“Ne mükemmel bir insansınız. Size çok özeniyorum” diyor bazıları. Ben böyle mesajları okuyunca gülüyorum. Çünkü hayatımda kendim de dahil, mükemmel bir insan görmedim.

Mükemmel gibi görünen yemek fotoları her zaman düzenli bir ortamda çekiliyor sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Bazen kalabalıkları yan tarafa itip fotoğraf çekiyorum. Bu esnada tezgahın üstü her zaman bal dök yala kıvamında olmuyor mesela 🙂

O güzel fotoğrafların ardından, çiçekli örtü ve kaşıkları dolaba kaldırıyor yer sofrasında yiyoruz yemeklerimizi. Süslü peçete falan da kullanmıyoruz.

Çocuklarım mükemmel sanıyorsunuz. Kimsenin çocuğu mükemmel değildir. Nuh aleyhisselam’ın oğlunu unutmayın olur mu? Geçen gün oğlumla tartışmamızı kesin duymuştur alt komşu… 

Arapça bilmiyor, Kur’an’ı sesli okumaya hâlâ çekiniyorum. Güzel yazılar yazıyor, ama konuşurken bazen söyleyeceklerimi unutuyorum. Sohbet falan da vermiyorum. Geçmişte yazdığım bazı yazıları saçma bulup siliyorum. Bazılarını ise sanki ben değil başkası yazmış gibi hayranlıkla okuyorum. Çok yazıyorum diye sanmayın ki alimim. İslam diye bir derdim var. Bu yüzden yanıyor yüreğim…

Çok değişik tarifler hazırlıyor ama misafir geleceği zaman menü hazırlamakta zorlanıyorum. Nasıl özenilen bir kadın olabilirim ki? Kocam olmadan pazara bile tek başına çıkmıyorum. Araba kullanmayı bilmiyorum. (Doğrusu, bu umrumda bile değil 🙂 )

Ömrüm geçse Keriman Ablam (görümcem) gibi baklava açamam mesela. Sac böreğini kayınvalidem gibi güzel yapamam…

İnstagramda pürüzsüz gördüğünüz yüzlerin hepsi filtrelenmiş. Çiller, çizgiler kayboluyor filtreleyince. Kocasıyla yanak yanağa resmini paylaşıp aşk sözleri paylaşanların her günü böyle aşklı meşkli geçmiyor. Her gün ayrı bir bölümü sergilenen gösterişli evlerin bazısına huzur hiç uğramıyor…

İnsanlar ne der diye düşünürken, çift tıklamaları, beğenileri hesap ederken, ölüme giden yolda ömrümüzün hızla tükenişini hesap edemiyoruz. El görsün, el beğensinin kaygısını taşırken, Allah’ın beğenilerini aklımıza bile getirmiyoruz…

Bize mutluluğun sırlarını anlatan, kalın kalın kitaplar yazan psikolog boşanmış. Genç erkeğin, güzelliğine vurulup aşık olduğu kız meğer makyajlıymış. Her tarafı dolgulu kıyafetler üretmişler. Olmayanı varmış gibi gösteriyor…

Nasıldı o şarkı?

“Tak etti canıma bu maskeli balo. Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri…”

Cahide Sultan