kaybettiğimizi düşünelim.

“Çok iyi bir işim var ama mutsuzum” diye yazmış genç bir kadın. “Evimi, çocuğumu özlüyorum. İşten ayrılmak istiyorum. Eşim razı olmuyor. Başta böyle konuşmamıştık diyor.  Ailem karşı çıkıyor. Boşuna mı okudun, boşuna mı Kpss’yi kazandın diyorlar. Ne evime, ne çocuğuma, ne kendime yetemiyorum. İbadetlere kendimi veremiyorum.”

Mutlu muyuz?

Cahide Sultan